Sorunların kökeninde ekonomik
yetmezliğin olduğu söylenir genellikle. Bu genellemeyi pek doğru bulmuyorum.
Sorunların kökeninde ekonomik
yetmezliğin olduğu söylenir genellikle. Bu genellemeyi pek doğru bulmuyorum.
Yaşanılan sorunların kökeninde, ekonomik yetmezlikten çok, insan
yetmezliği var. Aslında ekonomik yetmezliğin kökeninde de insan yetmezliği yatıyor.
Bu yetmezlik sayısal yetmezlik değil elbet. Maşallah, insan kaynağımız sayı
olarak az değil. Ancak, nitelikli insan gücümüz, girişimci insan gücümüz,
düşünen, düşünce üreten insan gücümüz, geleceği kavrayabilen insan
gücümüz yeterli değil. Önder insan gücümüz yeterli değil. Sorun,
nitelikli insan sorunu. Bu sorun elbet eğitimle aşılacak. Ancak yılların
getirdiği kötü alışkanlıkları aşmak kolay olmuyor. Örneğin, zamanı akılcı
kullanmayı öğrenemiyoruz bir türlü. Zamanı çok savurganca çok hovardaca
kullanıyoruz. Hiçbir toplantı zamanında başlatılamıyor. Zamanı akılcı
kullanamayanlar, parayı da, başka kaynakları da akılcı kullanamıyorlar.
Sınırlı yetişmiş insan kaynağımızın da değerini bilmiyoruz. Ülkesine yararlı
olabilecek bir çok genç dinamik beyin, Amerika’ya, Avrupa’ya yada bir
başka ülkeye gitmek zorunda kalıyor.
Sorun insan sorunu demiştim. Gerçekten öyle, insanlar, ortak sorunların
çözümünde ortaklaşa çalışmaktan uzaklaşıyorlar. Her konuda insanları
toparlayabilecek, birlikte çalıştırabilecek, aynı hedefe yönlendirebilecek
lider insan sayısı parmakla gösterilecek kadar az. “Arkadan gelenlerin
önü açılmadığı için, lider yetiştirilemiyor” savının da haklı bir yönü
yok. Lider özellikleri olan insan kendi yolunu kendisi açar. Önünü tıkayanları
aşar geçer. Eğer bunu başaramıyorsa zaten lider özelliği yok demektir. Biz
toplum olarak, marifet göstermek zorunda olduğumuz her yerde mazeret
üretiyoruz. Mazeret üretmede üstümüze yok. İşler mi aksıyor? “Para yok” de
çık işin içinden. Ya da, “mevzuat izin vermiyor” de. Yıllardır böyle
yapılmıyor mu? Her gelen “enkaz devraldım” demiyor mu? Yapamadıklarına
gerekçeler uydurmuyor mu?
Bu yazımda kooperatifçilikten, dernekçilikten, daha doğrusu lider
yöneticilikten söz etmek istiyordum. Ancak, ben henüz konuya giremedim.
Yöneticilikte de sorun insan sorunu, lider sorunu. Yönetici iyiyse
sonuç iyi. Yönetici kötüyse sonuç kötü. Başarı ya da başarısızlık
kooperatifçilikten yada sistemden kaynaklanmıyor. Başarı ya da başarısızlık
yöneticiden kaynaklanıyor...
1974 yılından bu yana kooperatifçiliğin içindeyim. Hem kırsal hem kentsel
kooperatiflerde yöneticilik yaptım. Fırsat buldukça, düşüncelerimi,
birikimlerimi kamuoyu ile paylaşmaya çalıştım. Yazdım. Konuştum. 1996 yılında
yazdığım Kent Kooperatifçisinin Kitabı’nda, Yeni Manisa Projesi’nden yola
çıkarak, kent kooperatifçiliğine ilişkin düşüncelerimi aktarmaya çalıştım.
Altını çizerek ve yürekten inanarak söylüyorum. Başarı ne yasada, ne parada.
Başarı insanda.
Zaman zaman başarılı kooperatifçiler ortaya çıkıyor. Başarılı uygulamalar
büyük projeler gözleniyor. Başarılı kooperatifçilerin özelliklerini gözlemeye
çalıştım. “Başarılı kooperatifçi kimdir?” sorusuna yanıt aramaya çalıştım.
Başarılı kooperatifçiyi tanımlamaya çalıştım. Çıkardığım sonuçları özet
olarak sunuyorum.
Başarılı kooperatifçi: Açık sözlü, geniş görüşlü olur. Toplum sorunlarını
çözmek için çalışmaktan, topluma yardımcı olmaktan zevk duyar. Davranışları
tutarlı, önyargısız, özverili ve haktanır olur. Toplum çıkarlarını kendi
kişisel çıkarlarının üstünde tutar. Gerektiğinde özür dilemeyi ve teşekkür
etmeyi bilir. Yeniliklere açık olur. Düşündüklerini açıklamasını, toplumu
etkilemesini bilir. Demokratik kurallara saygılıdır. Kin ve nefreti yüreğine
yük etmez. Sabırlı, soğukkanlı, hoşgörülü olur. “Ben” demez, “biz” der.
“Yaptım, başardım.” demez . “Yaptık, başardık.” der. “Yapınız” demez.
“Yapalım” der. İşleri zorla, baskıyla değil, çevresinin sevgisini kazanarak,
özendirerek yaptırır. Kooperatif üyeleri arasında kaynaşmayı, giderek
güçlenen dayanışmayı sağlar. Başarılı bir kooperatifçi, insanı, doğayı
seven, sevdiği için sevilen, çevresine değer veren, sayan ve sayılan kişidir.
Dileğimiz bu tür kişilerin çoğalmasıdır. Dileğimiz yetişmiş, yetkin insan
gücümüzün çoğalmasıdır. O zaman sorunlar daha kolay aşılacaktır.
|