Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

27 Temmuz 2017 Perşembe

ÇAKABEY BELGESELİ OBASYA'DA ÇEKİLDİ


Anadolu Selçuklu Devletinin, Denizler ve İzmir Fatihi Çakabey`in Belgeseli Obasya`da çekildi.


Film ve belgesel yapımcıları Obasya’yı set olarak kullanmaya başladılar. Çakabey Belgeseli'nin ardından Altuncan Hatun Belgeseli'nin çekimleri başladı. Manisa adı Obasya ile daha çok duyulur oldu.

Obasya Projesi ile görkemli geçmişimizden mutlu geleceğimize köprüler kuruyoruz. Obasya’da yarattığımız tarihi doku film seti olarak kullanılıyor. Film yapımcıları Obasya’yı keşfettikçe ilgi artıyor. Çakabey belgeselinin yapımcısı, Kınalı Kuzular dizisinden tanıdığımız Satuk Buğra Yenilmez, yönetmeni Mustafa Yılmaz ve oyuncuları Obasya’da belgesel çekmekten mutlu olduklarını, hem belgesel çektiklerini hem de tatil yaptıklarını, Obasya’nın film yapımcıları tarafından keşfedilmesiyle ilginin artacağını söylüyorlar.

Türkiye'nin ilk Zaman Geçidi Müzesi ve Kırsal Turizm Tesisi olan Obasya, Yuntdağı’nda  Ortaköy'le Dazyurt Köyleri arasında bulunuyor. Obasya Projesi Devlet, Belediye ve Yurttaş dayanışmasının güzel bir örneğidir. Obasya Projesi ile Manisa'nın turizm seferberliğine katkı yapılıyor.

Yıllarca Spil'in gölgesinde kalan Yuntdağı Obasya ile öne çıkmaya başladı. Yuntdağı doğası, Aigai Antik Kenti ve yöredeki yörük köylerindeki iyi korunmuş geleneksel yaşam biçimi Yunt Dağları'nda kırsal turizm ve kültür turizminin gelişmesi için uygun fırsatlar sağlıyor.

Proje adını İç Asya'da, göçebe Türk ve Moğol boylarının 4 bin yılı aşkın süredir kullandıkları ahşap iskelet üzerine keçe kaplamalı portatif evlerden alıyor. Doğayla iç içe pastoral yaşamın zengin gelenekleri ve el sanatlarının en güzel ifadesini bulduğu bu evlere ''yurt'' ve bunların oluşturduğu yerleşim birimlerine de Oğuz Türkçesinde ''oba'' deniyor. Adımızı bu nedenle Oba ve Asya sözcüklerini birleştirerek Obasya olarak belirledik.

Çakabey Belgeselinin Yapımcısı, Senaristi ve Çakabey rolünü oynayan Satuk Buğra Yenilmez; "Çakabey Belgeseli benim uzun süredir gerçekleştirmeyi hayal ettiğim bir projeydi. Aslında düşündüğüm bir serinin başlangıcıdır Çakabey. Değerlendirmediğimiz çok tarihi şahsiyet ve konu var. Birçok ülke hayali kahramanlar yaratırken biz kendi kahramanlarımızı değerlendiremiyoruz. Hazırladığım proje Kültür Bakanlığınca da desteklenince, Çakabey’in çekimleri için mekan aramaya başladık. Yolumuz Obasya’ya düştü. Obasya işimizi çok kolaylaştırdı. Burayı görünce çok sevindik hem Obasya’da konakladık hem de belgeselimizin birçok sahnesini Obasya’da çektik. Film ve belgesel yapımcısı arkadaşlarımıza Obasya’yı duyuracağız. Zaten çektiğimiz belgesel gösterime girdiğinde Obasya’yı görecekler. Obasya’ya daha çok film belgesel yapımcısının geleceğini düşünüyoruz. Özellikle tarihi filmler için çok uygun bir ortam var” dedi.

Çakabey Belgeselinin yönetmeni Mustafa Yılmaz; “1071 yılında Alparslan Anadolu’yu ardından da 1081 yılında Çakabey İzmir’i fethetmiştir. Senaryoyu okuyunca çok beğendim. Hele birde Obasya’yı görünce işim çok kolaylaştı. Obasya’da oyuncularımızla birlikte konakladık. Belgeselin çekimini Obasya sayesinde daha kısa sürede tamamladık. Çünkü aradığımız her dekor Obasya’da vardı. Bu güzel mekanda gelecekte daha güzel çalışmalar yapabiliriz. Obasya’yı yapanların ellerine yüreklerine sağlık çok güzel tarihi bir mekan yaratmışlar” diyerek açıkladı görüşlerini. Manisa’da tarihi filmler için uygun bir alan bulunduğunu film yapımcıları duydukça Manisa’da yapılan filmlerin sayısı artacaktır diye düşünüyorum.



20 Temmuz 2017 Perşembe

ATATÜRK DÜNYANIN SEVDİĞİ LİDER


Yıllar önce Manastır kentine gitmiştim.


Gördüğüm büyük taş bir bina ilgimi çekmişti. Binanın önüne vardığımda, “Türkiye Cumhuriyeti`nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bu binada okumuştur” yazıyordu. Atatürk’ün okuduğu lise müze haline getirilmişti. Binanın içinde Atatürk’ün fotoğrafları eşyaları sergileniyordu. Demokrasi ile yönetilen uygar ülkelerin birçoğunda Atatürk heykellerinin olduğunu biliyoruz. Tüm çağdaşlar unutulmuşken, Atatürk sevgisi ve saygısı yüreklerde yaşıyor. Atatürk, tüm dünyada sevilen bir devlet adamı, sevilen bir liderdir.

Atatürk haberleri her zaman ilgimi çekmiştir. Atatürk üstüne yazılanları okumak isterim her zaman.

Bir haftalık bir geziye katılan yakınlarımla haberleşiyoruz her gün. Prag kentinin 130 kilometre yakınındaki kaplıcaları ile ünlü Karlovy Vary kentine gittiklerinde Atatürk adını duyunca heyecanlandıklarını söylediler. Konu ilgimi çekince sorularımı sıralamaya başladım hemen. Edindiğim bilgileri bu köşede okuyucularla paylaşmak istedim...

Karlovy Vary şehrinin efsanesine göre, kral bir geyik vurmuş,  vurulan geyik yaralı olarak kaçmayı başarmış. Yaralı geyiğin şifalı sulardan içerek iyileştiğini gören kral, burada bir yazlık saray yaptırmış. Alman Kralı Carl, şifalı suların bulunduğu bu köye adını vermiş ve köşkler yaptırmış. Derken, bunu duyan diğerleri de koşarak buraya gelince, o devrin en güzel konak ve otelleri buraya inşa edilmiş. Şehirde sıcaklıkları 30-70 derece arasında değişen 12 termal kaynak bulunuyor. Bunlar her türlü hastalığa şifa olmaktaymış. 1918 yılında, Mustafa Kemal de tedavi amacıyla gitmiş bu kente. Atatürk’ün gittiği bu kente, Sigmund Freud, Karl Marx, Beethoven ve Mozart gibi birçok ünlünün de dinlenmek için tercih ettiği bu şehir, daha sonra koruma altına alınmış.

Şehrin başlangıç noktasındaki büyük bir otelin önünde otobüsten indikten sonra, ilk görülmesi gereken, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de bir zamanlar geldiği ve tam 38 gün kaldığı oteli oluyormuş. Atatürk’ün böbrek rahatsızlığı varmış. Çünkü buraya gelmeden önce bulunduğu yerde iki kere sıtmaya yakalanmış ve bundan kurtulmak için yoğun kinin aldığında böbrekler rahatsızlanmış. Aslında tedavi için daha fazla kalması gerekiyormuş ama şehzade Vahdettin Padişah olunca tedaviyi kesip erken yurda dönmek zorunda kalmış. Diğer ilginç bir olay ise, Atatürk’ün burada kaldığı sürede tuttuğu günlüklerdir ve bu günlükleri, yurda döndüğünde Afet İnan’a vermiş ve öldüğünde basılmasını istemiştir.  Bu günlüklerde büyük önder, Karlovy Vary’de geçirdiği günleri yazmıştır. Bu günlüklere internet ortamından ulaşıp okumak mümkündür.

Atatürk’ün kaldığı oda otelin birinci katındaymış. Çekler güzel bir plaket asmışlar odanın girişine. Aslında burada hep bir plaket varmış ama 1981 yılında yani UNESCO’nun o yılı Atatürk yılı olarak kabul ettiği yılda, Çekler buraya gayet güzel ve mermer bir plaket asmışlar. Plaket üstünde “Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Kemal Atatürk, burada kalmıştır” yazılıymış. Öğrendiğime göre, otel idaresi Atatürk’ün kaldığı bu odayı müşteriye açmıyor, öylece muhafaza ediyormuş. Odada, Atatürk ile ilgili fotoğraflar varmış.

Atatürk, yazımın başında belirttiğim gibi tüm ülkelerde saygı ve sevgi gören bir lider. Atatürk’ümüzün adını ve anısını onun gösterdiği bilimin aydınlattığı çağdaş uygarlık yolunda ilerleyerek, eserlerine sahip çıkarak, kurduğu cumhuriyeti ilelebet yaşatarak göstermeliyiz.



14 Temmuz 2017 Cuma

ÖMER HALİSDEMİR


15 Temmuz denilince aklıma hemen Meslektaşım Demokrasi Şehidi Ömer Halisdemir geliyor.


Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi sırasında darbe yanlısı Tuğgeneral Semih Terzi ve bir grup askerin Ankara'daki Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı basarak ele geçirmek istemesi üzerine Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir, darbeci komutanı vurarak tarihe geçti. Ve ölmekle ölümsüzlüğe erişti.
Niğde'nin Çukurkuyu beldesinde yaşayan Hasan Hüseyin Halisdemir'in 7 çocuğundan biri Ömer Halisdemir. Manisa’ya Ömer Halisdemir’in anıtını yapalım istedim. Bu düşüncemi önüme gelen ilgili ilgisiz çok kişiyle paylaştım. Paylaştıklarım çoğaldıkça umudum azaldı.  Hatta anıtın yapılabileceği alanlar bile buldum. Yapımına katkıda bulunacağımı da söyledim. Bu düşüncemden vazgeçmiş değilim. Büyükşehir, Yunusemre ve Şehzadeler Belediyelerimizin başkanlarına önerimi tekrarlıyorum…

Halisdemir kahramanca savunduğu Özel Kuvvetler Birliğini teslim etseydi, Özel Kuvvetler Birliği yok edilirdi. Vurduğu komutanla beraber Afganistan'da birlikte çalışmışlar. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır deyip komutanı alnından vurmuş ve oracıkta kendisi de şehit edilmiş.

Devletin ağır silahları, helikopteri, her şeyleri oradaymış. O birliği de aldıktan sonra Ankara'yı yok edeceklermiş. Vurduğu komutan oraya geldiğinde birliği teslim alacağını söylemiş. Halisdemir de “Komutanım bize böyle bir emir gelmedi, ben sizi içeriye alamam” demiş. Zorlayınca da FETÖ’cü komutanı vurmuş.
15 Temmuz 2016 tarihi Türkiye Cumhuriyeti Devleti için daha aydınlanmamış birçok yönü olmasına karşın halkın demokrasiye nasıl sahip çıktığını gösteren unutulmayacak tarihi bir olaydır.
Asil Türk milleti damarlarında akan asil kanın gücü ile devasa tankların üzerine o gün yürümüştür. 15 Temmuz darbe girişiminde Türk milleti vatana ve millete olan bağlılığını bir kere daha kanıtlamıştır.

Bu halk değil miydi Çanakkale’de, Sarıkamış’ta ve Anadolu’nun dört bir yanında düşmanla dişe diş mücadele eden?  “Vatan uğruna ölen varsa vatandır.” Bu vatan için ölecek insanlar her zaman oldu ve her zaman olacaktır.

15 Temmuz 2016’nın o kanlı gecesinde Türk milleti dil, din, ırk ve mezhep ayrımı gözetmeden el ele verdi ve tek amaçları demokrasiyi ve vatanı kurtarmaktı. Çok kan aktı, nice ana kuzuları şehit oldu, hainler karşısında Türk milleti birbirine kenetlenirken, askerimizle polisimiz de birbirine sarıldı.
Sen rahat uyu Atam! Bir ölüp bin doğan Türk milleti yaşıyor daha. Bizim Ömer Halisdemir’lerimiz var.

Öyle bir ölmeli ki insan geride bıraktığı çocukları her daim başı dik gezebilmeli. İsmi her söylendiğinde evladının gözlerinden gurur fışkırmalı, herkes ona gururla bakabilmeli. Başçavuş Ömer yüreğimizde yaşıyor. Gelin Manisa’da onun güzel bir anıtını yapalım. Adını ve anısını sonsuza dek yaşatalım.
Ömer Başçavuş demokrasi için, vatan için, ölümü göze aldı. Çocuklarımız onu O’nu örnek almalı. Onun için anıtını yapalım diyorum.

15 Temmuz, aydınlatılarak, dayanışmamızı güçlendirecek biçimde kutlanılmalı. Şehitlerimiz öne çıkarılarak kutlanmalı…


6 Temmuz 2017 Perşembe

REVİZYON İMAR PLANI


1950`li yıllarda başlayan kentleşme devleti ve belediyeleri hazırlıksız yakalayınca, kentlerin gecekondularla kuşatılması hız kazandı.

Gecekondularda oturanlar ucuz emek ve oy deposu olarak görülerek gecekondulaşmaya göz yumuldu.

Gecekondulaşmadan Manisa’da payını aldı. Kentimizin doğusu, güneyi ve kuzeyi gecekondularla kuşatıldı.  Batı yönünde de gecekondulaşma başlamak üzereyken, 1987 yılında Kısaltılmış adı Manisa Birlik olan Yeni Manisa Konut Üretim Yapı Kooperatifleri Birliği devreye girdi. Ve kentin batı yakasında gecekondulaşmaya, çarpık yapılaşmaya dur dedi. Bugün kentimizin en güzel bölümü ve yeni kurulan Yunusemre ilçemizin merkezi konumundaki Güzelyurt Mahallesi çıktı ortaya. Yeterli yeşil alanları, sosyal donatıları, geniş yolları ile Güzelyurt Mahallesi örnek yerleşim yeri olma özelliğini koruyor.

Atatürk Kent Parkı, Belediyeden izin alınarak, Manisa Birlik tarafından bedeli ödenerek yaptırılan İmar Planı Uygulaması sırasında, belediyeye bırakılan 170 dönüm alan üzerine yapıldı. Karaçay kıyısında da benzer düzenlemelerin yapılabileceği alanlar bulunuyor.

Kentlerimizin, 25-30 yıllık hatta 50 yıllık gelecekleri planlanmadığında, çarpıklıkların ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Yapılan nazım ve uygulama imar planlarının uygulamalarında problem olması halinde veya söz konusu planların ihtiyaca cevap vermemesi durumunda planın tümünün veya büyük bir kısmının plan yapım tekniklerine uyularak yenilenmesi için Revizyon imar planı yapılıyor.

Manisa Büyükşehir Belediyesi Revizyon İmar Planı için kolları sıvamış durumda. Konuşulanları, yapılacak olanları, yapılanları, yurttaşlar olarak, izlemeli görüşlerimizi ileterek, yazarak paylaşmaya çalışmalıyız. Bunun yapılan işe müdahale olarak algılanmayacağını düşünüyorum. Önerilerin içinden kentimiz için yararlı olanlar çıkabilir. Kentli yurttaş soran sorgulayan katılan yurttaştır. Katılım olmadan atılım olmaz. Revizyon İmar Planı çalışmalarına ilgililerle bizzat görüşerek, düşündüklerimi yazarak katkıda bulunmaya çalışmayı kentli yurttaş olmanın gereği olarak görüyorum.

Önerim açık anlaşılır bir öneri:  Kentimizin İzmir yönündeki Atatürk Anıtının bulunduğu Cumhuriyet kapısından girip İstanbul yönüne giden bir araçtaki yolcuların aklında Manisa’ya ilişkin neler kalmalı? Cumhuriyet Kapısı ve Atatürk Anıtı kentimizin girişinde güzel bir imaj oluşturuyor. Karaçay Vadisi Projesi tamamlandığında “Yeşil Manisa” imajı desteklenmiş olacak. Menemen yolu üzerindeki köprülü kavşakta yapılan düzenleme de “Yeşil Manisa” imajını güçlendiriyor. Atatürk Anıtı ve Menemen Yolu üzerindeki köprülü kavşak arasında, “Yeşil ve Planlı Manisa” imajına uymayan alanlar bulunuyor. Bana bu yol kıyısında ne olmaz? diye sorsalar, hemen Depolama Alanı olmaz derim. Ama var. Depolama Alanı, Revizyon İmar Planı Çalışmaları sırasında. Ticaret Alanına dönüştürülmelidir. Bu alanda İzmir’in bile ilgisini çekecek büyük işyerlerinin kurulmasının yolu açılmalıdır. İzmir Manisa bütünleşmesi hızlandırılmalıdır. Hiçbir mağaza vitrinini depo olarak kullanmaz. Çevre yolu kıyısında, depolama alanı olmaz.
Öneri açık ve net, Depolama Alanı Ticaret alanına dönüştürülmelidir.


Revizyon İmar Planı çalışmalarını başlatıp sürdürenlere başarılar diliyorum. Kentimizin ufkunu genişleteceklerine, yeşil ve planlı kent imajını güçlendirecek çalışmalar yapacaklarına yürekten inanıyorum. Kolay gelsin…



 
back to top