Önemli meselelerde halkın iradesini belirlemek gayesiyle vatandaşlar
tarafından yapılan oylamaya referandum deniyor.
Anayasaların önemli değişikliklerinde referandumla halkın oyuna
başvuruluyor. Türkiye'de, Fransa'da ve İsviçre'de yeni anayasaların kabulü bu
şekilde olmuştur.
Türkiye tarihi bir referanduma gidiyor. 16 Nisan 2017 günü yapılacak yeni anayasa referandumu için geri sayım başladı. AK Parti ve MHP referandumda halkı 'EVET' demeye çağırırken CHP, HDP, MSP, DP. VATAN PARTİSİ’de referandumda halkı 'HAYIR' demeye çağırıyorlar. MHP içinde, bazı milletvekillerinin ve genel başkan adaylarının öncülüğünde “Hayır” çağrıları devam ediyor. Sonucu 16 Nisan’da hep birlikte göreceğiz.
Değişikliğin önemli yönü, Cumhurbaşkanının, aynı zamanda parlamento dışından oluşturulacak hükümetin başkanı olması, siyasi partisi ile ilişkisini sürdürmesi, genel başkanı olabilmesidir. Halk tarafından seçilecek Başkan, Bakanlar Kurulunu milletvekillerinin arasından seçmeyecek. Dışarıdan bakanlar kurulu oluşturacak. Bakanlar Kurulu için güven oylaması yapılmayacak. Gensoru olmayacak.
Peki Milletvekilleri ne yapacak? Onlar ağırlıklı olarak yasama görevini yerine getirecekler. Getirilmek istenilen değişiklikleri sayfanın izin verdiği ölçüde özetlemeye çalışacağım.
•Milletvekili seçilme yaşı 25'ten 18'e iniyor,
•Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkıyor,
•Milletvekillerinin görevleri ağırlıklı olarak yasama ile sınırlandırılıyor,
•Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Meclis genel seçimi 5 yılda bir aynı gün yapılıyor,
•Cumhurbaşkanı veya Meclis seçimi yenileme kararı verirse, iki seçim aynı anda gerçekleşiyor,
•Cumhurbaşkanı'nın partisi ile ilişiği kesilmiyor,
•Cumhurbaşkanı'na kanun kuvvetinde kararname çıkarma yetkisi veriliyor,
•Üst düzey kamu görevlilerini Cumhurbaşkanı atıyor,
•Kurumlar ile ilgili idari düzenlemeler Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılıyor,
•Bütçe hazırlama yetkisi Cumhurbaşkanı'na veriliyor
•Sıkıyönetim kalkıyor, OHAL yeniden düzenleniyor,
•Yargının bağımsızlığı ifadesine "tarafsızlığı"da ekleniyor
•Hakimler ve Savcılar Kurulu'na yeni düzenleme geliyor.
Ben, önerilen değişikliklerin yeterince anlatıldığı ve anlaşıldığı kanısında değilim. Buna rağmen, seçmenin partilerinin önerisinin dışında oy kullanacak olanların sayısının da artacağını düşünüyorum. MHP içinde “Hayır” diyeceklerin olduğu sadece söylenmiyor, bazı milletvekillerinin ve genel başkan adaylarının yaptığı toplantılarla da görülüyor. Her parti içinde çok ya da az partisinin belirlediği oydan farklı oy kullanacağını söyleyen seçmenler bulunuyor. Değişiklik metinleri anlatıldıkça kararsızların sayısının giderek azalacağı görülecektir.
Bir başka gözlemimi de aktarmak istiyorum. Bu referandumda seçimlerde yaşanan coşku yaşanmıyor.
EVET için çağrı yapan milletvekilleri ile HAYIR için çağrı yapan milletvekilleri ya da parti liderleri televizyonlarda bir araya gelip konuyu görüşemiyor. Düşüncelerini paylaşamıyor. Yapılan kamuoyu yoklamalarından EVET diyenlerle HAYIR diyenler arasındaki oy farkının çok fazla olmayacağı anlaşılıyor. Bu durum referandum sonrasında sonuçların tartışılmasına neden olabilir. Oysa bizim ekonomik sorunlar üzerine yoğunlaşmamız, dış ilişkileri düzenlememiz, yakın komşularımızla sorunlarımızı çözmemiz, AB ilişkilerine yeniden hız kazandırmamız gerekiyor. Bunun için ulusal barışa ve dayanışmaya büyük ihtiyacımız var.
Her yazımda yaptığım çağrıyı bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Ayrışmayalım, birleşelim. Aynı geminin yolcularıyız. Cumhuriyetimiz ilelebet yaşasın. Bölünmez bütünlüğümüz korunsun. Toplumsal barış ve dayanışma güçlensin. Ne olur germeyelim, gerilmeyelim. Olgunluk içinde referandumu tamamlayalım.
Türkiye tarihi bir referanduma gidiyor. 16 Nisan 2017 günü yapılacak yeni anayasa referandumu için geri sayım başladı. AK Parti ve MHP referandumda halkı 'EVET' demeye çağırırken CHP, HDP, MSP, DP. VATAN PARTİSİ’de referandumda halkı 'HAYIR' demeye çağırıyorlar. MHP içinde, bazı milletvekillerinin ve genel başkan adaylarının öncülüğünde “Hayır” çağrıları devam ediyor. Sonucu 16 Nisan’da hep birlikte göreceğiz.
Değişikliğin önemli yönü, Cumhurbaşkanının, aynı zamanda parlamento dışından oluşturulacak hükümetin başkanı olması, siyasi partisi ile ilişkisini sürdürmesi, genel başkanı olabilmesidir. Halk tarafından seçilecek Başkan, Bakanlar Kurulunu milletvekillerinin arasından seçmeyecek. Dışarıdan bakanlar kurulu oluşturacak. Bakanlar Kurulu için güven oylaması yapılmayacak. Gensoru olmayacak.
Peki Milletvekilleri ne yapacak? Onlar ağırlıklı olarak yasama görevini yerine getirecekler. Getirilmek istenilen değişiklikleri sayfanın izin verdiği ölçüde özetlemeye çalışacağım.
•Milletvekili seçilme yaşı 25'ten 18'e iniyor,
•Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkıyor,
•Milletvekillerinin görevleri ağırlıklı olarak yasama ile sınırlandırılıyor,
•Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Meclis genel seçimi 5 yılda bir aynı gün yapılıyor,
•Cumhurbaşkanı veya Meclis seçimi yenileme kararı verirse, iki seçim aynı anda gerçekleşiyor,
•Cumhurbaşkanı'nın partisi ile ilişiği kesilmiyor,
•Cumhurbaşkanı'na kanun kuvvetinde kararname çıkarma yetkisi veriliyor,
•Üst düzey kamu görevlilerini Cumhurbaşkanı atıyor,
•Kurumlar ile ilgili idari düzenlemeler Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılıyor,
•Bütçe hazırlama yetkisi Cumhurbaşkanı'na veriliyor
•Sıkıyönetim kalkıyor, OHAL yeniden düzenleniyor,
•Yargının bağımsızlığı ifadesine "tarafsızlığı"da ekleniyor
•Hakimler ve Savcılar Kurulu'na yeni düzenleme geliyor.
Ben, önerilen değişikliklerin yeterince anlatıldığı ve anlaşıldığı kanısında değilim. Buna rağmen, seçmenin partilerinin önerisinin dışında oy kullanacak olanların sayısının da artacağını düşünüyorum. MHP içinde “Hayır” diyeceklerin olduğu sadece söylenmiyor, bazı milletvekillerinin ve genel başkan adaylarının yaptığı toplantılarla da görülüyor. Her parti içinde çok ya da az partisinin belirlediği oydan farklı oy kullanacağını söyleyen seçmenler bulunuyor. Değişiklik metinleri anlatıldıkça kararsızların sayısının giderek azalacağı görülecektir.
Bir başka gözlemimi de aktarmak istiyorum. Bu referandumda seçimlerde yaşanan coşku yaşanmıyor.
EVET için çağrı yapan milletvekilleri ile HAYIR için çağrı yapan milletvekilleri ya da parti liderleri televizyonlarda bir araya gelip konuyu görüşemiyor. Düşüncelerini paylaşamıyor. Yapılan kamuoyu yoklamalarından EVET diyenlerle HAYIR diyenler arasındaki oy farkının çok fazla olmayacağı anlaşılıyor. Bu durum referandum sonrasında sonuçların tartışılmasına neden olabilir. Oysa bizim ekonomik sorunlar üzerine yoğunlaşmamız, dış ilişkileri düzenlememiz, yakın komşularımızla sorunlarımızı çözmemiz, AB ilişkilerine yeniden hız kazandırmamız gerekiyor. Bunun için ulusal barışa ve dayanışmaya büyük ihtiyacımız var.
Her yazımda yaptığım çağrıyı bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Ayrışmayalım, birleşelim. Aynı geminin yolcularıyız. Cumhuriyetimiz ilelebet yaşasın. Bölünmez bütünlüğümüz korunsun. Toplumsal barış ve dayanışma güçlensin. Ne olur germeyelim, gerilmeyelim. Olgunluk içinde referandumu tamamlayalım.