insan soyu teknolojinin getirdiği olanaklardan yararlanırken, ağır bir
bedeli de ödemek zorunda kalıyor.
Sanayi gelişirken, Gediz gibi nehirler ölüyor. Doğa
yok olup gidiyor. Ozon tabakası zarar görüp deliniyor. Çeşitli
hastalıklar, bu arada kanser hızla yayılıyor. Hem, gelişen teknolojiden
insanların yararlanması hem de çevrenin korunması eş zamanlı olarak
gerçekleştirilemez mi? Önümüzdeki yıllarda yanıtını bulmamız gereken soru bu
olacaktır.
Dünya’da yaşanmakta olan sorunlara, bir de yaşadığımız kent Manisa açısından bakalım. Manisa’da da çevre sorunları gündemimizin ilk sırasında yer alıyor. Yıllardır tartışıyoruz. Başarabilir miyiz bilemiyorum. Gediz’in kurtarılması hep gündemimizde. Öte yandan, Manisa çöplüğü büyük felaketlerin habercisi gibi duruyor. Manisa’nın çözmesi gereken öncelikli sorunlarından birisi de çöplük sorunu. Allah korusun, Ümraniye, Hekimbaşı çöplüğünde yaşananlar, Manisa, Şahin Deresi çöplüğünde de yaşanabilir. Manisa’nın çöpü yıllardır Şahin Deresi Çöplüğüne dökülüyor. Zaman zaman yangınlara neden oluyor. Güzelim Spil Dağı için yangın tehlikesi yaratıyor. Ancak asıl tehlike içinde oluşan metan gazı. Çöplük çevresindeki yüzlerce konut ve bu konutlarda yaşayan binlerce insan bir metan gazı patlamasıyla çöp yığınları altında kalabilir. Çöplük altından sızan sular yeraltı sularımıza ulaşıp kirletebilir.
Otopark sorunu ağırlığını iyice hissettiriyor artık. Arabamızı park edebilmek için uzun süre, yer arıyoruz sokak aralarında. Daracık sokaklar ve bu daracık sokakları çevreleyen 6-7 katlı konutlar. Apartmanlar insanın üzerine gelecekmiş gibi olur. Bir kat daha fazla kazanabilmek için yapılan çalışmalarla ulaşılan sonuç bu. İmar kararları alınırken, sanırım arsa sahipleri çok sevinmişlerdir. Kat karşılığı inşaat yapan müteahhitler de sevinmişlerdir. Ancak şu anda o konutlarda oturanların sevinmediği belli. Ne arabalarını koyacak otoparkları, ne yürüyecek kaldırımları, ne çocuklarının oynayacağı bahçeleri, ne de pencerelerinden görebilecekleri ağaçları var. Güneşi bile göremiyorlar. Manisa’yı bundan böyle yeni imar kararları ile dikine büyütmek yoğunluğunu artırmak yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır. Peki konut ihtiyaçları nasıl karşılanacak diyebilirsiniz. Çözüm kolay tüm gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi, konut ihtiyacı kentin çevresinde yeni imara açılacak olan alanlarda karşılanacak. Bu kentin batıya doğru sağlıklı büyümesini sağlayacak olan yeni planlamalar yapılacak. Kentsel yenileme de çözüme katkı sağlayabilir.
Manisa için birşeylerin yapılmasının, taş üstüne taş konulmasının, sorunların daha da gecikmeden çözümlenmesinin ön şartı, kişiler ve kurumlar arası işbirliği ve dayanışmadır. Bunu bu güne kadar birbirine düşman olmuş ülkeler yapıyor. Bunu gelişmiş ülkelerin insanları yapıyor. Manisa’da birlikte iş kotarma alışkanlığı geliştirilemeden sorunların çözümlenemediği görüldü. Bu konuda Denizli’den almamız gereken dersler var. Denizli’liler elele vermeyi biliyorlar. Manisa’lıların da bunu başarması için, birilerinin buna öncülük yapması gerekiyor.
Manisa’lıların görevi, Manisa’yı “Uykusu derin şehir” olmaktan kurtarmaktır. Varsa, kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara koyalım.Ortak amacımız Manisa'yı geliştirmek olursa, bu amaca ulaşmamızı sağlayacak kararları kolayca üretebiliriz. Amacımız birbirimizin önüne engel çıkarmak işini zorlaştırmak olursa, bundan hepimiz zarar görürüz.
Manisalılar, Belediye seçimlerinde, seçtiklerine "Uzlaşın, anlaşın, işbirliği yapın, Manisa'yı birlikte yöntin ve bu kenti geliştirin." görevi verdiler. Şimdi uzlaşma dayanışma dönemidir. Bunu başaranlar, Manisa tarihine geçer ve ödüllendirilirler, bunu zorlaştıranlar mutlaka cezalandırılırlar. Vatandaş seçtiklerini, mazeret üretsinler diye değil marifet göstersinler diye seçiyor.
Görevimiz mazeret üretmek değil marifet göstermek olmalıdır. Büyükşehir Meclisinde Akparti'nin çoğunlukta olması, Büyşükşehir Başkanının MHP'den seçilmiş olmasını aşılmaz sorun olarak görebileceğimiz gibi, sorunların çüzümünü kolaylaştıran bir imkan olarak da görebiliriz. Seçimlerde oluşan bu yapıyı yönetme becerisini hem başkan hemde meclis üyeleri birlikte göstererek, Manisa'da işbirliği ve dayanışmanın sağlam temellerini atabilirler. İşleri hiçte kolay değil. Ama önemli olan zoru başarmaktır...
Dünya’da yaşanmakta olan sorunlara, bir de yaşadığımız kent Manisa açısından bakalım. Manisa’da da çevre sorunları gündemimizin ilk sırasında yer alıyor. Yıllardır tartışıyoruz. Başarabilir miyiz bilemiyorum. Gediz’in kurtarılması hep gündemimizde. Öte yandan, Manisa çöplüğü büyük felaketlerin habercisi gibi duruyor. Manisa’nın çözmesi gereken öncelikli sorunlarından birisi de çöplük sorunu. Allah korusun, Ümraniye, Hekimbaşı çöplüğünde yaşananlar, Manisa, Şahin Deresi çöplüğünde de yaşanabilir. Manisa’nın çöpü yıllardır Şahin Deresi Çöplüğüne dökülüyor. Zaman zaman yangınlara neden oluyor. Güzelim Spil Dağı için yangın tehlikesi yaratıyor. Ancak asıl tehlike içinde oluşan metan gazı. Çöplük çevresindeki yüzlerce konut ve bu konutlarda yaşayan binlerce insan bir metan gazı patlamasıyla çöp yığınları altında kalabilir. Çöplük altından sızan sular yeraltı sularımıza ulaşıp kirletebilir.
Otopark sorunu ağırlığını iyice hissettiriyor artık. Arabamızı park edebilmek için uzun süre, yer arıyoruz sokak aralarında. Daracık sokaklar ve bu daracık sokakları çevreleyen 6-7 katlı konutlar. Apartmanlar insanın üzerine gelecekmiş gibi olur. Bir kat daha fazla kazanabilmek için yapılan çalışmalarla ulaşılan sonuç bu. İmar kararları alınırken, sanırım arsa sahipleri çok sevinmişlerdir. Kat karşılığı inşaat yapan müteahhitler de sevinmişlerdir. Ancak şu anda o konutlarda oturanların sevinmediği belli. Ne arabalarını koyacak otoparkları, ne yürüyecek kaldırımları, ne çocuklarının oynayacağı bahçeleri, ne de pencerelerinden görebilecekleri ağaçları var. Güneşi bile göremiyorlar. Manisa’yı bundan böyle yeni imar kararları ile dikine büyütmek yoğunluğunu artırmak yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır. Peki konut ihtiyaçları nasıl karşılanacak diyebilirsiniz. Çözüm kolay tüm gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi, konut ihtiyacı kentin çevresinde yeni imara açılacak olan alanlarda karşılanacak. Bu kentin batıya doğru sağlıklı büyümesini sağlayacak olan yeni planlamalar yapılacak. Kentsel yenileme de çözüme katkı sağlayabilir.
Manisa için birşeylerin yapılmasının, taş üstüne taş konulmasının, sorunların daha da gecikmeden çözümlenmesinin ön şartı, kişiler ve kurumlar arası işbirliği ve dayanışmadır. Bunu bu güne kadar birbirine düşman olmuş ülkeler yapıyor. Bunu gelişmiş ülkelerin insanları yapıyor. Manisa’da birlikte iş kotarma alışkanlığı geliştirilemeden sorunların çözümlenemediği görüldü. Bu konuda Denizli’den almamız gereken dersler var. Denizli’liler elele vermeyi biliyorlar. Manisa’lıların da bunu başarması için, birilerinin buna öncülük yapması gerekiyor.
Manisa’lıların görevi, Manisa’yı “Uykusu derin şehir” olmaktan kurtarmaktır. Varsa, kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara koyalım.Ortak amacımız Manisa'yı geliştirmek olursa, bu amaca ulaşmamızı sağlayacak kararları kolayca üretebiliriz. Amacımız birbirimizin önüne engel çıkarmak işini zorlaştırmak olursa, bundan hepimiz zarar görürüz.
Manisalılar, Belediye seçimlerinde, seçtiklerine "Uzlaşın, anlaşın, işbirliği yapın, Manisa'yı birlikte yöntin ve bu kenti geliştirin." görevi verdiler. Şimdi uzlaşma dayanışma dönemidir. Bunu başaranlar, Manisa tarihine geçer ve ödüllendirilirler, bunu zorlaştıranlar mutlaka cezalandırılırlar. Vatandaş seçtiklerini, mazeret üretsinler diye değil marifet göstersinler diye seçiyor.
Görevimiz mazeret üretmek değil marifet göstermek olmalıdır. Büyükşehir Meclisinde Akparti'nin çoğunlukta olması, Büyşükşehir Başkanının MHP'den seçilmiş olmasını aşılmaz sorun olarak görebileceğimiz gibi, sorunların çüzümünü kolaylaştıran bir imkan olarak da görebiliriz. Seçimlerde oluşan bu yapıyı yönetme becerisini hem başkan hemde meclis üyeleri birlikte göstererek, Manisa'da işbirliği ve dayanışmanın sağlam temellerini atabilirler. İşleri hiçte kolay değil. Ama önemli olan zoru başarmaktır...