Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

27 Şubat 2019 Çarşamba

BELEDİYE MECLİS ÜYELİĞİ

Yerel yönetim seçimlerini hep Belediye Başkan adayları üzerinden tartışıyoruz. Sadece belediye başkanlarını seçmeyeceğiz. Belediye Meclis Üyelerimizi ve muhtarlarımızı da seçeceğiz.
Belediye Meclis Üyeliği de, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği gibi önemli bir görev.  Belediye Meclis Üyeliği görevi, önemine yaraşır bir özenle yürütülürse, yerelde demokrasinin ve barışın güçlenmesine, sağlıklı kararların üretilmesine katkı sağlar.
Belediye meclis üyeleri araştıran, soran, sorgulayan çalışmalara etkin biçimde katılan kişiler olmalı. Belediye meclis üyeleri, önerileri desteklerken ya da karşı çıkarken, seçildiği partinin çıkarlarından önce kentinin ve kentlisinin çıkarlarını düşünmeli. Ona göre oy kullanmalı.  Hiçbir kimse, meclis üyesinin oylunu torbada keklik gibi görmemeli. 
Oyunuzu kullanırken, sadece başkan adaylarına değil, belediye meclis üyesi adaylarına da bakın. Daha önce hangi görevlerde olduğunu, toplum yararına neler yaptığını ve yapabileceğini araştırın.  Özgeçmişlerine bakın, bilgisine birikimine, yazdıklarına söylediklerine ve yaptıklarına bakın.
Biz bu kentte yaşayan yurttaşlar olarak, belediye meclislerinin üretken olmasının isteriz. Kentin ve kentlinin yararına kararlar almasını isteriz. Kararlarda oy birliğinin amaçlanmasını isteriz. Biz meclis üyelerinin birbirlerine karşı işi davranmalarını isteriz.
Belediye meclis üyeleri, proje üretim süreçlerin içinde olmalı. Yurttaşın isteğini meclise taşımalı. Fazla uzatmaya gerek yok. Meclis üyesi adayı, bilgili birikimli olmalı. Düşünce ve proje üretim süreçlerinde etkili olmalı.  Ayrışmayı değil birleşmeyi savunmalı. İster iktidar olsun ister muhalefet, karar verirken objektif olmalı.
Birkaç arkadaşım bana “sen niye meclis üyesi adayı olmuyorsun” diye sordu. “Olsan iyi olur” diyenler oldu. Rahmetli Demirel gibi soruya soruyla yanıt veriyorum her seferinde. Teklif ettiler de olmadık mı? Görevden kaçtık mı? Yıllardır, sağlıklı kentleşme üzerine çalışıyorum, hem proje üretiyor hem de uyguluyorum.  Belediyecilik üzerine yazdıklarımı toplasam büyük bir kitap olur.
Neden meclis üyesi olmam konusunda teklif almadığımı düşünüyorum da akılcı bir yanıt bulamıyorum. Kimse yanında, bilen birilerini istemez diyenler oluyor.  Başkan adaylarının ben merkezli olduklarını söyleyenler oluyor. Oluyor da oluyor.
Belediye meclisinde olsam ne yaparım? Dersime iyi çalışırım. Belediye Meclisinde görüşülecek gündem konularını sorar sorgular araştırırım. Oyumu kullanırken, bir değil bin düşünürüm. Sürekli olarak, yurttaşların düşüncelerini almak ve değerlendirmek isterim. Ve en önemlisi, kendi şahsımla ve yakın çevremle ilgili hiçbir isteği ve öneriyi belediye meclisine, belediye başkanı ve çalışanlarına götürmem. Partinin değil, halkın belediye meclis üyesi olurum. Açıklığı temel ilke edinirim.  
 

 

20 Şubat 2019 Çarşamba

SÜRDÜRÜLEBİLİR KENTLER

Kentler iklim değişikliğini etkiliyor. Köyler küçülürken kentler büyüyor. Kentler büyürken sorunlarda büyüyor.
Ülkemizde 1950’li yıllarda başlayan kentleşme, belediyeleri ve devleti hazırlıksız yakalayınca, gecekondularla kuşatılan kentler çıktı ortaya. Ortaya çıkan sorunları aşmak yeni kentleri kurmaktan daha masraflı hale geldi. Ne sağlıklı biçimde kentleşebildik ne de kentli olabildik. Fiziki çevrenin sosyal çevre ile yoğun bir etkileşim içinde olduğuna tanık olduk. Eğitimli kentli yurttaşla, güzel çevreler yaratırken, güzel çevrelerde kentlileşmenin, sosyalleşmenin ve etkin yurttaş olmanın hızlandığını gördük. Etik ve estetiğin ayrılmaz ikili olduğunu fark ettik.

Geldiğimiz nokta, sağlıksız kentleşme, kentlerde denetimsiz yığılmadır. Sağlıksız kentleşme kısa sürede kentleri kimliksizleştirdi ve kentlerde yaşamı zorlaştırdı; Zorlaşmanın neden plansızlık, aşırı yoğunluk, altyapı yetersizliği, dar kalan yollar, artan trafik, artan kirliliktir.

Günümüzde dünya gündeminde en çok tartışılan konuların başında iklim değişikliğine ilişkin sorunlar gelmektedir. Kentler büyüdükçe küresel ısınma başta olmak üzere sorunlarda büyüyor. Sorunların çözümü için soran, sorgulayan, araştıran, kentli yurttaşlara büyük görev düşüyor.

Yıllardır duyarsız kalınan yeterince farkındalık yaratılamayan küresel ısınma konusu kentsel alan ve yakın çevresi ele alınarak, Türkiye için bir model önerisi geliştirme çalışmalarına hız verilmeli. Kentsel alanda planlama ve tasarım aşamasında yapılacak düzenlemelerin enerjiyi etkin kullanan,  düşük karbonlu kalkınma prensiplerini uygulayan kentsel mekânların oluşumunu sağlayacak bir sonuç amaçlanmalıdır.

Manisa’da yeni kent parçalarını tasarlarken ve konutları projelendirirken, mutlaka güneşi ve rüzgarı dikkate almalıyız. İklimin değiştiği ve bunun çağımızın en büyük sorunu olduğu bilinen bir gerçek. Biliyoruz bilmesine de önlemleri almada geç kalıyoruz. Buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, tatlı su kaynaklarının azalması, gıda üretimi koşullarında değişiklikler yaşanması, seller, fırtınalar, sıcaklık dalgaları ve kuraklık gibi afetlerde ve bunlara bağlı ölümlerde artış yaşanıyor. Yetersiz beslenme ve sağlıksız çevre koşullarının beraberinde getireceği bir diğer olumsuz sonuç da hastalıkların insanlar ve diğer canlılar arasında yaygınlaşacak olmasıdır. Çevre ve sağlık açısından yaratacağı olumsuzlukların yanında iklim değişikliğinin ekonomik etkileri de söz konusudur. Yüzyılımızda yaşanan iklim değişikliğinin nedeni insandır. Çözüm bulacak olan da insandır. Bunun için bakış açımızın değişmesi gerekiyor. Değişimi bugüne kadar yaptıklarımızdan vaz geçerek, bir başka söyleyişle değişerek yapabiliriz.  Doğayla uyumlu, Sürdürülebilir kent modeli üzerinde çalışmalar yapmalıyız. Doğayla uyumlu, sürdürülebilir kentler için: Ulaşımdan kaynaklanan hava kirliliği ve CO2 salımı azaltılmalı. Yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımı çoğaltılmalı. Kent içinde yeşil alanlar çoğaltılıp kentlerin çevresinde yeşil kuşaklar oluşturulmalı. Kent çevresinde, bitki çeşitliliği korunmalı, kent bahçelerinin çoğalması sağlanmalı. Kentsel yenileme çalışmaları hızlandırılmalı. Yeni yerleşimlerin planlanmasında, parsel parsel büyümeden ada bazında büyümeye geçilmeli. İlgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyon sağlanmalı.

14 Şubat 2019 Perşembe

SEBZE FİYATLARI

Soğan, domates, patlıcan fiyatları artınca fiyatları düşürecek çareler konuşulmaya başlandı. Sorun varsa çözüm de vardır, yeter ki çözmek isteyelim.  Getirilen çözümler günü kurtaran çözümler değil, uygulanabilir ve sürdürülebilir olmalı.
Benim aklıma gelenleri üç başlık altında toplayabilirim:
1.     Tedarik zincirini kısaltacak. Üretici ile tüketiciyi buluşturmak için “üretici pazarları” açılacak.
2.     Kentlerin yakın çevresinde Osmanlı döneminde var olduğunu bildiğimiz bostanlar gibi, kentlerin yakın çevresinde meyve sebze üretimi ve seracılık teşvik edilecek, kent bahçelerinin çoğalması sağlanacak. 
3.     Hobi bahçeleri için yasal düzenleme yapılacak, kente yakın alanlarda kooperatifler eliyle çoğalması sağlanacak.
Bunlar yapıldığında, sebze ve meyve fiyatları düşer, hobi bahçeleri çoğaldığında, kentli yurttaşların bir bölümü kendi ihtiyaçları olan sebzeleri üretir duruma gelir. Bu durum aile ekonomisine katkı sağlar.
Konu karmaşık değil, anlatılması ve anlaşılması gayet kolay. Belediye başkan adaylarımız bu önerilere sahip çıkacaklarını belirtirlerse ilgi göreceklerini destek bulacaklarını düşünüyorum.
Ben burada çokça değindiğim hobi bahçelerine yine değinmek istiyorum. Avrupa Ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de hobi bahçeleri yaygınlaştırılmalıdır. Bu konuda mevzuat eksikliği var. Hiçbir kurum ya da kuruluşun mevzuatında hobi ya da kent bahçelerinin yapımını kolaylaştıracak önünü açacak bir hüküm bulunmuyor. Dileğimiz hobi bahçeleri için hızla düzenleme yapılmasıdır.
Sebze fiyatlarını bölgeler ve iller arası nakliyenin ve aracıların yükselttiği biliniyor. Tüketicilerin sebzeleri daha uygun fiyata alabilmesi için tedarik zincirinin kısaltılması gerekiyor.
Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi olarak hobi bahçeleri yaptık. İşleyenler çok memnun bahçelerde yetiştirdiklerini sadece kendileri tüketmiyor eşe dosta da dağıtıyorlar.  Sebzeleri kentlerde oturanların kendisinin yetiştirmesi, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de hobi bahçeleri ile mümkün olabilir. Ancak ülkemizde hobi bahçelerinin yapımını ve sürdürülebilirliğini sağlayacak yasal altyapı henüz oluşturulabilmiş değil.  
Topraktan ve doğadan kopup kentlerin beton yığınları içinde sıkışıp kaldık. Yoğun iş temposu ve giderek gelişen teknoloji ve kablosuz iletişim araçlarının yarattığı elektromanyetik kirlilik nedeniyle stres, depresyon, panik atak gibi rahatsızlıkların çoğaldığını görüyoruz. Kentlerimizde fiziki çevre ile sosyal çevre sürekli etkileşim içinde. Yapılan tüm araştırmalar, insanın içinde yaşadığı fiziksel çevrenin sağlığı ve mutluluğu için önemli olduğunu kanıtlıyor.  Kentlerde beton yığınları arasında sıkışıp kalan insanlar için, “Yeşil Terapi” olarak adlandırabileceğimiz, toprakla meşgul olmak, iyi tasarlanmış, bahçelerde üretim yapmak öneriliyor.  Biz, kentlerde yaşayanlar olarak doğayı, yeşili, bitki ekip biçmeyi domatesi dalından koparmayı çok özledik. 
Üçpınar Mahallesi’ndeki evimin bahçesine, geçtiğimiz yıl, biber, domates, soğan, patlıcan, börülce ve kabak ektik. Yetiştirdiklerimiz hem bize hem de eşimize dostumuza yetti. Bu yıl yine ekeceğiz.
Kooperatifler eliyle yaygınlaştırılacak hobi bahçeleri ile iyi komşuluk ilişkileri, yardımlaşma, tohum takası ve kooperatifçilik gelişecektir…



6 Şubat 2019 Çarşamba

YEREL YÖNETİM

Manisa’da yaşayan bir yurttaş olarak bir belediye başkanı adayından neler duymak isterim ya da aday olsam neleri söylerim, sorusunu sordum kendime ve yanıtlarını sıraladım:

Demokratikleşmeyi, modernleşmeyi, insan onuruna saygıyı, eşitliği temel alan, çağdaş bir belediye olacağız. Hizmetleri en hızlı, ekonomik, etkin, verimli, zamanında ve yeterli biçimde sunacağız. Bilgi ve iletişim teknolojilerinden en geniş şekilde yararlanan mekanizmaları oluşturacağız, demelerini ve bu konuda güvence vermelerini beklerim.

Belediyede, katılımcı, çoğulcu, etkin, demokratik, hesap veren, açıklığı temel ilke edinen, bilgi edinme hakkına saygılı, çağdaş bir yönetim anlayışını etkin kılacağız, birlikte yönetim, hakça hizmet ve hakça paylaşım demelerini isterim.

Yüksekokul ve üniversite öğrencilerine, huzurlu, çağdaş yurt ve barınma olanakları sunulmasını, bedelsiz koruyucu sağlık hizmetleri sağlanmasını, desteğe muhtaç engellileri, kimsesiz çocukları ve bakıma muhtaç yaşlıları sahiplenen koruyucu sosyal hizmetlerin ve sosyal yardımların verileceğini, bu konudaki yurttaş girişimlerin destekleneceğini duymak isterim.

Kadınların toplumsal ve ekonomik yaşama katılımlarını sağlayıcı, kadın erkek eşitliğini güçlendirici projelerin gerçekleştirileceğini, tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkılarak korunacağını, müzelerin geliştirileceğini, halkın kullanımına acık, bilgisayar ve internet destekli kütüphanelerin yaygınlaştırılacağını duymak isterim.

Kırsal ve kentsel turizmin alt yapısının ihtiyaca cevap verecek çerçevede oluşturulacağını ve bu sektöre yönelik hizmetlerin daha etkin hale getirileceğini bu konuda girişimlerin destekleneceğini söylemelerini beklerim.

Herkese spor yapma ve dinlenme alanı olanaklarının sağlanmasını, tüketici haklarına, kentli olma hakkına, çevre hakkına, gıda sağlığına duyarlılık gösterilmesini, kentte huzurlu ve kaliteli yaşam ortamının yaratılmasını, öncelikli görevler olarak ele alan ve bu konuda güvence veren başkan adayları olsun isterim.

Kadınlara ve gençlere beceri kazandıracak, Semt Evlerini, Kadın Sığınma Evlerini, Bakıma Muhtaçlar ve Yaşlılar Evlerini, Gençlik ve Kültür Merkezlerini, Halk Sağlığı Merkezlerini, Açık ve Kapalı Spor tesislerini, çalışma salonları da olan muhtarlık binalarını yapacağız diyen adaylar görmek isterim.

Tedarik zincirini kısaltmak için çalışacağını, üreticilerle tüketicileri, aracısız buluşturmak için üreticilerin katılacağı pazar yerleri kurulacağını söylemelerini isterim.  Kentin yakın çevresinde hobi bahçeleri kuracağını ve kurmak isteyen kooperatiflere destek vereceklerini duymak isterim.

Köşemin izin verdiği ölçüde özetlemeye çalıştığım bu istekleri gerçekleştireceğim diyen ve bunun inandırıcı biçimde kendisi de inanarak söyleyen başkan adayı yarışa bir adım önde başlamış olur. 

Centilmence yarışan, davranış ve üslubuyla toplumsal barışa ve dayanışmaya katkı sağlayan, ben yerine biz diyen tüm başkan adaylarına başarılar dilerim. Kazansak da kaybetsek de bu kentte dostluk içinde yaşayacağımızı sakın unutmayın. Manisa bizim, başka Manisa yok…




 
back to top