Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

25 Ağustos 2013 Pazar

Çöp deyip geçme...

Çöpsüz çöplüksüz kent hayal değil. İstersek gerçek olur.

Çöp deyip geçmeyin. Çöpün yaşantımızda önemli bir yeri var. Hepimizin evinde, işyerinde çöp ve çöp kutuları bulunur. Evimiz varsa, mutfağımız, mutfağımız varsa çöpümüz mutlaka olur. Evet, çöp en çok evlerimizin mutfağından çıkıyor. Bu nedenle çöp kovalarımızda mutfaktadır genellikle. İçi boşalan plastik ve cam şişeleri, kutuları hep çöpe atıyoruz. Çöp kovalarımızı da en çok sebze meyve kabukları dolduruyor. Örneğin, ıspanak, pırasa soğan pazardan demet, demet tane, tane gelir. Saplar, kökler, kabuklar derken tencereye giren azaldıkça azalır. Tencereye girenin kat kat fazlası çöpe gider. Patatesler soyulur, bir dolu kabuk, Soğan dersen yine öyle. Bezelye, barbunya fasulye, bakla ayıklanır çöp kovası doluverir hemen. Salatalıklar soyulur. Kabuklar çöpe. Kavun karpuz da öyle. Kereviz, yerelması, turp, maydanoz, dereotu geriye bir dolu çöp bırakır. Ya artan yemekler, kurumuş ekmekler haydi hepsi çöpe. Hepsi aynı yere…

Ne olacak peki bütün bu kabuklar çekirdekler, sararmış yapraklar, artık yemekler ve ekmekler? Haydi hepsi aynı torbaya ve hepsi çöpe. Çöp kovası doldu. Boşaltılmazsa kokmaya başlayacak. Al torbayı doğru, çöp bidonuna. İçi doluysa bırakıver kıyısına. Bazılarına pencereden atmak, kimse görmeden apartman girişine bırakıvermek daha kolay gelir.

Çöpler genellikle, karışık biçimde torbalara doldurulup, düzensiz biçimde bidonlara bırakılır. Bidonlara bırakılan çöpleri önce kediler köpekler, daha sonra, el arabalı at arabalı “Yeniden kazanım ekipleri durumundaki çöp toplayan çocuklar!” karıştırır. İşe yarayanlar alınır gerisi çevreye saçılır. Sonra sıkıştırmalı çöp kamyonları gelir. Alınan alınır, kalanları rüzgar çevreye uçurur. Al sana çevre kirliliği, al sana kara sineklerin üreyeceği ortam. Al sana çekilmez bir koku…
Çöp bidonlarındaki çöpleri alan sıkıştırmalı çöp kamyonları, çöplerin sularını akıta, akıta çöplüğün yolunu tutarlar. Kamyonlarla gelen çöpler Sipil Dağı’nın kuzeye bakan yamacındaki Şahin Deresinin ağzına dökülür.

Kırk yıldır mı desem elli yıldır mı desem Şahin Deresinin ağzına dökülen çöplerin yüksekliği sanırım kırk elli metreyi bulmuştur. Zaman, zaman yangınlar çıkar çöplükte, doğudan esen rüzgar dumanları kentin üstüne taşır. Yananlar plastik torbalardır. Kimyasal atıklardır. Kısacası kanserojendir. Rüzgarla kentimizin üstüne gelir, aşımıza ekmeğimize havamıza karışır. Çöplükten alevler yükselir. Yangın Sipil Dağını tehdit eder. Helikopterler uçaklar gelir yangın söndürülür.


Çıkan yangınların hesabı tutulmaz. Bilinir çöplerin altında metan gazının oluştuğu, her an patlayabileceği bilinir de hiçbir önlem alınmaz, alınamaz…
Çöplüğün kıyısına gecekondular yapılır. Mahalleler kurulur. Sadece kentimizde değil, nedense bu ülkemizin her yerinde hep böyle olur!..

Mutfağımızdan çıkan çöp, hiçbir ayrıma tabi tutulmadan torbalara doldurulup genellikle çöp  bidonlarına içine değil kıyısına bırakılır. Çöp bidonlarını yanarken görmek alışılmış manzaralardandır. Sadece bu değil, çöp bidonlarını karıştıran çocuklarda, çöplüklerde ekmek arayan kadınlarda, bidonlara girip çıkan kedilerde, sahipsiz sokak köpekleri de alışılmış manzaralardandır kentimizde ve ülkemizde…
Çöp deyip geçmeyin. Çöpü değerlendiren, geri kazanan, çöpsüz çöplüksüz kentler kuran ülkelerde var.
Çöp deyip geçmeyin. Hepimizin evimizden çıkan çöpler geride kazanılabilir, sorun da olabilir. Bizim ülkemizde çöp sorundur. Kente yaşayan insanlar içinde belediyeler içinde sorundur. Hem de öncelikli bir sorundur.

İstemeyip attığımız çöp, gün gelir dağın eteğinde patlamayı bekleyen bir bomba olur. Ve bir gün patlar. 28 Nisan 1993 Çarşamba günü İstanbul, Ümraniye Hekimbaşı çöplüğü patlamadı mı? Altında kadınlarımız çocuklarımız can vermedi mi?...
28 Nisan 1993 Çarşamba günü, saat 10.00 sıralarında Ümraniye Çöplüğü patladı. Ve çöp sorunu ülke gündemine geldi.

Gündemimizi felaketler oluşturuyor. Depremi de, 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşadığımız büyük felaket sonrasında gündemimize aldık. Alınacak önlemleri felaket sonrasında tartışmaya başladık. Depremi deprem sonrasında değil, deprem olmadan tartışıp önlemler alabilseydik, bu denli büyük kayıplar vermeyebilirdik.

Depremi de önlemleri de çok kısa sürede unuttuk. Şimdi depremi gündemimize alabilmek için sanırım yine büyük bir deprem beklenecek. 

Çöp sorununda da depremde olduğu gibi oldu. Çöp ülke gündemine 28 Nisan 1993 tarihinde yaşanılan büyük çöplük patlamasıyla gündeme geldi.

29 Nisan 1993 tarihli gazetelerin tümünün birinci sayfaları “Çöplük faciası”na ayrılmıştı. Çöpü yeniden gündeme getirmek için 28 Nisan 1993’ü anımsamak, anımsatmak gerekiyor. Bunun için 29 Nisan 1993 tarihli gazetelere bakmak yeterli olacaktır.












29 Nisan 1993 tarihli Milliyet Gazetesine bakıyorum: Manşet “Çöplük Patlaması” Manşetin altında iki alt başlık var: “Ümraniye çöplüğü bomba gibi patladı; evler insanlar çöp dağının altında kaldı.”  “Facia sorumsuzluğun son örneği…Yıllar süren uyarıları kimse dikkate almadı.” Çöplük patlamasına ilişkin büyük fotoğraflar var birinci sayfada. Fotoğraf altı yazılar fotoğraflardaki faciayı anlatmaya yetmiyor. “Ümraniye”yi allak bullak  eden facia sonrası çöplük ana baba gününe döndü. Çarpık kentleşmenin sonucu çevrede bir utanç abidesi gibi duran çöp dağları evleri yuttu, insanları boğdu. Faciadan kurtulanlar elleriyle çöpleri kazıp yakınlarını kurtarmaya çalıştılar.”  Bir diğer fotoğrafın altında da “ Bomba Çöplük. İşte insanlara mezar olan çöplük. Metan gazının yol açtığı faciadan çıkan yangın sönmüş, ama dumanlar bir yas işareti gibi tütüyor. İnsanlar çaresiz göz yaşı döküyor. Hekimbaşı çöplüğü bir mezarlık sessizliği veriyor.” Ağıt yakan kadınlar fotoğrafının altında da “Ölüme bakış. Kadınlar ağıt yakıyor. Kadınlar çocuklara, babalara komşulara yanıyor. Kadınlar çocukları kucaklarında ölümü sessizce seyrediyor.” Milliyet Gazetesini okumayı sürdürüyoruz: “Bekleniyordu. Geliyorum diyen facia geldi. Patladı patlayacak denilen Ümraniye çöplüğü patladı ve en az 30 evle 70 kişiyi yuttu. Dün sabah 10.10 sıralarında çöp dağlarında oluşan metan gazı, kulakları sağır eden bir gürültüyle patladı. Patlamayla birlikte 200-300 metre kayan tonlarca çöp yığını, önüne gelen evleri altına aldı. Göz göre göre. Ümraniye çöplüğünün bir gün bu faciaya yol açabileceği uzun zamandır söyleniyor, yazılıyordu… 
Manisa’nın çöplüğünü de yıllardır yazıyoruz söylüyoruz. Büyükşehir olmaya hazırlanan Manisa’nın çözümlenmesi gereken öncelikli sorunudur, çöp sorunu. Hiçbir kimse Manisa Çöplüğünün Manisa’ya ve görkemli Sipil Dağına yakıştığını söyleyemez.

Duyarlı bir yurttaş olarak, önce toplantılarda ve köşe yazılarında dile getirdim çöp sorununu. Çöplük patlayabilir diye yazdığımın ertesi günü çöplükte yangın çıktığı oldu. Daha sonra, Çöp Deyip Geçme isimli bir kitap yazdım. Manisa Kent Konseyi Başkanı olunca ilk çalışmamız Manisa Çöplüğü ve Manisa’da Katı Atıkların Geri Kazanımı Projesini hazırlayıp, Manisa Belediyesine sunmak oldu. Projemiz Manisa Belediye Meclisi tarafından oybirliği ile kabul edildi. Arcak henüz Manisa’nın çöplük sorunu çözümlenebilmiş değil.
Manisa kentinden toplanan çöpler, pimi çekilmiş bomba gibi duran Sipil Dağındaki çöplüğe dökülmeye devam ediyor.

İstanbul Ümraniye çöplüğü, parklara bahçelere dönüştürüldü. Ankara Mamak çöplüğü yok artık ortada. Mamak çöplüğünün yerinde, bahçeler var. Sipil Dağındaki çöplükte güzelim Sipil Dağının güzel bir parçası durumuna gelebilir. Çöplerin yığıldığı yerden ağaçlar yükselebilir…
Önümüzdeki yerel yönetim seçimlerine katılacak adayların programlarında çöplük sorunu ilk sırayı almalı. Adaylar, çöp sorununu nasıl çözeceklerini, çöpü nasıl geri kazanacaklarını inandırıcı biçimde anlatmalı. Manisa Çöp Sorununu çözen kent olmalı…

 









 

 
back to top