Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

22 Şubat 2023 Çarşamba

DEPREM BÖLGESİ İÇİN TOPAKEVLERİ ÖNERİYORUM

Deprem felaketinin yaşandığı bölgeye, konteynerler, bazıları bildiğimiz dikdörtgen, Kırgızistan’dan gelen bazıları yuvarlak, irili ufaklı, korunaklı korunaksız çadırlar hızla kurulmaya başlandı. Kurulanların tümü uzun süre yaşanacak türden değiller. Depremzedelerin ihtiyacı daha uzun süreli kullanabilecekleri, kışın soğuktan donmayacakları, yazın sıcaktan yanmayacakları, yangın çıkma korkusunun yaşanmayacağı, yıkanabilecekleri yemeklerini yapabilecekleri, donatıları olan evler olmalı. Bu konaklama evlerinde, evleri yapılıncaya kadar bir-iki yıl hatta daha uzun süreli kalabilmeliler. 

Deprem bölgelerinde uzun süreli kalınabilen evler yapılabilir. Bunun güzel örneklerinin Japonya’da seri olarak üretilip yıllarca kullanıldığını ömürlerinin 300 yıl olduğunu biliyoruz. 

Uzun bir süredir, 5-6 yıldır Japonların Dome House dediği, benim Topakev olarak adlandırdığım bu evler üzeninde çalışıyorum. Hatta bir örneğini üretip İzmir Fuarı’nda sergilemiştik.

TOPAKEVLER KONUSUNDA SANAYİCİLERLE GÖRÜŞMELERİM OLDU

Güneydoğu’da yaşanan büyük felaketin ardından, çalışmalarımı hızlandırdım ve daha geniş kesimlerle paylaşmaya başladım. Geçtiğimiz Salı günü, bir günlüğüne Ankara’ya gidip geldim. Ankara’daki dostlarımla Topakev üretimi konusunu görüştüm. Görüştüklerim arasında dostlarım, Sayın Murat Karayalçın, Sayın Yunus Murat Güztoklusu, Sayın Taner Topçu, Sayın Adnan Dinçer’i sayabilirim. Görüştüklerimin tümü yeni kentlerin kurulmasında deneyimli dostlarımdı. Topakev konusunun ilgilerini çekmesi ve söyledikleri benim umutlarımı güçlendirdi. 28 Şubat 2023 Salı günü, konuyu Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis toplantısında da paylaşmak istiyorum. Topakevlerin Manisa’da üretilip üretilemeyeceği konusunda da sanayicilerle görüşmelerim oldu. Topakevleri Manisa’da üretebilecek teknoloji, bilgi birikimi ve altyapının olduğunu gördüm.

***

TOPAKEVLER KOLAY VE HIZLI KURULUR. YAZIN SERİN, KIŞIN SICAK OLUR. DEPREMDEN KESİNLİKLE KORUR.

BİNLERCE YILDIR ATALARIMIZ ORTA ASYA DA KULLANDIKLARI AHŞAP VE KEÇEDEN OLUŞAN YURTTLARIN MİMARİSİNİ AYNEN KULLANARAK YENİ TEKNOLOJİ VE YENİ MALZEMELERLE HIZLA ÜRETEREK DEPREM BÖLGESİNDE KULLANABİLİRİZ.

MANİSA’DA 15 BİN KONUTLUK BİR YERLEŞİMİN, YUNTDAĞINDA ORTA ASYA’DA KULLANILAN YURTLARDAN OLUŞAN BİR KIRSAL KONAKLAMA TESİSİNİN KURULUŞUNA ÖNCÜLÜK EDEN BİR KİŞİ OLARAK ÖNERDİĞİMİZ YÖNTEMLE ÇOK KISA BİR SÜREDE YENİ YERLEŞİMLERİN KURULABİLECEĞİNDEN HİÇ KUŞKUM YOK.

SERTLEŞTİRİLMİŞ POLİSTRİNDEN ÜRETİLECEK OLAN TOPAKEVLER NASIL KURULUR?

16 Nisan 2016’da Japon kentlerinden Kumamoto’da gerçekleşen 7.0 büyüklüğündeki depremde 49 kişi hayatını kaybetti. Kentteki birçok yapı yıkıldı. Bu yüzden 44.000 kişi evinden oldu ve başka yerlere tahliye edilmek zorunda kaldı. Ancak Aso Çiftlik Arazisi adı verilen 480 evden oluşan bir sitedeki hiçbir ev, depremden zarar görmedi. Ben biliyorum ki, Yuntdağı’nda yaptığımız Kırsal Konaklama tesisi de hiç zarar görmeyecektir. Bu 480 evi depremden koruyan kubbe şeklindeki mimarisi ve sertleştirilmiş köpükten yapılmış olmasıydı.

KÖPÜKTEN TOPAKEVLER JAPONYA’DA, ÇİNDE VE ABD’DE ÜRETİLİP HEM DENİZ KENARLARINDA HEM KAYAK MERKEZLERİNDE HER TÜRLÜ KOŞULLAR ALTINDA KULLANILIYOR.

Üreticisi Japan Dome House firması olarak 4. nesil yapı malzemesi olarak tanımlanan genleşmiş polistirenden yapılan evler, özellikle bu depremden sonra Japonya’da oldukça rağbet görmeye başladı. Bu topak evleri diğer yapılardan sağlam ve kullanışlı yapan özellikleri söyle sıralayabiliriz;

  1. Genleşmiş polistiren malzemesi çok iyi bir yalıtkan olduğu için binalarımızın mantolanmasında da kullanılıyor. Topak evlerde, kubbe yapısı sayesinde içerde ısıyla genleşen havanın ev içinde dolaşımı kolaylaşıyor ve keskin kenarlı evlerin aksine hava köşelerde sıkışıp kalmıyor. Topak ev mimarisini Obasya’da kullanarak, yazın serin kışın sıcak mekânlar oluşturulmasını sağladık.
  2. Köpük evler demir malzemeler kullanılan evler gibi paslanmıyor, keresteden yapılan evler gibi çürüme ya da termitlerin saldırısına uğramıyor. Bu da onlara uzun süreli dayanıklılık sağlıyor.
  3. Kubbe yapısı sayesinde şiddetli rüzgarlar evin üstünden kolaylıkla dağılıyor ve eve zarar vermesi engelleniyor.
  4. Şekli ve yapısı sayesinde zaten dayanıklıyken bir de malzemesi sayesinde oldukça hafif olan bu evler, depremlerden zarar görmüyor.
  5. Topak evler hızla üretilip, hızla kurulabiliyor.
  6. İnşası için herhangi bir ağaç kesimine gerek yok. Sadece karbon ve hidrojenden oluştuğu için de oldukça çevre dostu.

ÖNERDİĞİMİZ TOPAKEV SİSTEMİYLE FARKLI BÜYÜKLÜKLERDE MEKÂNLAR YARATILABİLİYOR. GEREKLİ DESTEK SAĞLANIRSA, ÖZELLİKLE BELİRTİYORUM BÜROKRATİK ENGELLER ÇIKARILMAZSA, İZİNLERİN ALINMASI HIZLANDIRILIRSA DEPREMZEDELER UZUN SÜRE YA DA SÜREKLİ OLARAK YAŞAYABİLECEKLERİ SICAK MEKÂNLARA KAVUŞTURULABİLİR.

Evler elbette sadece kubbe şeklinde değil. Birbirine bağlanan parçalardan oluştuğu için istenilen şekilde kişiselleştirilebiliyor ve genişletilebiliyor. Bu evler sadece konaklama için değil ayrıca ofis, toplantı odası şeklinde de kullanılabiliyor. Japonya’da, çocuk kliniği, hayvan bakım merkezi, otel gibi farklı kullanım alanları bulunuyor. Polistiren ya da diğer bilinen adıyla strafor günümüzde zaten oldukça çok kullanılan bir malzeme. 16 yıldır bu evleri üreten Japan Dome House firması evlerinin, Japon Kara ve Ulaşım Bakanlığı tarafından onaylanmış ve denenmiş olması nedeniyle güvenli biçimde kullanılıyor.

BU YAPILARLA TURİSTİK TESİSLER KURULABİLİR
 

Bu kubbe evler deprem bölgelerinde geçici ve kalıcı olarak kullanılabilir. Ayrıca hızlıca inşa edilebildiklerinden afet koordinasyonunda kolaylık sağlanacaktır. Farklı şekillerdeki bu evler birbiriyle bağlantılı hale getirilerek daha büyük metrekarelere ulaşabiliyor. Böylece plaza ve şehir hayatından sıkılan çalışanlar için doğanın içinde yaşam alanları oluşturulabilir. Bu yapılarla turistik tesisler bile kurulabilir.

 




 

15 Şubat 2023 Çarşamba

AB - TÜRKİYE İLİŞKİLERİ VE HİBE PROGRAMLARI

Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine kısaca değinmek istiyorum: Uzun bir geçmişi olan Türkiye-AB ilişkilerinin en önemli özelliği, başından itibaren hep inişli-çıkışlı bir seyir izlemesi ve zaman zaman yaşanan sorunlara karşın, tarafların bu ilişkiyi üyelik perspektifiyle sürdürme konusundaki iradeyi korumasıdır. AB’ye üye olmak, müzakere sürecinde karşılaşılan her türlü zorluğa rağmen, ülkemizin en önemli stratejik hedeflerinden biri olmaya devam ediyor.

5 PROJENİN BEŞİ DE KABUL EDİLDİ
Yıllardır Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi olarak, AB Proje çağrılarını izlemeye, çağrılara göre projeler hazırlamaya özen gösteriyoruz. 5 Proje hazırladık beşi de kabul edildi ve uygulandı. 
***
Güneydoğuda yaşadığımız, on ili içine alan ve 13 milyon 500 kişiyi derinden etkileyen deprem felaketinin ardından AB tarafından yeni çağrıların yapılabileceğini düşünüyorum; düşünmenin ötesinde sesimi nereye kadar duyurabilirim bilmiyorum ama bir çalışma başlatmak istiyorum bu amaçla bir Ankara yolculuğum olacak önümüzdeki hafta içinde. Deprem bölgesi için bir proje üzerinde yoğunlaştık bu projeye ortak ve iştirakçi arayışım sürüyor.
URAL SEVENER KONUĞUM OLUYOR
AB hibelerini ve hazırlanacak projeler konusunu kiminle konuşabilirim deyince aklıma ilk gelen Manisa Valiliği Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Bürosu Koordinatörü Ural Sevener oluyor. Her zaman insan bir bilene danışma ihtiyacı duyar, benim AB hibeleri ve projeler konusunda danıştığım tek kişi doğru ve güncel bilgilere ulaşabildiğim için Sayın Ural Sevener’dir. 

***
16 Şubat 2023 Perşembe günü yerel televizyonumuz Etv’de yapacağım Anlatıyorum Programında konuğum Ural Sevener olacak. Programı kaçırmayın, kaçırsanız bile sonradan mutlaka izleyin derim. 
AB HİBE ÇAĞRILARINI İZLEYİN,
AB hibe çağrılarını ab-ilan.com adresinden izleyebilirsiniz. Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremle ilgili bir çağrı yapıldı ancak süre çok kısıtlı olduğu için başvuru yapılabileceğini düşünmüyorum. Sürenin uzatılması durumunda, Manisa’daki STK’lar, Kooperatifler başvuru yapabilirler. 
***
Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de etkileyen depremler sonrası, sahada aktif olarak faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının (STK) bölgede tespit ettiği acil ihtiyaçların sağlanması, deprem bölgesinde yaşanan tahribatın giderilmesi ve depremin bölgede yaşayanlar üzerindeki etkilerinin azaltılması amacıyla Turkey Mozaik Foundation işbirliğiyle, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteğiyle hayata geçirdiğimiz Kahramanmaraş Depremi Küçük Destek Fonu başvuruları açıldı.
BAŞVURULAR DEĞERLENDİRME KOMİTESİNE İLETİLECEK
Fona başvurmak isteyen kuruluşların başvuru formunu eksiksiz şekilde doldurarak 17 Şubat 2023 Cuma günü saat 08.00’a kadar göndermeleri gerekir. Acil ihtiyaçlara hızlı bir şekilde yanıt verebilmek için başvurular gelir gelmez değerlendirme komitesine iletilecek ve olumlu değerlendirilen başvuru sahipleri ile iletişime geçilecek. AB hibe çağrılarını ab-ilan.com adresinden izleyebilirsiniz.  
Türkiye’nin en büyük Avrupa Birliği iletişim ağı olan AB-ilan.com, Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki işbirliği ve iletişime katkıda bulunmayı amaçlayan bir internet platformudur. ab-ilan.com, aylık yaklaşık 100.000 farklı kullanıcı tarafından ziyaret edilen Türkiye’deki tüm AB aktörlerinin buluşma noktasıdır. Sitede yer alan ilan ve duyurular aracılığıyla bilgi akışını en hızlı, doğru ve kapsamlı şekilde bir sayfada sağlamaktadır.
EN GÜNCEL HABERLER SAYFADA BULUNUYOR
AB ile ilgili; iş ilanları, hibe, fon ve proje fırsatları, STK çalışmaları, kobiler için fırsatlar, işbirliği teklifleri, etkinlik duyuruları, seminerler, danışmanlık firmaları, yurt içi ve yurt dışı eğitim imkânları, burslar, ulusal ve uluslararası gençlik programları, akademik çalışmalar / üniversitelerden haberler Avrupa’ya seyahat / vize bilgileri ve göçmenlik başta olmak üzere Türkiye’nin üyelik sürecini ilgilendiren en güncel haberler sayfada yer almaktadır.
***
Site vizyonu aynen şöyle: Avrupa Birliği konularına ilgi duyan ve bu alanda çalışan tüm kesimlerin bilgi ihtiyacını karşılayan, Türkiye’nin öncü, sivil internet platformu olmak.
***
Misyonu da şöyle: Türkiye’nin AB üyelik sürecine, Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki işbirliği ve anlayışa katkıda bulunmak Türkiye’nin demokratikleşme sürecine ve kalkınmasına katkıda bulunan sivil toplum kuruluşlarını ve projeleri desteklemek Türkiye’nin AB sürecine ilgi duyan ve sürece aktif olarak katkıda bulunan profesyonel; uzman, akademisyen, siyasetçi, medya mensubu ve öğrencilere destek olmak. AB sürecinde hibe, burs, eğitim ve iş fırsatları konusunda doğru bilgilendirmenin geniş kitlelere ulaştırılmasını sağlamak. 
AVRUPA BİRLİĞİ’NE MEKTUP YAZDIK
Geçtiğimiz günlerde, Merkezi Finans ve İhale Birimi aracılığı ile AB’den hibe desteği alan STK’larla Antalya’da bir araya geldik. Çağrılı STK’lar içinde tek kooperatif başkanı bendim. İki gün sadece yemeklerde ara vererek sıkı bir çalışma yapıp AB’ne bir mektup yazdık. Yazdığımız bu mektubu da okumak istiyorum canlı program sırasında.
ÜLKEM İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİM
Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi ve uyguladığı Obasya Kırsal Konaklama Tesisi, ülkemizdeki başta Avrupa Komisyonu olmak üzere AB birimlerinde, Tarım ve Orman Bakanlığında, Kültür ve Turizm Bakanlığında, Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi’nde Manisa’da bilindiğinden daha çok biliniyor ve Manisa’da gördüğü ilgiden daha çok ilgi görüyor. Birçok ilde Tarım ve Orman Bakanlığının IPARD ve IPA’nın TKDK’nın düzenlediği etkinliklere çağrılı olarak katıldım ve Obasya projemizi tanıttım. Çağrılı gittiğim her yerde de “Eloğlu duyar kardeşim duymaz” sözleri geldi aklıma. Olsun ben elim ayağım tuttuğu, aklımın yettiği sürece kentim ve ülkem için çalışmaya devam edeceğim…




 

 

8 Şubat 2023 Çarşamba

DEPREM

Üç gündür Güneydoğu’da yaşanan büyük deprem felaketi nedeniyle gözüme uyku girmiyor. Deprem bölgesinde olanlar üşürken, kaloriferleri yakmak beni derinden üzüyor. Deprem bölgesine ulaşmada, arama kurtarmada geç kaldık. Deprem 04.17’de olduğunda hemen kriz masası koordinasyon merkezi oluşturulacaktı. Hemen Genel Kurmaya talimat verilecekti. Asker helikopterlerle alana indirilecekti. Sahra hastaneleri kurulacaktı. Çadır mutfaklar oluşturulacaktı. Yıkılan binaların tümünde kurtarma çalışmaları başlayacaktı. Olmadı olmadı olmadı. Geç kaldık…

DEPREM BÖLGESİNDE SU YOK, ELEKTRİK YOK

Bölgede içme suyu yok. Bölgede elektrik yok. Bölgede hizmet yok. Ekmek yok. Sıcak çorba yok. Bölgede uzanan yardım eli yok. Her enkazdan yükselen seslere verecek yanıt yok. Çevredeki tuvaletlerin tümü tıkanmış tümünde su yok. Ağlayanlar çok, ağlayanlara uzanan eller yok…

Bugün saat 12.00-13.00 arasında Etv’de Güneydoğu depremini ve Manisa’yı konuşacağız, konuklarım; Manisa Mimarlar Odası Başkanı Mimar Mahir Günhan ve İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi İnşaat Mühendisi Barış Ali Çınar’la.

OBASYA DEPREMDE KULLANILACAK BİR TESİS

Deprem konusunda çok yazı yazdım çok konuştum. Yazmaya ve konuşmaya devam edeceğim. Manisa’da depreme dayanıklı konutlar yapmak bu önemli konuya özen göstermek hep önceliğimiz oldu. Ömrünü depreme dayanıklı binalar yaparak geçirmekte olan bir kişi olarak, depremde güvenli biçimde kullanabileceğimiz çadırlardan oluşan Obasya Kırsal Konaklama tesisinin kuruluşuna öncülük ettim. Kurduğum tesisin depremde toplanma ve barınma alanı olması için, 2019 Depreme Hazırlık Yılında Manisa Valiliği’ne başvurduk. Gösterdiğimiz duyarlılık nedeniyle teşekkür aldık. Topluma yararlı bir iş yapmanın keyfini yaşadık. Marjinal alana yaptığımız depremde kullanılabilecek çadırlar için Obasya Yönetim Kurulu üyeleri olarak yargılanıyoruz şimdi. Kanun böyle. Biz kanun devleti değil, hukuk devletiyiz. Hukuk, adalet duygusudur. Başa gelen çekilir. Yaptığımız çadırlar korona salgınında kullanıldı. Her deprem sözü çıktığında kullanıldı. Kırsal Konaklama Tesisimizi depremde kullanılsın diye jeneratörüyle, altyapısıyla hazır tutuyoruz.

Uğraşsam, bakanlarla hatta başka ülkelerin bakan ve başbakanlarıyla görüşmek için, randevu almayı başarabilirdim ancak aylardır, Yunusemre Belediyesi Belediye Başkan Yardımcısıyla görüşemiyorum. İnanın ağırıma gidiyor. Ne yaşa, ne başa, ne hizmete saygı yok… Ben randevu istemeye devam edeceğim. Bu kent ve bu ülke için yapacak çok işimiz var…

KENTLER İNTİKAM ALIR

Düzensiz biçimde büyüttüğümüz, çürük yapılarla doldurduğumuz kentler bir gün gelir intikam alır. Bugün almazsa gelecekte alır. Çocuklarımızdan, torunlarımızdan alır. Doğal bir afetle, depremle, selle alır. Salgın bir hastalıkla, sağlıksız biçimde yetişen bir kuşakla alır. Ama mutlaka kentler intikam alır. İstanbul’da Ümraniye Hekimbaşı Çöplüğünün patlaması ve 45 yurttaşımıza mezar olması kentin intikamı değil de nedir?

Çürük yapılarla, plansız biçimde büyüttüğümüz kentler depremle alıyor intikamını. Bu nasıl intikam anlamak mümkün değil. Suçlular ortalıkta dolaşırken, suçsuz, günahsız çocuklar ölüyor. Her deprem haberi bizimde yüreğimizi ağzımıza getiriyor. Çünkü bizde birinci derece deprem bölgesi olan bir kentte oturuyoruz. Deprem korkusu karabasan gibi çöküyor üstümüze. Yine içimizi karartan, yine kanımızı donduran, gözlerimizi dolduran görüntüler izliyoruz Güneydoğu illerinde.  

Göreceksiniz Güneydoğu depremi de kısa sürede unutulacak. İnsanlar yine bildikleri gibi çalışmayı sürdürecekler. Çünkü, çok söyleyip çok yazıyorum bir çok insanın aklına kent denilince hep rant geliyor. Marifet göstermesi gerekenler yine mazeret üretecekler. 

MANİSA DEPREME HAZIR MI?

Peki biz Manisa olarak depreme hazır mıyız?  Yıkılan binaların altında kalmaya, saatlerce yardım beklemeye, başını sokacak bir çadır, bir tabak sıcak çorba beklemeye ve acı çekmeye hazırız.

Manisa olası bir depreme hazır mı? Yapılanlar yeterli mi? Hangi önlemler alınmalı?  Bu soruların yanıtını bulabilmek için çalışma yapılması gerekiyor. Örneğin, Denizli bunu başarmış. Denizli’de Sivil Toplum Örgütleri  “Denizli depreme hazır mı?” sorusuna yanıt aradıkları bir panel düzenlemiş.  Benzer bir çalışmanın Manisa’da da yapılması yararlı olacaktır diye çok yazdık, çok söyledik. Daha da yazıp söyleriz yeter ki yapılsın. Manisa’nın Sivil Toplum Örgütleri özellikle Akademik Odalar Birliği ve bu birliği oluşturan meslek kuruluşları bu tür bir toplantıya öncülük edebilirler… Bu tür toplantılar, birisini yere batırmak, bir girişimi engellemek ya da birisini yüceltmek adına değil, gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, düşünce üretimini hızlandırmak adına yapılmalıdır.  Bu tür etkinliklerde yarışmanın yerini dayanışma almalıdır.  Kırgınlıklar unutulmalıdır. Bu tür etkinliklerde, tek sesliliğin yerini çok sesliliğin uyumu almalıdır.

DEPREME HAZIR OLMALIYIZ

Manisa deprem bölgesidir. Çok katlı yapılardan kaçınmak gerekir dediğimizde hemen “Japonya’da deprem bölgesi çok katlı yapılar var ya.” diyorlar. Evet, Japonya’da çok katlı binalar var. Japonya’da ileri teknoloji de var. Peki, bizde var mı? Çok katlı binalar, konut binaları olarak yapılmıyor. Çok katlı binalar iş merkezleri olarak yapılıyor. Amerika’da yıkılan ikiz gökdelenlerde iş merkeziydi. Çok katlı binalar yapılsın demek için, önce ileri teknoloji olması gerekiyor. Bu da yetmez, yurttaşın çok katlı bir binada konut edinmeyi istemesi ve buna uygun alım gücünün olması gerekir.

Biz kentliler olarak, kente sahip çıkmaz, kendimizi kentin sakini yerine sahibi olarak görmezsek, kentler intikam almayı sürdürür.  Kentin sakini değil, sahibiyiz diye bağıralım lütfen...




 

7 Şubat 2023 Salı

DEPREMLE YAŞAMAK

Ülkemizde yaşadığımız iki büyük Kocaeli- Gölcük, Düzce ve takip eden Afyon, Pülümür, Bingöl depremlerinin ardından depremin ekonomik ve sosyal sonuçları konusuna giderek artan bir ilgi başladı. Depremler sonrasında Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara’yı tanıdık. Anlattıklarıyla yakından ilgilendik ve bilgilendik. Sayın Işıkara bir anda çocuklar dâhil toplumun en tanınan kişisi durumuna geldi. Balık hafızalıyız denildiğinde kızanlar alınanlar oluyor. Işıkara unutuldu gitti ardından depremi de unuttuk. 2019 yılı depreme hazırlık yılı ilan edildi, peki neler yaptık hazırlık yılında. Depreme karşı bir yapılanma sağlanabilmiş değil. Ne oldu 6 Şubat 2023 Pazartesi sabahı güneydoğuda meydana gelen 7.4 şiddetinde bir deprem haberiyle uyandık.

DEPREMDE BÜYÜK FELAKETLER YAŞANIYOR

Anadolu tam bir deprem alanı. Depremde büyük felaketler yaşanıyor. Japonya’da deprem bölgesi ancak bizde olduğu gibi ne büyük yıkımlar nede ölümler oluyor. Neden, çünkü depreme dayanıklı binalar yapılıyor.

Artan nüfus yeni gelişmeye başlayan yerleşim merkezleri, hızlı kentleşmenin giderek artması, ve bunun sonucu olarak dayanıksız yapılaşma, endüstri sahalarındaki gelişmeler, büyük yatırımları gerektiren enerji üretim ve nakil tesislerinin çoğalması ve benzeri birçok nedenler hiçbir zaman unutulmadan deprem konusuna giderek daha fazla ilgiyle eğilmek gerektiğini ortaya çıkarmıştır

TÜRKİYE BİR DEPREM ÜLKESİDİR

Hepimiz şunu kabul etmek zorundayız. Türkiye bir deprem ülkesidir ve Türkiye’de her an deprem olabilir, şu anda da olabilir. Dolayısıyla biz bu olguyla yaşamak zorunda olduğumuzu bileceğiz ve bu olguyla yaşamayı öğreneceğiz. Onun için de öncelikle deprem bilincini mümkün olduğu kadar yaymaya çalışacağız. Depremden korunmanın en önemli yolu olan depreme dayanıklı yapılar yapma düşüncesine sahip çıkacağız. Depreme duyarlı ve bilinçli bir toplum olma yolunda hızla ilerleyeceğiz.

SÜREKLİ TATBİKATLAR YAPMAMIZ GEREKİYOR

Halk için eğitimin amacı deprem zararlarının azaltılması hususunda bilincin sağlanmasıdır. Hem birey hem de aile reisi olarak üzerimize düşen görev öncelikle aile deprem planı yapmak ve deprem öncesi, sırası ve sonrasında neler yapmamız gerektiğini öğrenmemiz ve sürekli tatbikatlar yapmamız gerekiyor.  Aynı hazırlık çalışmaları iş yerinizde, kamu kurumlarında, okullarda ve üniversitelerde yapılmalıdır. Tüm bunlar bizi Temel Afet Bilinci olan bir toplum yapacaktır.

***

Bu bilince ulaşmanın yolu da eğitimdir. Bugün Türkiye’de ilk ve orta öğretim ders ve kitaplarında afetlere verilen önem toplumu oluşturan tüm bireylerde güçlü bir afet bilinci oluşturmak için yeterli değildir.

MEDYANIN ÖNEMLİ ROLLERİ VARDIR

Deprem ve doğal felaketler konusundaMedyaya çok önemli sorumluluklar düşer. Medyanın ve dolayısıyla toplumun doğru bilgiye sağlıklı bir şekilde ulaşabilmesi halinde, medyanın söylenti kontrolünden afetlere hazırlık ve zarar azaltmaya kadar afet yönetiminde yadsınamaz ve çok önemli rolleri vardır. Medyanın şu sloganı ortaya atıp onun arkasından toplumu bilgilendirme yönünde çalışmalar yapmalıdır. Nedir o? “Korunma bilgilendirme ile başlar”  İşte o bilgilendirmeyi topluma nasıl yayacaksınız? Topluma görsel veya yazısal medyayla yayacaksınız. Medyanın artık bunun bilincinde olması ve bu bilinçle toplumu bilgilendirmesi gerekmektedir. Büyük depremlerde çok olumlu adımlar atılmıştı. Birçok gazetemiz gerek bireylerin davranışı, gerekse de yaşadığımız mekânlar konusunda çok önemli bilgiler vermiş hatta ilaveler çıkarmışlardı. Halkın bilincini oluşturacak, bilgiyi dağıtacak ve olası kayıpların azaltılmasında büyük katkılar sağlayacak yayınların gerektiğini biliyoruz.  

***

Burada özellikle depremlerin önceden belirlenmesinin bugünkü durumuna değinmekte yarar var; Depremlerin önceden belirlenmesi dendiği zaman bir depremin nerede ne büyüklükte ve ne zaman olacağını yüksek bir olasılıkla söyleyebilmek demektir. Bugün için bir depremin nerede ve ne büyüklükte olacağı tahmin edilebilmektedir. Ancak ne zaman olacağı konusunda bir ilerleme kaydedilmiş değildir. Hepimiz bir depremin ne zaman olacağının kolay kolay söylenemeyeceğini, henüz bu aşamaya gelinemediğini bilmeliyiz.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ DİKKATLİ DAVRANMALILAR

Sivil toplum örgütlerine düşen sorumluluklara gelince; öncelikle sorumlu ve dikkatli davranmalıdırlar. Gönüllü kuruluşların desteği, heyecanı ve uzmanlığı olmadan devletin tek başına afete uğramış toplumların ihtiyacını karşılaması mümkün değildir.

***

Ülkemizin nasıl bağımsız ve değişmeyen bir “Ulusal Dış İşleri Stratejisi” ve “Milli Savunma” stratejisi varsa afetler konusunda da bir “Türkiye Afet Yönetimi Stratejisi”nin oluşturulması ve bunun bir devlet politikası olarak benimsenmesi zorunludur. Ulusal politikaların tespiti ve yeniden yapılanma, ülkemizde bu konuda ayrılan kaynakların verimli ve etkin bir şekilde kullanılması ve en faydalı sonucun alınması açısından da bir zorunluluktur.





1 Şubat 2023 Çarşamba

HAKKI BAYRAKTAR

Seçim sathı mahalline girdik. Giderek artacağını düşündüğümüz hareketlenme başladı. Yayın yaşamında 30. yıla giren Manisa’nın tek yerel televizyonu Etv yetenekli çalışanlarıyla ve gelişmiş yayın araçlarıyla seçim çalışmalarında üstüne düşeni yapmaya hazır biçimde bekliyor.

***

“Partilerimizin ve milletvekili olmak için yola çıkanların yaptıklarını ve yapacaklarını en etkili biçimde duyurmaya çalışacağız. Manisa kazan biz kepçe dolaşacağız.” diyor Etv yönetici ve çalışanları. Etv’de yapılan canlı programların sayısı artacak diyorlar. Programların Etv stüdyolarının dışından her yerden her mekândan yapılabileceğini belirtiyorlar.

***

Bende, Etv’nin genç kadrosuna ayak uydurmaya çalışacağım. Yapmakta olduğum ANLATIYORUM programına devam edeceğim. 2 Şubat 2023 Perşembe günü saat 12.00’de konuğum iş insanı Hakkı Bayraktar, 9 Şubat 2023 Perşembe günü de yıllardır, Manisa Valiliği AB Projeleri Biriminin Koordinatörlüğünü yapan verdiği eğitimlerle birçok projeci yetiştiren, Manisa’ya yeni projeler ve hibeler kazandıran çalışkanlığına hayran olduğum Ural Sevener konuğum olacak. Her kente mutlaka bir Ural Sevener lazım…

BİR İLKİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ

Bu Perşembe Hakkı Bayraktar kardeşim konuğum olacak. Anlatıyorum programında bir ilki gerçekleştireceğiz. Yayını, Hakkı Bayraktar’ın Manisa Organize Sanayi Bölgesindeki işyerinden yapacağız. Yaklaşık 35 yıldır tanışıyoruz Hakkı Bey ile. O sadece bir iş insanı değil, kültüre sanata değer veren, sosyal çalışmalara kaynak ve zaman ayıran örnek bir kişi. Birçok işletmede yaşanan sıkıntılar yaşandığında şirketinde konkordato ilan edildiğinde, “Hakkı Bayraktar bu güçlükleri aşar ve yoluna başarıyla devam eder.” demiş ve düşüncelerimi köşe yazılarımla ve konuşmalarımla paylaşmıştım. Hakkı kardeşimin, iyi bir çevresinin candan dostlarının olduğunu biliyordum. Dediğim gibi oldu güçlükler aşıldı Hakkı Bayraktar işinin başında çalışmalarını yeni fabrikalar kurarak sürdürüyor. Hem yeni fabrikalar kuruyor hem de ihracat yaparak ülkenin kalkınmasına katkıda bulunuyor.

BAYRAKTAR AİLESİNİN YAŞAM ÖYKÜSÜNÜ DİNLEMELİYİZ

Hakkı Bayraktar’la 5 Şubat Perşembe günü yapacağım programda, yaptıklarını yapacaklarını görüşeceğiz. Yuntdağı’nın Pelitalan köyünden çıkıp, Makine Mühendisi olan sonra da Mimar Nuran Hanım ile evlenip hem bir yuva hem de bir şirket kuran Bayraktar ailesinin ilginç yaşam öyküsünü dinlemeliyiz mutlaka.

BİRLİKTE KOOPERATİFÇİLİKTE YAPTIK VE YAPIYORUZ

Hakkı Bayraktar, iş insanı ama birlikte kooperatifçilikte yaptık ve yapıyoruz. Kurduğum kooperatiflere Hakkı kardeşimi kendisine sormadan ortak kaydettim ve sadece para ödeyeceği tarihleri bildirdim. Bu karşılıklı olarak birbirimize olan güvenden kaynaklanıyordu. Kültür, sanat etkinliklerinde ve bazı STK’larda birlikte çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Hakkı kardeşim, ne doğduğu köyünü ve köylülerini ne de çalışmalar sırasında edindiği dostlarını unutuyor.

Hakkı Bayraktar’a ve ailesine çalışma yaşamında başarılar diliyorum…




 

 
back to top