Obasya Projesi'ni
eğitimde ve kültür turizmi alanında son yıllarda geliştirdiğimiz yeni bir
yaklaşım (konsept kavram) olarak sunuyoruz. Bir turizm tesisini tarihin eski
bir kesitinde, mimarisi, üretim süreçleri, müziği, giysi ve yemekleri yani tüm
özellikleri ile içinde yaşanılan folklorik ve etnoğrafik unsurları çevreye
saygılı ve doğayla uyumlu olarak kurgulamak bu konseptin ana fikrini
oluşturmaktadır. Obasya Projesi bu yönü ile bir çevre koruma ve geliştirme
projesi olduğu kadar zamanda ve mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm
projesidir.
Tarih ve folkloru
görerek, dokunarak ve içine katılarak yaşamak tarih, sosyal antropoloji ve
etnoloji eğitimleri için benzersiz bir atölye çalışması. Böyle bir "göçer
obası" yerleşimde tarihsel ve toplumsal yapıya mümkün olduğunca aslına
sadık kalarak düzenlenmiş bir mekanda gecelemek dönemin kostümlerini giyerek el
sanatı atölyelerindeki çalışmaları izlemek, hatta çalışmaya katılmak,
geleneksel mutfak ve müziklerle tanışmak, at gezileri ile doğanın içinde olmak
kültür turizmi açısından yeni bir yaklaşım olarak görülmekle ve Obasya
Kamping'de bu yaklaşım esas alınmaktadır.
2. OBOSYA ZAMAN
GEÇİDİ MÜZESİ KAMPİNGİ:
2.1. Tema ve
Tarihsel Dönem:
OBASYA Projesi geniş
Avrasya Coğrafyasında yüzyılları kapsayan göçebe yaşamların günümüze dek uzanan
ve giderek kaybolan doğayla uyumlu ve devingen zengin deneyimlerinin yeni
malzemeler ve teknolojilerle 21. Yüzyıla uyarlanması ve yeniden yapılandırılmasıdır.
Kampingde, keçe ve kıl çadırlar kullanılacak, bir obanın geleneksel düzeni ve
günlük yaşamı içinde folklorik özellikleri korunmaya özen gösterilecektir.
2.2 Topak Ev (keçe yurt):
Asya göçebe
toplumlarının halen kullandığı adına topak ev de denilen keçe yurtlar tamamen
doğal malzemeler olan keçe ve ağaçla yapılan kolayca sökülüp taşınarak yeniden
kurulabilecek portatif bir konuttur.
Asya'nın göçebe Türk-Moğol topluluklarında binlerce yılda gelişen doğayla
bütünleşmiş yaşam tarzı ve el sanatları en iyi ifadesini topak ev çevresinde
bulur. Yurt sözcüğü ile Türkçe'den Dünya dillerine geçen topak evler yapılarını
basit ya da karmaşık olmasına veya boyutlarına göre birçok Türkçe terimlerle
ifade edilen öğeleriyle zengin bir yaşam tarzını oluşturur. (Topak ev ya da
Yurt adıyla bildiğimiz ağaç ve keçeden oluşan ev geleneksel yapısı korunarak
ancak yeni malzemelerle ve içinde yaşam kalitesini iyileştirecek banyo, mutfak
gibi ilavelerle ABD, Kanada ve İngiltere'de Yurt adıyla üretilmekte,
pazarlanmakta ve her türlü iklim şartlarında kullanılmaktadır.)
2.3 Topak
Ev (Yurt)'un Tarihsel Gelişimi:
Avrasya göçebe
toplumlarının kendi koyunlarının yünleri ile yaptıkları keçeleri ağaç
iskeletlerle birleştirip steplerin sert iklim koşullarına dayanıklı topak
evleri (Yurt) ilk kez ne zaman yapmaya başladıkları ile ilgili arkeolojik
veriler çok azdır. Şüphesiz ki kullanımı çok eskilere uzanan bu portatif konut
tipi hakkındaki ilk yazılı bilgiler M.Ö. I' binde Çin kaynakları ve Heredot
tarihinde karşımıza çıkar. Çin'in kuzey doğusunda bir devlet kuran ama
Çinlilerle yaptıkları savaşlarda yenilince Ukrayna steplerine göç eden
İskitlerden, Historia (Tarih) isimli kitabında söz eden Heredot onların keçe
yurtlarının çok büyük tekerlekleri olan kağnılar üzerine kurulduğunu ve bu
arabaları altı öküzün çektiğini anlatır. Cengiz Han'ın keçotağının bir kağnı
üzerine yerleştirildiği ve orduyu takip ettiği bilinmektedir.
Keçe yurt bugünde
Kırgız ve Kazak gibi hayvancılık uğraşını önemli ölçüde sürdüren Türk Halkları
ve Moğollar tarafından özgün biçimiyle korunarak kullanılmaktadır.
2.4 Anadolu Konar - Göçer Kültüründe Kıl Çadır:
Konar-Göçer çoban
yaşamı olağan koşullarda kışın ovaya yazında yaylaya yapılan mevsimlik göçlerle
sürerdi. Osmanlı yönetiminin göçerlere toprak ve mera verip iskana teşvik
etmesine rağmen "Yörük" denilen göçebe savak aşiretlerinin konar-göçerliği 20. yy başlarına kadar giderek azalarak varlığını korudu. Birçok
aşiret kışı ovadaki köylerinde geçiriyor hatta kendi ihtiyaçlarına yetebilecek
ölçüde tarımda yapıyordu.
Bu yarı göçerlikte
topak ev ya da diğer adı ile yurt, yerini taşınması ve kurulması daha kolay
olan ve ihtiyaca göre büyültülüp küçültülebilecek keçi kılından dokunmuş
çadırlara bıraktı. Kıl çadır dokumanın geniş gözenekleri ile iç mekanda hava
sirkülasyonu sağlıyor ama keçi kılı yağmur ve nemle genleşip su geçirmez hale
geliyordu.
3. OBASYA PROJESİ YUNT DAĞLARIDA KURULACAKTIR:
Yunt Dağları İzmir ve Manisa illeri sınırları içinde
kalır. Kuzeyinde Bakırçay Irmağı ve ovası bulunur. Doğuda Gediz ırmağının
suladığı Manisa Ovasına uzanır.
Manisa'nın Soma ve Kırkağaç, İzmir'in Kınık
ilçeleri ve kasabaları Yunt Dağları'nın kuzey eteklerinde bulunur. Bergama
ilçesi de Yunt Dağları'nın büyük bir kısmını içine alır.
Antik çağ coğrafyacısı Strabon'a göre, Yunt
Dağları'nın en eski adı Aspordenon[1] 'dur.
Manisa'ya bağlı
Köseler Köyü yakınındaki antik Aigai kenti, Klasik çağın on iki Aiolis
kentinden biridir. Bugün bile görkemli kalıntılarıyla önemli bir ören yeridir.
Ayrıca, Kınık'a bağlı Poyracık beldesi yakınlarındaki antik Gambrion ve
Paleogambrion siteleri de Yunt Dağları'nın Bakırçay ovasıyla kesiştiği
yerlerdedir.
Helenistik
dönemde Pergamon Krallığı egemenliği altında bulunan Yunt Dağları üzerinde,
Kınık'ın Karadağ yöresinde, Pergamon Krallığı'nın kurucusu Filetairos
tarafından Ana Tanrıça, Magna Mater, Kybele adından büyük bir tapınak
yaptırılmıştır. Projenin gerçekleştirileceği Ortaköy’de her yıl yayla
şenlikleri düzenlenmektedir. Orta-köy yakınındaki Türkmen Köyü’nde Ege
Bölgemizin en büyük şelalesi olan Türkmen Şelalesi bulunmaktadır. İzmir’in su
ihtiyacının bir bölümünü karşılayan Güzel Hisar Barajı da Yunt Dağlarındadır.
Obasya Kamping
Projesi gerçekleştirildiğinde, Yunt Dağlarında Turizmin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Manisa Yunt
Dağlarında, göçebe kültürlerinin ortak özelliklerini taşıyan topak evler
(yurt) ve kıl çadırlardan bir yerleşim oluşturulması düşüncesi, görüşmeler
yaptığımız Kazakistan ve Kırgızistanlı ilgililer tarafından da ilgiyle
karşılanmış ve projeye destek verileceği belirtilmiştir. ABD, Kanada, Çin ve
Kore tarafından benimsenen geleneksel "yurt" çadırlarına Türkiye'de daha
fazla gecikmeden sahip çıkmalıdır.
Projenin temel
amacı: Tarihi-arkeolojik hâzinelerle de dolu bu tabiat harikasının tabii,
coğrafi ve tarihi dokusunun dünyada ve yurdumuzda son yarım asırda birçok yerde
olumsuz örneklerini gördüğümüz biçimde beton yapılaşmalarla bozulmadan ve yok
olmadan kültür ve doğa turizmine açmak, halkımızın ve yöremize gelen tüm
insanların hizmetine sunmaktır.
Bu amaca ulaşmak
için, uzun araştırma ve tartışmalardan sonra bulduğumuz en uygun çözüm
atalarımızın binlerce yıldır Orta Asya'dan beri sürdüre geldiği göçebe yaşam
tarzı ve onun ayrılmaz bir parçası ve ana unsuru olan keçe yurt ve çadır
kültürüdür. Bu yolla tabiatı bozmadan ona zarar verip sömürmeden ve tüketmeden,
onunla uyum kurarak ve uzlaşarak onun nimetlerinden ve güzelliklerinden
yararlanabileceğimiz sonucuna vardık.
Anadolu'da hemen
hemen kaybolmaya yüz tutmuş bu yaşam tarzının ve kültürünün Kırgızistan'da,
Kazakistan'da, Moğolistan'da ve Sibirya'da hala varlığını ve canlılığını
korumakta olduğunu büyük bir sevinçle öğrenmekte ve görmekteyiz. Amerikalılar,
AvrupalIlar, Çinli ve Koreliler bu deneyimi post modern bir anlayışla
geliştirip güncellemişler ve başta turizm olmak üzere değişik amaçlarla
kullanmaktadırlar. Yurt'lar (topak evler) Amerikan firmaları tarafından olağanüstü
bir tasarım olarak değerlendirilmekte, üretilip pazarlanmakta, kayak
merkezlerinde, deniz kıyılarında her türlü iklim koşullarında kullanılmaktadır.
Modernleşmenin
olumlu olduğu kadar olumsuz, yıkıcı yönlerinin bu yaşam tarzını ve kültürünü
orada da tümüyle yok etmeden 21. yüzyılın sağladığı olanaklarla ve yeteneklerle
bütünleştirerek ve güçlendirerek canlandırmak ve çağdaş yaşam koşulları içinde
yenileştirerek işlevsel kılmak amacındayız. Bu amaçla Yunt Dağları'nda turizm
geliştirme projelerimizi atalarımızın binlerce yıllık yaşam deneyiminden
yararlanarak geliştirme kararındayız. Bu kararımızı hayata geçirmek turizm
girişimcilerimizin ve yatırımcılarımızın yararlanabilecekleri bir örnek
sunabilmek için S.S. Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi kurulmuştur. Proje
alanında, işbirliği yapacağımız ülke, üniversite ve ilgili kurum ve
kuruluşlarla, girişimcilerin katılımları ile Obasya Kampingin, konaklama ve
hizmet çadırları ile kurması sağlanacaktır. Anadolu Yörük kültürünün simgesi
olan kıl çadırlarla bütünleştirilecek Projenin başarısı ve gelişimi, oluşacak
turizm talebine göre uygulama işbirliği içinde geliştirilecek ve
olgunlaştıracaktır.
3.1. OBASYA Zaman Geçidi Müzesi Yerleşim Düzeni:
3.2. A. Giriş Kapısı ve Obaya Uzanan Yol
Arazinin ahşap bir
çitle çevrelenecektir. Hafif bir iç bükeyiikde kurularak görsel derinlik
kazandırılan çitin yanındaki yine çit çevrili tarlalarda gezen atlar hem tarihimizin
Avrasya steplerindeki atlı göçebe çoban yaşam sürecini hem de halkımızın
kaybolmaya yüz tutan at sevgisini ve atçılık kültürünü yeniden
canlandıracaktır.
3.3. B. OBASYA Yerleşim Düzeni:
1. Keçe yurtlar araziye, arazinin eğim durumuna göre
yerleştirilerek, geleneksel oba düzeni kurgulanacaktır.
2. Büyük bir yurt müze sergi salonu olarak tamamen
orijinal yapısı, özgün iç dekorasyonunun keçe yaygıları, renkli desenlerle
bezeli mobilyaları, ataları simgeleyen keçeden yapılmış ufak heykeller
(tözler), metal plakalarla süslü ahşaptan veya seramikten kaplar, eyerler, at
koşum takımları ve diğer donanımlarla döşenecektir. Bu çadır Anadolu yörük
kültürünün Etnografya Müzesi niteliğinde olacaktır.
3. Çadır yurt
geleneğinin hala canlı olduğu Kazakistan, Kırgizistan v.b. ülkelerin
temsilcileri ile kurulan ilişkiler çerçevesinde o ülkelere kendi geleneksel
göçer kültürlerini tanıtabilecekleri ve yaşatabilecekleri büyük çadır mekanları
tahsis edilecektir.
Anadolu Yörük
kültürünün kıl çadırları arazinin meşe
ağaçları ile kaplı yamaçlarında oluşturulacak setler üzerine
kurulacaktır. Bu çok direkli geniş çadırlar tamamen otantik çizgide kilim,
cicim ve sili tekniği ile yapılmış dokumalarla döşenecektir. Çadırların biri
ikinci müze salonu görevini yüklenecek diğer çadırlar tesisin restoranı /
kafeteryası ve toplantı salonu olarak kullanılacaktır.
4. Diğer keçe yurtlar dış görünüşleri ile tamamen
orijinallerine uygun olacaktır. Ancak inşaatlarında kullanılacak prefabrik
malzemeler ve içlerindeki oturma ve yatak odası mekanları ve banyo ve wc.leri
ile birer bungalov niteliğini taşıyacaktır. İç dekorasyonlarında geleneksel
mobilya ve keçe yaygıların kullanılacağı bu obalar tesisin bungalovlarıdır.
5. Obasya Kampinge ek olarak konulacak ülke pavyonu niteliğindeki
ara çadırlar o ülke kültürünü geçmişten geleceğe taşıyarak OBASYA Konseptini
tamamlayacaktır. Kazaklar ve Kırgızlarla kurulan temaslar ümit vericidir.
6. Kamping içinde doğal görünümlü setlerle gölcükler
oluşturulacak yağmur suyu ile dolacak ve eksildikçe takviye edilecek su bu
gölcükler arasında şelaleler şeklinde akıtılıp pompalanarak tekrar başlangıç
noktasına yönlendirilecektir. Suyun sağladığı ses ve hareket obanın doğal
dokusunu güçlendirirken aynı zamanda atlar ve diğer hayvanların sulanmasında
kullanılacaktır.
7. Bu su kaynağı aynı zamanda kurak arazinin
ağaçlandırmasında kullanılarak çevre geliştirmesi sağlanacaktır.
4. 0BASYA'DA YAŞAM
- OBASYA Kampingini
tamamlayıcı Avrasya ülke pavyonları çalışanları geleneksel kostümleri
giyecektir. Konuklar istedikleri takdirde o ülke pavyonundan börk, papak gibi
başlıklar ile kaftan, kırbaç ve çizmeler ile bu kıyafetlerin aksesuarlarını
temin edip müze konseptine uyabilecektir.
-Oba çevresindeki
ağıllarda küçük bir koyun keçi sürüsü bulunacak, koyun kırkımı, süt sağımı,
peynir yapımı gibi hayvancılıkla ilgili üretimler obanın sergi düzeninin bir
parçası olacaktır.
-Oba girişinde yer
alan atlar isteyen konukların doğa gezilerinde de kullanılacaktır. Dekoru
tamamlamak için beslenen hayvanlar arasında bir çift deve de yer alacaktır.
-Avrasya ülke
pavyonları o ülkelerin geleneksel yiyecek ve içeceklerinin sunulacağı ülke
mutfakları ve restoranları olarak işlev ve hizmet göreceklerdir.
-Bu restoranlarda
yemekler tamamen folklorik menüden hazırlanacak ekmekler saç yufkası ve köy
tipi ev fırınlarındaki pişirilmesi için geleneksel üretim donanımları
kurulacaktır.
-Özel kıyafetleri ve
çalgıları ile ülke pavyonlarında o ülke müziklerine bu kültürlerin
enstrümanlarını icra eden müzisyenler,
destan okuyucular obanın kültürel etkinliklerinin bir parçası olacaktır.
-Oba çadırlarının
arasında kilim ve halı dokuma tezgahları, ağaç oymacı ve enstrüman yapımı
ustaları çalışacak ayrıca bir demirci atölyesi kurulacak işyeri çadırları
oluşturulacaktır. Periyodik programlar halinde keçe yapımı, deri ve ahşap
işlemeciliği vb. geleneksel sanatlar pazarlama olanakları sağlanarak
desteklenecektir. Ülke pavyonları da bu yönde özendirilecektir.
-Obanın kamping ve
otopark bölümünde kurulacak hediyelik eşya standında İç Asya'dan Anadolu'ya
kadar uzanan coğrafyanın kültürünü temsil eden takılar, küçük ev eşyaları, deri
ve keçe işleri ile dokuma ve işlemeler bulunacak ve pazarlanacaktır.
-Ülke pavyonlarında
(han çadırlarında) toplantı ve sunum salonunda video gösteri ile
bilgilendirmeler yapılacak o ülkelerin kendilerini tanıtmaları sağlanacaktır.
Kırgızistan Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Sn. Alime Okayeva'nın Kazak
Profesörü Zeyneş İsmail'in Manisa ziyaretinde yaptığımız görüşmeler bu konuda
ümit verici başlangıçlar olmuştur.
-Ülke pavyonlarının
dış kenarlarının birine ahşap sütunlu kısa galeriler kurulup burada bu ülke
folklorunu ve göçebelerin, folklorik giysileri ve kırsal yaşamları ile
tanıtacak panolar sergilenecektir. Ülke pavyonlarının geliştirilmesinde o ülke
büyükelçilikleri ve konsoloslukları, Türkiye'deki öğrenciler ve yurttaşları
kadar Belediyemizin kardeş kentler uygulamalarından destek alınacaktır.
OBASYA’DA ŞENLİKLER DÜZENLENECEK
OBASYA’DA EL SANATLARI SERGİLERİ AÇILACAK
OBASYA’DA HALI VE KİLİM DOKUNACAK VE
PAZARLANACAK
OBASYA’DA MÜZİK
ALETLERİ ÜRETİLİP PAZARLANACAK
OBASYA’DA OKÇULUK
EĞİTİMLERİ VERİLECEK,
TURNUVALAR DÜZENLENECEK
5. PROJE HEDEFİ
Projenin hedefi
unutulan ya da ders kitaplarının kalıpları içine sıkışan geleneksel ve kültürel
değerlerimizi içinde yaşayarak öğretmek
kardeş halk ve devletlerle ortak noktalarımızı hatırlatmaktır. Bu ana hedefin
dışında OBASYA Kamping sunduğu pastoral yaşam kesimi ile kent insanının koptuğu
doğa ile bütünleştirmeyi, çocukları ekoloji ve çevre koruma konularında
eğitmeyi amaçlamaktadır. Bu geniş perspektifi ile OBASYA Projesi tarihe ve
doğaya içten bir davettir.
Tümüyle ahşap, keçe
ve keçi kılından yapılmış malzemelerle oluşan yurt ve çadırların, depremden
zarar görmeyeceği için, OBASYA Kampingi Depremde, hazır Toplantı ve Konaklama
mekanlarıyla Manisa Kriz Yönetim Merkezi olarak kullanılabilir. Bu yönüyle de
OBASYA Projesi deprem kuşağı içinde yer alan ve sık sık deprem felaketleri
yaşayan ülkemizde kentlerimiz için örnek teşkil edecek yeni bir uygulama
olacaktır.
6. PROJE EVRELERİ
Proje uygulaması ilk
evrede, ulaşım aydınlatma ve su altyapı tesisleri kurulacaktır. Giriş ve çevre
düzenlemeleri yapılacak , konaklama için yurtlar yapılacaktır.
Proje bu ilk
kurulumdan sonra iç ve dış turizmden gelecek talep gerçekleşmelerine göre
yıllık programlar ile bu kapasite ek yaptırımlarla genişletilecek ve iktisaden optimal ölçek yakalanacaktır.
Projenin çok önemli diğer gelişim ekseni ise ülke
pavyonları olacaktır. İlk evreden sonra şimdiden Kazaklar ve Kırgızlar ile
kurduğumuz iletişim ile bu ülke pavyonları 2. evrede oluşturulabilecektir.
Manisa Valiliği ve Belediyesi'nin etkin desteği ve ilgili Bakanlıklar nezdinde
girişimleri sayesinde diğer ülke pavyonları da ileriki evrelerde kurulduğu
takdirde başarılı bir örneğini ABD Orlando Kentinin Disneyland bölgesinde
gördüğümüz Dünya Ülkeleri Parkı, göçer ( nomadic) kültürleri çerçevesinde
Manisa'da süreç içinde geliştirilebilecektir. Orlanda Modeli Obasya Projesi'nin
geleceğe dönük parlak bir gelişim ekseni olabilir.
Projede optimal
ölçeğe ulaşabilmek için düşündüğümüz bir diğer eksen önce sahillerimizde şimdi
ise yaylalarımızda doğa tahribatına ve betonlaşmaya yol açan yazlık konut
kooperatifçiliğinin doğayla uyumlu, çevreye saygılı çadır-konut konseptine
uyarlanması olacaktır.