Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

7 Aralık 2022 Çarşamba

EKONOMİ

Bugün, konumuz tüm dünyada en çok kullanılan sözcüklerden birisi olan ekonomi. Her yerde ekonomiden söz ediliyor mutlaka. “Ekonomi iyi”, “Ekonomi kötü”, “Ekonomi iyi yönetilmiyor” gibi cümleleri çok duyuyoruz. Üniversitede ekonomi dersleri okuduk. Ekonomi profesörlerini, ekonomistleri dinledik dinlemeye devam ediyoruz. 

***

Kısa bir tanımı da yazıma almak istiyorum: “Ekonomi veya İktisat, mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketimini inceleyen sosyal bilimdir. Ekonomi, ekonomik aktörlerin davranış ve etkileşimlerine ve ekonomilerin nasıl işlediğine odaklanır.”

***

Hepimizin kendi ekonomilerimiz var. Paramızı iyi kullanmaya ve çoğaltmaya, üretken yatırımlar, akıllı borçlanmalar yapmaya çalışıyoruz. Siyasi Partiler, halkın umutlarını büyütecek yeni projeler sunmaya çalışıyorlar;  Parayı nereden nasıl bulacaklarını, nerelere harcayacaklarını nelere öncelik vereceklerini halkın yaşamını nasıl iyileştireceklerini anlatıyorlar. Seçimler yaklaştıkça ekonomi daha çok konuşulur oluyor ve daha da çok olacak.

***

Etv’de yapmakta olduğum, ANLATIYORUM programında bugün konuğum Ziraat Mühendisi Sayın Şenol Özkaya. Özkaya’nın görevlerinde yazayım hemen: İYİ Parti İl Başkan Yardımcısı, İl ekonomi politikaları başkanı Şehzadeler belediyesi meclis üyesi, grup başkan vekili.

***

Özkaya, 30 yıla yakın bir süredir hayvancılık sektöründe aktif olarak çalışmakta, şu anda uluslararası bir firmanın da üst düzey yöneticiliğini yapıyor. Özkaya ile ekonomi üzerine konuşacağız. Mesleği ve görevleri gereği ekonomiyle yakından ilgileniyor.  İyi Parti'nin ekonomik politikaları ve çözüm önerilerini anlatacak Özkaya...

***

Önümüzdeki günlerde, diğer siyasi partilerimizin ekonomiye bakışlarını, ekonomi politikalarını da konuşmak için parti yöneticilerini programıma konuk etmek isterim.

***

Ekonomi gerçekten hepimiz için çok önemli, iyi bir yurttaş olarak, ekonomiyle yakından ilgilenmeliyiz. Aile ekonomimizi iyi yönetmek için ekonomiyi öğrenmeliyiz. Bence en iyi ekonomistler kadınlar, ev ekonomilerini iyi yönetmeye çalışıyorlar ekonomiyi yaşayarak öğreniyorlar.

***

Hepimizin çok sayıda isteği var. İstekler sınırsız ancak elimizdeki para sınırlı. Bize düşen öncelikle isteklerimizi sıralamayı öncelikleri belirlemeyi öğrenmek olmalıdır. Elimizdeki sınırlı olanaklarla çok sayıdaki isteklerimiz arasında seçim yaparken bazı isteklerini karşılamaktan vazgeçmek zorunda kalıyoruz. Her seçilen isteğin maliyeti aslında vazgeçtiğimiz diğer istek olmaktadır. Kısıtlı paramızla sandviçle yetinip sinemaya gitmeyi tercih ederdik öğrencilik yıllarımızda. Bunu yaparak güzel bir yemekten vazgeçmiş olurduk. Sinemaya gitmenin maliyeti vazgeçilen bir yemek olmaktadır.

***

Üretim açısından bakarsak ekonomi bilimi kimin üretim yapacağı, kim için üretim yapılacağı, ne kadar üretileceği, üretimin kaça mal edileceği ve kaça satılacağı konularıyla ilgilenir. Her üretici bunu bilir, bilmezse batar gider zaten…

***

Paylaşım veya bölüşüm açısından bakacak olursak bu kez ekonominin ilgi alanı üretimden kimin ne kadar pay alacağı konusuna odaklanır. Üretim faaliyetinde yer alan emekçi, sermaye sahibi, toprak sahibi ve girişimcinin üretimden ne kadar pay alacağı ekonominin temel uğraşı alanı haline gelir.

***

Uzun sözün kısası, ekonomi ülkemiz, bölgemiz, kentimiz, ailemiz ve kendimiz için önemli. Hepimiz üretime katılacağız ve katkımız oranında pay alacağız. Bu sağlanabildiğinde, gelişiriz mutlu oluruz.




 

30 Kasım 2022 Çarşamba

ENGELSİZ İYİLEŞME

Bugün 1 Aralık Perşembe, saat 12.00’de her Perşembe olduğu gibi yine Etv’de programım var. Farklı konular ve konuklarla birlikte oluyoruz ANLATI-YORUM programında. Bu hafta konuğum Mahperi Serpil Dede. Engelsiz İyileşme üzerine konuşacağız Sayın Mahperi Serpil Dede ile. Kendisini tanıma çalışmalarını dinleme fırsatı bulduğum için mutluyum. Dinlediklerim ilgimi çektiği için, Etv. İzleyicileriyle de paylaşalım diye programıma konuk ediyorum Serpil hanımı. 

***

Serpil Dede kendisini sürekli olarak yenileyen, öğrendiklerini paylaşmayı seven bir hemşire. Engelsiz İyileşme üzerine sunumlar yapıyor, iyileşmede sanatı kullanıyor. “İç dünyamızı rahatlıkla ortaya koyabildiğimiz kendimizi özgür ve özgün ifade biçimimizdir sanat” diyor.  Sağlığı da “Sağlık bireyin ruhsal fiziksel ve sosyal bir iyilik halidir.” Şeklinde tanımlıyor.

***

Program öncesinde uzun bir söyleşi yaptık, Serpil hanımla, konuşmasından not aldıklarımı programda ayrıntılı olarak konuşmak istediklerimi paylaşıyorum özetle: “Sanat, her insan için önemi olmakla birlikte, özel koşul gösteren bireyler ve ailelerinde ise bir tedavi gereksinimidir. Bu nedenle farklı atölye çalışmaları kapsamında üretkenliği içeren iş uğraş terapileri elzemdir diyerek bu önemli konuya özen gösteriyorum.” 

***

Serpil hanımın otizmli bir oğlu var. Oğlunu mutlu etmek için yaptıklarını yapılması gerekenleri dinledim kendisinden. Bu konuyu da konuşabiliriz televizyon programında.

***

Otizm Vaka Yöneticisi Serpil Dede, Manisa Otistik Bireyler ve Engelsiz Aileler Derneği Başkanlığı görevini de sürdürüyor. Ve kendisini sanat terapisti olarak tanımlıyor. “Terapi bireyin içinde ilgili ve ilişik olarak tuttuğu gürültülü sessizlikleri tekrar dışa vurup sorunlarını azaltmayı hedeflemiş bireysel bir yöntemdir. Vakaların hayal dünyasını bir araç olarak kullanan psikolojik bir tedavi ve destek yönetimidir.” Diyor ve devam ediyor “Kişilerin sağlıklı ve yaşam problemlerini, streslerini, endişelerini atlatmaya çalıştıkları travmaları ve akseden enerjiyi, rengi ortaya koyup analiz eden ve azaltmak üzere geliştirilen stratejilerdir. Bireyin kırılgan, sessiz ve yumuşak yapısının zaman içerisinde güçlü adımlarla sanatın estetik gücü, enerji, rengi ve ilmekleriyle; Kendini ifade etmesi, İçini dökmesi, rengini görmesi, bütünde parçasını anlaması ve renk farkındalığı ile mahperi ilmeklerini ortaya koyup eser çıktısını kapsar.”

***

2011’de Manisa Otistik Bireyler ve Engelsiz Aileler Derneği Başkanı Serpil Dede’nin Manisa valiliği AB proje ve arge geliştirme biriminde yazdığı ve koordinatörlüğünü üstlendiği, ulusal ve uluslararası birçok yerde, workshop ve sergilerle ismini göbek adı Mahperi’yle şahlandırdığı, otizmin sessiz dünyasında oğlunun sessiz çığlıklarını ilmek ilmek dokuyarak ortaya koyduğu terapinin ve sistemin adıdır.

***

Eğer konuya ilgi duyuyorsanız, saat 12.00’de Etv’de Serpil Dede’nin konuğum olacağı ANLATI-YORUM programını izleyin derim.

***

Bugün köşe yazımı kısa bir şiirimle noktalamak istiyorum:
Sabahın körü / Sokaklar karanlık ve soğuk / Sırtlarında ağır çantaları / Çocuklar yollarda / Kimi aç kimi tok / Ağladıklarını gören / Seslerini duyan yok / Az daha kalsalar evlerinde / Güneş doğmuş olacak / Işıyacak sokaklar / Ve ısınacak…




 

23 Kasım 2022 Çarşamba

ŞÜKRAN FARIMAZ

Şükran Farımaz, bugün saat 12.00’de Etv’de yapmakta olduğum Anlatıyorum Programında konuğum olacak. Şükran Farımaz’ı yaklaşık otuz sekiz yıldır tanıyorum. Yeni Manisa Projesini gerçekleştirmek için kurduğumuz Öncü Konut Yapı Kooperatifine ortak olduğu seksenli yılların sonlarına doğru başlayan dostluğumuz devam ediyor.

***

Ben bir edebiyat eleştirmeni değilim ancak Şükran Farımaz’ın yıllar sonra da okunacak bir yazar olduğunu yazdıklarının klasikler arasına katılacağını düşünüyorum. Şükran Farımaz’ın yazdıklarının yeni baskıları yapılacak ve Şükran Farımaz hep okunacak bence.

***

Şükran Farımaz, 1953 yılında Malatya'nın Hekimhan ilçesinde doğdu. İlkokulu Hekimhan'da okudu. Ortaokul için Sivas'a gitti. Sivas'ta İlk Öğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra Samsun'da 19 Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilgiler Bölümü'nden mezun oldu. Şükran Farımaz, edebiyat dünyasına 1984 yılında Akademi Kitabevi’nin öykü birincisi olan “Çiçeklerle” adlı yapıtıyla girdi. Şükran Farımaz, halen Manisa’da yaşıyor ve yazmaya devam ediyor. Kaç öykü yazarımız var deseler, benim aklıma ilk gelen Şükran Farımaz olur.

***

Şükran Farımaz için araştırma yaparken "Bir Ağaç Bir Kadın" kitabı için yazılan bir paragraf çıktı karşıma. Aynen aktarıyorum: “Kıyı kentlerinden, kasabalarından, amansız kışların yaşandığı Anadolu kentlerindeki sıkıntılardan, yalnızlıklardan, aşktan ve yaşamdan söz ederken, insan sıcaklığını, doğallığını da içtenlikle yansıtıyor. Şükran Farımaz’ın öykülerinde her zaman her yerde rastlayabileceğimiz, içlerinde taşıdıkları yaralı öyküleri ise asla bilemeyeceğimiz sıradan insanlar var. Kendi içlerine kapanmış, kırgınlıklarını dışa vurmadan sessiz bir kabullenişle sürdürülen incinmiş yaşamlardan kesitler sunuyor Şükran Farımaz. Düşler ve çağrışımlarla beslenen öykülerde sözcüklerle durağan ve etkili resimler çizen yazarın abartısız, yalın, yalın olduğu kadar da şiirsel bir dili var. On öyküden oluşan Bir Ağaç Bir Kadın kitabında da yer alan şu cümle aynı zamanda bütün öykülerin ortak paydasını oluşturuyor. (İnciten ve onaran hayattı. Mutlak olan da.)"

***

Manisa’da hikayeleriyle öne çıkan Şükran Farımaz, Romanlarıyla önce çıkan Deniz Erbulak gibi yazarlarımız yaşıyor. Kentler sadece doğal güzellikleri, görkemli geçmişleri, farklı ürünleri ile anılmazlar kentler yazarlarıyla üreten iz bırakan insanlarıyla da anılırlar. Keşke insanlarımız, bir futbolcuyu tanıdıkları ve önemsedikleri kadar, yazarlarımızı da tanıyıp önemseseler, özen gösterseler yazdıklarını okusalar gençlerimizde daha çok yazmaya özenseler diyorum. Diyorum da ne oluyor, insanlar bildiğini okuyor.

***

Edebiyata kültüre sanata ilgi duyan arkadaşlarımla bir araya gelerek Manisa Kültür Sanat Kurumu’nu kurmuş, sinema günleri, şiir akşamları gibi etkinlikler düzenlemiş, kitaplar ve dergiler çıkararak Manisa’nın kültür ve sanat yaşamına katkı yapmaya çalışmıştık. Şimdi böyle bir yapılanmanın yokluğunu daha derinden hissediyorum. Keşke birileri çıksa bir araya gelip buluşma konuşma paylaşma ortamları oluştursa ne güzel olur değil mi?

***

Kentler büyüdükçe yalnızlığımızın da büyüdüğünü görüyorum. Kimimiz zamanın yetmediğinden yakınırken kimimiz de zamanın geçmediğinden yakınır olduk. Çalışanlar için en kıt kaynak zaman oluyor. Şükran Farımaz’la oturup karşılıklı söyleşme olanağını ancak düzenlediğimiz bir televizyon programı öncesinde ve program sırasında bulabiliyoruz. Oysa ben burada konuştuğumuz gibi, Barış Alanındaki çınarın altında, Okan’ın kahvesini içerken de söyleşmek isterdim Şükran Farımaz’la.

***

Benim gibi işkolikler olanlar için söylüyorum: Dünyayı biz kurtaracak değiliz. Okumaya yazmaya dostlarımızla söyleşmeye düşüncelerimizi paylaşmaya çoğalmaya ve gezmeye de zaman ayıralım biraz.  Zaman su gibi akıp gidiyor. Bir bakıyoruz pazartesi bir bakıyoruz hafta bitmiş Pazar olmuş. Yaşantımıza anlam katmanın derinleşmenin yollarını bulalım. Bence kitap okuyalım hem de çok okuyalım. Yaşantımıza anlam katalım.




 

16 Kasım 2022 Çarşamba

TAİ CHİ

Tai Chi nedir diye sormayın, bende yeni öğreniyorum. Tai chi eğitmeni Emel Eva Tokuyan’dan öğrendiklerimi özetleyerek aktarmaya çalışacağım.  Emel Eva Tokuyan 17 Kasım 2022 Perşembe günü saat 12.00’de Etv’de Anlatıyorum Programında konuğum olacak ve öğrenmeye devam edeceğiz.

***

Emel Hanım’a ilk sorum Tai Chi nedir diye sormak oldu: Çin kökenli beş bin yıllık sağlık ve savunma sistemi olduğunu söyledi. Ve devam etti “Yapısında üç kavram taşıyor. 1-Felsefi Sistem: Kişinin kendisini tanıması ve karakter formasyonudur. 2-Sağlık Sistemi: Bağışıklık sistemini güçlendirir, birçok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde kullanılır.  3-Savunma Sistemi: Dirençsizlik yasasını uygulayarak saldırganı bertaraf etme yolunu kullanır. Bir Çin atasözü aynen şeyle: Günde iki kez tai chi yapan bir kişi; bir demircinin gücüne, bir bebeğin esnekliğine ve bir bilgenin ruhuna sahip olur”

***

Kimler Tai Chi kimler yapabilir diye sorduğumda da “Her yaş ve durumda kişiler Tai Chi yapabilir. Riski olmayan, güvenli bir spordur.  Hareket etmeye olanak veren rahat kıyafetler ve küçük bir alanda yapılabilir. Öğrenmesi ve uygulaması kolaydır.” Demek ki, Etv stüdyosunda Tai Chi yapabileceğiz deyince, “Sizde rahat bir şeyler giyerek gelin, sizde yaparsınız göstereceğim hareketleri.” dedi. Anladığım kadarıyla güzel bir program olacak.

***

Birde, Tai Chi neye yarar? diye sorayım deyince, “  Neye yararı olmuyor ki? Vücuttaki enerji merkezlerini dengelediği için sağaltıcı etkisi ve bağışıklığı güçlendirdiği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. Bu hastalıklardan bazıları; stres, konsantrasyon sorunları, romatizmal hastalıklar, felç, MS, parkinson, tansiyon, denge bozuklukları, bel ağrısı,  damar sertliği, fizik tedavi,  migren gibi rahatsızlıklara iyi geldiği biliniyor.” diye yanıtladı sorumu.

***

Emel Eva Tokuyan’ı Manisa’da görevli olduğu yıllarda tanımıştım. “İçsel Yolculuklar Atlası” adlı kitabını okumuş ve kendisiyle söyleşiler yapma olanağı bulmuştum. Manisa’da başlayan dostluğumuz devam ediyor. Köşe yazılarını ve paylaştıklarını takip etmeye çalışıyorum. “Bütün savunma sanatları kişiyi zihinsel dinginliğe, ruhsal sessizliğe ve derin bir kendine güvene ulaştıran bir yoldur.”, “Su gibi ol! Duru, akışkan, esnek ve güçlü” gibi benim de sık sık Facebook sayfamda paylaştığım güzel sözleri var Emel Eva Tokuyan’ın.

***

Emel Eva Tokuyan Eğitim Fakültesi mezunudur. Küçük yaşta karate eğitimi almıştır. 1999 yılından beri Tai Chi Chuan ve 2007 yılından beri Nei Kung alanında felsefi savunma sanatları eğitimlerine devam etmektedir. Ekvator Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Profesöründen iki yıl Feng Shui eğitimi almıştır. Pekin Beden Eğitimi Üniversitesi’nde aktarılan Tai Chi Chuan yang stilini 1999 yılından beri çok sayıda kişi ve kurumlara vermeye devam etmektedir. Tai Chi /Chi kung seminerleri verdiği yerler saymakla bitmiyor. Yurt dışında; İngiltere, Hollanda ve Almanya. Yurt içinde; Alsancak Sokak Şenlikleri, Çeşme Sağlık Fuarı, 9 Eylül Üniversitesi Bahar Şenlikleri, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çeşitli okullar, özel kurum ve kuruluşlar, Celal Bayar Üniversitesi, Adana, Ankara, Mersin, İzmir, İstanbul, Van, Manisa gibi illerde, verdiği tai chi/ chi kung seminerleri workshoplar yanı sıra felsefe, psikoloji temalı konferanslar yapmıştır.

***

20 yıl bir sivil toplum kuruluşunda çeşitli alan yöneticilikleri yapmış ve düzenlediği sosyal kampanyalardan binlerce kişi yararlanmıştır. Mitolojik resim atölyesi eğitimleri vermiş ve resim çalışmalarına devam etmektedir. Kişisel karma üç sergi açmıştır. Bugün Etv’de yapmakta olduğumuz programda Emel Eva Tokuyan’ı daha yakından tanıyacağız ve Tai Chi öğreneceğiz…




10 Kasım 2022 Perşembe

ATATÜRK’Ü ANLAMAK

Geçtiğimiz Perşembe günü yine bu köşe de “Yolundayız Atam” başlıklı bir yazı yazmış, ancak aynı gün yapmak gereken canlı programı yapamamıştım. Bugün yine Atatürk üzerine yazmamın nedeni bugün Atatürk’ü Anma adı altında Canlı Program yapacak olmamdandır. Bugün Saat 12.00 yapacağım programı izlerseniz sevinirim.

***

Atatürk’ü anıyoruz anlamaya çalışıyoruz. Çağımızın unutulmayan ve hiç unutulmayacak olan tek lideri Mustafa Kemal Atatürk’tür. 10 Kasım’da yine Anıttepe dolup taşacak, insanlarımız gidip Atatürk’e saygılarını sevgilerini sunacaklar.

***

29 Ekim 2022 tarihinde Cumhuriyetimizin 99. yılı ülkemizin tüm kentlerinde görkemli biçimde kutlandı. Anıt Kabir yine doldu taştı. Bu yıl belki ülkemizde tek biz Cumhuriyet Bayramımızı Öncü Sitesinin Barış Alanı’nda Amfi Tiyatroda kutladık. 10 Kasım Atatürk’ü Anma etkinliğimizi de Birlik Sitesinde düzenleyeceğiz. Atatürk belgeselleri izleyeceğiz. Kurduğumuz sitelerde sosyal donatıları bu amaçla yaptık.  

***
 

Bugün saat 12.00’de Etv’de yapmakta olduğum canlı programda, izlenimlerimiz izleyicilerimle paylaşacağım. 29 Ekim’deki coşkulu kutlamanın ardından, 10 Kasım’da (Bugün) Atatürk’ü anacağız anlamaya çalışacağız.
Atatürk, yaşadığı çağın önüne ışık tutan bir Dünya lideri. Çağdaşları dâhil hiçbir lider, tüm dünyadan Atatürk’ün gördüğü saygı ve sevgiyi görmemiştir.

***


UNESCO’nun Atatürk’le ilgili bilinen kararını paylaşmak istiyorum: UNESCO’nun 27 Kasım 1978 tarihli 152 ülkenin delegesinin olduğu toplantısında Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı olan 1981 yılının bütün dünyada “Atatürk Yılı” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır. UNESCO’nun aldığı karar kelimesi kelimesine noktasına virgülüne kadar aynın şöyledir: “Atatürk kimdir? Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı göstermeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu.
Evet, UNESCO’nun bu kararı Dünya’nın Atatürk’e bakışının özetidir…

***
 

Anmak mı anlamak mı daha önemli diye sorarım kendi kendime Atatürk her aklıma geldiğinde. Asıl olan anmak değil, anlamaktır bence. Anlayınca daha anlamlı anarız bundan hiç kuşkunuz olmasın...  

***
 

Her tarafa yazıyorlar "Atam İzindeyiz" diye.
Düşünerek, anlayarak bilerek ve inanarak yazdıklarını hiç sanmıyorum. Öylesine işte anlamadan bilmeden yazıyorlar. İz nedir? İz: "Bir şeyin geçtiği veya önceden bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, emare" şeklinde tanımlanabilir. Ya da, "Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti." şeklinde daha kısa bir tanımlama yapılabilir.

***

"Atatürk'ün İzindeyiz." derseniz 1938'de kalırsınız. Bu kadar basit... Atatürk sizin 1938'de kalmanızı istemezdi, böyle isteseydi hedef olarak, çağdaş uygarlığı göstermezdi. İz biter yol bitmez.

***

Eğer Atatürk'e inanıyor, yaptıklarını önemsiyor ve seviyorsanız, yapmanız gereken, "Atatük"ün İzindeyiz" demek yerine, "Atatürk'ün yolundayız" demek ve gereğini yapmak olmalıdır. Atatürk'ün gösterdiği yol, bilimin aydınlattığı çağdaş uygarlık yoludur... Atatürkçü olmak, izinde kalmak değil, gösterdiği yolda ilerleyerek çağdaş uygarlığa ulaşıp aşmaktır.

***

Atatürk'ün 57 yıllık yaşamında 3 bin 937 adet kitap okuduğu söyleniyor. Atatürk'ün yolunda olmak, kitap okumaktır. Atatürk'ün yolunda olmak O'nu anlamak için çalışmaktır.  İnsanlarımızın çoğu kitap okumuyor. Kitap okumadan, Atatürk'ü anlayamaz, sadece anmakla yetiniriz. Kitap okumadan, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşıp, aşamayacağımızı anlayın artık.

***

Atatürk askerdir. Atatürk komutandır. Atatürk bilim insanıdır. Atatürk devlet adamıdır. Atatürk baş öğretmendir. Atatürk kooperatifçidir. Atatürk yazardır. Atatürk dünya lideridir. Atatürk ne aldanmıştır ne de aldatmıştır. Aldansa ya da aldatsaydı milleti yanına alamazdı Türkiye Cumhuriyetini kuramazdı. Dünya lideri olamazdı."

***

Işıklar içinde kal Atam. Türk milleti gösterdiğin yoldan ayrılmayacak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.




 

2 Kasım 2022 Çarşamba

YOLUNDAYIZ ATAM

29 Ekim 2022 tarihinde Cumhuriyetimizin 99.yılı ülkemizin tüm kentlerinde görkemli biçimde kutlandı. Anıtkabir yine doldu taştı. Bu yıl belki ülkemizde tek biz Cumhuriyet Bayramımızı Öncü Sitesinin Barış Alanı’nda Amfi Tiyatro’da kutladık. Otuz yıl önce yapımına öncülük ettiğim Amfi Tiyatroda bayram kutlamak benim için ayrı bir mutluluk nedeniydi.

***
Bugün saat 12.00’de Etv’de yapmakta olduğum canlı programda, izlenimlerimiz izleyicilerimle paylaşacağım. 29 Ekim’deki coşkulu kutlamanın ardından 10 Kasım, Atatürk’ü anacağız anlamaya çalışacağız. Atatürk, yaşadığı çağın önüne ışık tutan bir Dünya lideri. Çağdaşları dâhil hiçbir lider, tüm dünyadan Atatürk’ün gördüğü saygı ve sevgiyi görmemiştir.

***

UNESCO’nun Atatürk’le ilgili bilinen kararın paylaşmak istiyorum: UNESCO’nun 27 Kasım 1978 tarihli 152 ülkenin delegesinin olduğu toplantısında Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı olan 1981 yılının bütün dünyada “Atatürk Yılı” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır. Bu kararda “Bugün UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir” denmekteydi.  Bu kararla ilgili görüşmeler yapılırken, İsveç delegesi ayağa kalkıp, “Dünya’da bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?” diyerek öneriye karşı çıkar. Rus delegesi hışımla ayağa kalkar, yumruğunu masaya vurur ve şöyle der: “Genç delege arkadaşım hatırlatmak isterim ki ATATÜRK öyle Dünya’daki herhangi bir lider değildir, bırakın onu bir yıl anmayı, bütün ülkelerde her problemimize çare olarak aramalıyız.” Sonrasında bütün delegeler alınan karara imza atarlar.  İtiraz eden İsveç delegesi, imzanın atıldığı gün şunları söyler: “Ben Atatürk’ü inceledim. Bütün ülkelerin delegelerinden özür diliyor ve ilk imzamı ben atıyorum.” diyecektir.

***

UNESCO’nun aldığı karar kelimesi kelimesine noktasına virgülüne kadar aynı şöyledir: 

“Atatürk kimdir?   Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı göstermeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu.
Evet, UNESCO’nun bu kararı Dünya’nın Atatürk’e bakışının özetidir…

***
Anmak mı anlamak mı daha önemli diye sorarım kendi kendime Atatürk her aklıma geldiğinde. Asıl olan anmak değil, anlamaktır bence. Anlayınca daha anlamlı anarız bundan hiç kuşkunuz olmasın...  

Her tarafa yazıyorlar "Atam İzindeyiz" diye.

Düşünerek, anlayarak bilerek ve inanarak yazdıklarını hiç sanmıyorum. Öylesine işte anlamadan bilmeden yazıyorlar.  İz nedir? İz: "Bir şeyin geçtiği veya önceden bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, emare" şeklinde tanımlanabilir. Ya da, "Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti." şeklinde daha kısa bir tanımlama yapılabilir.

***

"Atatürk'ün İzindeyiz." derseniz 1938'de kalırsınız. Bu kadar basit... Atatürk sizin 1938'de kalmanızı istemezdi, böyle isteseydi hedef olarak, çağdaş uygarlığı göstermezdi. İz biter yol bitmez.

***

Eğer Atatürk'e inanıyor, yaptıklarını önemsiyor ve seviyorsanız, yapmanız gereken, "Atatük"ün İzindeyiz" demek yerine, "Atatürk'ün yolundayız" demek ve gereğini yapmak olmalıdır. Atatürk'ün gösterdiği yol, bilimin aydınlattığı çağdaş uygarlık yoludur... Atatürkçü olmak, izinde kalmak değil, gösterdiği yolda ilerleyerek çağdaş uygarlığa ulaşıp aşmaktır.

***

Atatürk'ün 57 yıllık yaşamında 3 bin 937 adet kitap okuduğu söyleniyor. Atatürk'ün yolunda olmak, kitap okumaktır. Atatürk'ün yolunda olmak O'nu anlamak için çalışmaktır. İnsanlarımızın çoğu kitap okumuyor. Kitap okumadan, Atatürk'ü anlayamaz, sadece anmakla yetiniriz. Kitap okumadan, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşıp, aşamayacağımızı anlayın artık.

***

Atatürk askerdir. Atatürk komutandır. Atatürk bilim insanıdır. Atatürk devlet adamıdır. Atatürk baş öğretmendir. Atatürk kooperatifçidir. Atatürk yazardır. Atatürk dünya lideridir. Atatürk ne aldanmıştır ne de aldatmıştır. Aldansa ya da aldatsaydı milleti yanına alamazdı Türkiye Cumhuriyetini kuramazdı. Dünya lideri olamazdı."

***

Işıklar içinde kal Atam. Türk milleti gösterdiğin yoldan ayrılmayacak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.

 


26 Ekim 2022 Çarşamba

CUMHURİYET FAZİLETTİR

Cumhuriyet haftasında Cumhuriyet konuşulur, Cumhuriyet yazılır elbet. Her Cumhuriyet Bayramı’nda, evlere sokaklara caddelere şanlı bayrağımız asılır, gelincik tarlasına döner kentlerimiz. Cumhuriyet Bayramı görkemli biçimde kutlanır.

CUMHURİYETİMİZİN ONUNCU KURULUŞ YILINDA ÇEKİLMİŞ OLAN
TÜRKİYE’NİN KALBİ ANKARA FİLMİ ETV EKRANLARINDA OLACAK

Biliyorum Cumhuriyetimizin doksan dokuzuncu yılı da görkemli biçimde kutlanacak. Cumhuriyet Bayramı’ndan iki gün önce 27 Ekim 2022 tarihinde saat 12.00’de Etv’de yapacak olduğum “ANLATIYORUM” programında, Cumhuriyetimizin kuruluşunun onuncu yılında Atatürk’ün isteği üzerine çekilmiş Türkiye’nin Kalbi Ankara filminden bazı bölümleri izleyeceğiz. Atatürk’ün 10.yıl nutkunu renklendirilmiş görüntülerle kendi sesinden dinleyeceğiz. Benden hatırlatması kaçırmayın mutlaka izleyin derim.
  

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET YAŞAYACAKTIR

Mustafa Kemal Atatürk; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyor. Atatürk’ün hangi dediği doğru çıkmadı ki, Cumhuriyet de Atatürk’ün dediği gibi ilelebet yaşayacaktır elbet.

***

Bu güzel ülkenin, değişmeyen ve değişmeyecek olan gerçeği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusunun Mustafa Kemal Atatürk olduğu ve sevgisinin gönüllerde hep yaşayacağı gerçeğidir. Atatürk'ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet’i koruyup kollamak ve güçlendirmek demokrasi ile taçlandırmak ancak Atatürk'ün gösterdiği, bilimin aydınlattığı uygarlık yolunda ilerlemekle olur.

***

Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ün önderliğinde kurulmuş ülkemiz, özgür ve saygın bir ülke haline gelmiştir.

NE ATATÜRK’TEN NE DE KURDUĞU CUMHURİYET’TEN VAZGEÇERİZ

Türkiye Cumhuriyeti devletimizin ebedi varlığı ve birliği adına ülke gelişimine katkıda bulunmak için vatanımızı çok sevmeli, düşmanca yaklaşımlarda bulunan iç ve dış güçlere karşı her zaman uyanık olmalıyız. Bizlere tevdi edilen görevleri layıkıyla eksiksiz bir şekilde yapmalı, ülke menfaatlerini kendi menfaatlerimizin üzerinde tutmalıyız.

***

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e sahip çıkıp, demokrasiden asla ödün vermeden, milli birlik ve bütünlüğümüzden hiçbir zaman ayrılmamalıyız. Çocuklarımıza Atatürk'ü ve kurduğu Cumhuriyeti öğretmeye devam etmeliyiz. Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun. Bu güzel ülkeye iki büyük değerimiz Atatürk ve Cumhuriyet çok yakışıyor. Ne Atatürk’ten ne de kurduğu Cumhuriyet’ten vazgeçeriz. Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun.




20 Ekim 2022 Perşembe

KONUĞUM BAHATTİN AKYÜZ

Merhaba,

Haftanın her Perşembe günü, bu köşede yazı yazıyorum saat 12.00’de de Etv’de program yapıyorum.

Hazırlıklar Çarşamba gününden başlıyor. Anlayacağınız Perşembenin gelişi Çarşambadan belli oluyor.
Konuğum Manisa Esnaf ve Sanatkârlar Odası ve Manisa Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Bahattin Akyüz. Konu ne diyecek olursanız, konu çok geniş, artan kiraları konuşacağız, kiracıların ve emlakçıların sorunlarını, sorunların çözüm yollarını konuşacağız. Bahattin Akyüz’ü daha yakından tanımış olacağız.

***

Bu aralar meslek odalarında ve barolarda seçimler ardı ardına yapılıyor. Etv’de önümüzdeki günlerde oda başkanlarıyla söyleşileri sürdürmek istiyorum. Program Öncesi Sayın Akyüz’den bazı bilgiler aldım. Başkanlığını yaptığı Oda’nın Karma Meslek Odası olarak 2004 yılında kurulduğunu öğrendim. Oda’nın emlak danışmanları çoğunluk olmak üzere 200 ‘e yakın meslek kuruluşlarından oluştuğunu öğrendim. 2000’e yakın üyelerinin olduğunu öğrendim.  

***

2004 yılında kurulan Oda’nın ilk olağan genel kurulu 2005 yılında yapılmış. Kuruluşundan bu güne kadar da Sayın Akyüz Oda başkanlığını sürdürüyormuş.  Oda’nın kendisine ait hizmet binası var. Oda, üyelerine uygun koşullarda esnaf kefalet ve bankalardan kredi kullanmaları için gerekli finansman imkânı sağlıyormuş. Eğitim çalışmaları yapıyorlarmış. Bunları Etv’de daha ayrıntılı biçimde görüşeceğiz.

***

Meslek Odaları ve tüm STK’lar, üyelerine ve topluma yararlı olabilmek için çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyorlar. Bende Mustafa Pala olarak yıllardır SKT’larda görev alıyorum STK’larla ilişkilerimi hiç koparmamaya çalışıyorum. Sivil Toplumun gelişmesi STK’larla oluyor. Farklı mesleklerde çalışan insanlarımızın haklarını STK’lar dile getiriyor.

***

Bence STK’lar demokrasinin vazgeçilmezleridir. Gelişmiş ülkelerin, gelişmiş STK’ları vardır. Kooperatifleri de STK’lar gibi değerlendirebiliriz. Kooperatifleri de demokrasinin vazgeçilmezleri olarak görmeliyiz. Kooperatifler ve STK’lar demokrasi okullarıdır. İlimize baktığımızda başarılı meslek odalarının ve STK’ların bulunduğunu görüyoruz.

***

Bu hafta sonunda Cumartesi günü 22 Ekim’de Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın seçimleri var. Çok tekrarladığım bir sözümü yine paylaşmak istiyorum: Katılım Olmadan Atılım Olmaz. Lütfen meslek odalarınızın seçimlerine ve toplantılarına katılın lütfen. Bugün 20 Ekim Perşembe Etv’de yapmakta olduğum ANLATIYORUM programımı izleyin lütfen, yazımın başında belirttiğim gibi Bahattin Akyüz konuğum olacak…

***

Güzel günler diliyorum. Dertlerinizi sorunlarınızı aktarın; yazayım, konuşayım, ilgililere duyurayım sorunlara çözüm arayışlarını birlikte hızlandıralım…




12 Ekim 2022 Çarşamba

MANİSA KENT KONSEYİ

Perşembe gününün hazırlığına Çarşamba gününden başlıyorum. Önce yazacağım konuyu ve programa çağıracağım konuğu belirliyorum sonra bilgisayarımın başına geçip köşe yazımı yazıyorum.

***

Bu hafta için belirlediğimiz konu Manisa Kent Konseyi, Konuğum da Manisa Kent Konseyi Başkanı Ahmet Karadağ olacak. Ben, Manisa Kent Konseyinin kurucu başkanlığını yaptım. Ahmet Karadağ da şimdiki başkan. İlk başkan ve son başkan Manisa Kent Konseyi ve Manisa üzerine söyleşeceğiz, düşüncelerimizi paylaşacağız. Etv’de yapmakta olduğum ve ANLATIYORUM adını verdiğim programda. 

***

Düşünmeden konuşmak ve yazmak, çiğnemeden yutmak kadar zararlıymış.
Çiğnemeden yuttuklarımız midemizi, düşünmeden söylediklerimiz çevremizi rahatsız edermiş.  O nedenle, bugün düşünmeden konuşmuş olmayayım diye, düşüne düşüne yazıyorum ve programa hazırlık yapıyorum. Manisa Kent Konseyi’ni konuşunken yine her zamanki gibi Manisa’yı da konuşacağız genç dinamik ve girişimci başkanım Ahmet Karadağ’la…

***

Ben arkadaşlarımı hep gençlerden seçiyorum. Önceden arkadaşlık yaptıklarımın varsa çocuklarıyla arkadaşlık yapıyorum. Ahmet Karadağ’da genç arkadaşlarımdan birisi.

***

Kent Konseyi Başkanlığı yaptığım yıllarda, Kent Konseylerini çekişme ve yarışma yeri değil dayanışma yeridir sözümü çok tekrarlardım. İnsanların çalışmalara katılmalarını ister, ‘KATILIM OLMADAN ATILIM OLMAZ’ derdim. Kent Konseyleri boş konuşma yeri değil proje oluşturma yeridir derdim. Kent Konseyleri eleştirerek sorunun parçası değil, proje üreterek çözümün içinde olmalılar derdim. Eleştiri bir proje üretim tekniği değildir. Kent Konseylerine yakışan uzlaşma ve dayanışmadır. Ahmet başkanımın bunu başardığını görüyor ve mutlu oluyorum.  Bizim şu anda, ilk başkan ve son başkan olarak yaptığımız bir uzlaşma, dayanışma ve projeler geliştirme örneğidir. İnsanlar Kent Konseyinde sevginin ve bilginin dışında bir şey olmadığını bilmeliler. Kent Konseyleri sevginin ve bilginin paylaşarak büyütüldüğü platformlardır.

***

Manisa Kent Konseyi Manisa’nın Ortak Aklı olabilir, olmalıdır da… Birlikte çalışarak ortak akla ulaşmayı ve projeler üretmeyi başarabiliriz. Birçok kuruluşun Genel Kurullarında gördüğümüz gibi yararsız çekişmelerin kısır döngüsüne düşmememiz gerekiyor. Yarışma yerine dayanışmayı, kavga yerine uzlaşmayı seçmemiz ve her ortamda barışı etkin kılmamız gerekiyor.  
Hepinize güzel günler diliyorum…




 

6 Ekim 2022 Perşembe

ÇOK SESLİLİĞİN UYUMLU BİRLİKTELİĞİ

Çok seslilik, toplum olarak anlayıp içimize sindiremediğimiz bir kavram. Çok seslilikten çok söz ediyoruz da, çevremizdeki herkes, benim gibi düşünsün, benim istediğimi söylesin istiyoruz. Tek sesliliğin kolaycılığına kaptırıyor herkes kendini.

***

Her yerde, ailede, iş yerinde, tüm kurum ve kuruluşlarda ve siyasi partilerimizde, başta olanların büyük bir bölümü tek seslilik istiyor. Sadece kendi sesi çıksın, ne söylerse doğru söylediği koşulsuz kabullenilsin, söylediğinin dışında bir şey söylenmesin isteniyor. Bunu söylerken de, “Disiplin” deyip bir şey demiyor. Yeni bir şey söylediğinizde hem uyumsuz hem de disiplinsiz oluyorsunuz. Yeni bir şey söyleyebilmek kadar zevk aldığım başka bir şey yok. Yeni bir şey söyleyebilmek, düşünmeyi, okumayı araştırmayı gerektiriyor. Oysa uyumlu olmak için bunların hiç birisini yapmanıza gerek yok. Kafanızı evet anlamına emme basma tulumba gibi sallamanız yetiyor.

***

Ben tek seslilikten yana bir insan değilim. Tek seslilikten yana olanları da sevmiyorum. Kendi kendime olduğum zamanlarda bile, kendi doğrularımı süzgeçten geçirip, tartışıyorum. Kendi söylediklerime ters düştüğümde bile, gözlerimin içi gülüyor. Kendi doğru bildiğimin yanlış olduğunu görünce de bunu çevremdekilerle paylaşmaktan geri kalmıyorum.

***

Biz hep tek seslilik eğitimi verildi. Aile içinde babamızın, okulda öğretmenimizin, iş yerinde amirimizin dediği tek doğrudur denildi. Oysa babamızın yanlışlarını daha çocukken, öğretmenlerimizin yanlışlarını yaşama atıldığımızda, amirlerimizin yanlışlarını iş yerinde verim düştüğünde açıkça gördük.

***

Şimdi, siyasi partilerde de disiplin adına tek seslilik koşulsuz kabullenme öneriliyor. Tek sesliliği kabullenir, söylenenleri tartışmaz, yukarıdan söylenen her şeyi doğru kabul ederseniz yükselebilirsiniz deniliyor. Böyle yükselmeyi seçenler ve yükselenler oluyor elbet. Ancak, söylenenlere kuşkuyla bakanlar ve tartışanlar, yükselme şansı bulamıyor. Bir şey söyleyeyim mi? Eğer, söylenenlere kuşkuyla bakanlar olmasaydı, gelişme olmazdı. Aydın demek, araştıran soruşturan, kuşkuyu elden bırakmayan demektir. Siz, siz olun, “salla başı al maaşı” sözünde anlamını bulan, koyunlar olmayın.

***

Size birisi uyumsuz diyorsa, bunu size verilmiş en büyük ödül olarak kabul edebilirsiniz.

Şimdi diyelim ki, Mustafa Kemal, saraya yakın bir Osmanlı Subayı olarak, uyumlu birisi olsaydı. Söylenenleri hiç tartışmasaydı. Saraya bağlılığını disiplin adına hep sürdürseydi, genç Türkiye Cumhuriyeti kurulabilir miydi? Mustafa Kemal’e Atatürk soyadı verilir miydi? Her söyleneni doğru kabul etmediğimiz, kuşkuyla yaklaşıp, tartıştığımız zaman doğrulara ulaşmamız kolaylaşacaktır. Ancak kendi doğrularımıza da kuşkuyla yaklaşmamız gerekiyor.

***

Size uyumsuz diyeceklermiş, varsın desinler. Konuşun lütfen. Çok konuşuyor, diyeceklermiş varsın desinler. Bana en çok acı veren, konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmaktır. İstemediğim yerde, konuşmaya zorladıklarında, konuşmam gereken yerde engellediklerinde çok üzülüyorum. Konuşmak istediğimde, konuşmanın yolunu bulmaya, konuşamadıklarımı yazmaya devam ediyorum. Kim ne der, kim kızar demeden konuşup yazıyorum. Kendime olan saygımı yitirmemek için konuşup yazmayı da ölene dek sürdüreceğim... 







29 Eylül 2022 Perşembe

KÜLTÜR SINIR TANIMAZ

Obasya Kültür Sınır Tanımaz Projemizde mutlu sona ulaştık.

Projenin başlangıcından bitimine kadar sürekli kullandığımız, projemizi anlatan bir metni bu yazımın girişine aynen alıyorum. “OBASYA Turizm Geliştirme Kooperatifi adına başvurusu yapılan Kültür Sınır Tanımaz projesi; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği’nin mali desteği ile hayata geçirilen “Ortak Kültür Mirası: Türkiye ve AB Arasında Koruma ve Diyalog-II (CCH-II) Hibe Programı kapsamında hibe desteği almıştır. Programın Sözleşme Makamı, Merkezi Finans ve İhale Birimi'dir. Hibe Programı ile Türk ve AB kuruluşları arasında ortaklaşa uygulanan ortak kültürel miras faaliyetlerinin teşvik edilmesi ve geliştirilmesi amaçlamaktadır. Bu hibe programının genel hedefi, kültür, sanat ve kültürel miras yoluyla sivil toplum diyaloğunun, kültürel miras konusunda uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi ve Türkiye'de kültürel değerlerin teşvik edilmesidir.”

***

Türkiye Ege Bölgesi ve Bulgaristan Geleneksel Kadın Kıyafetleri Müzemizin ve Obasya Etkinlik Çadırımızın açılışı geniş katılımlı etkinliklerle yapıldı. Müzede sergilenen kıyafetler için kapsamlı bir katalog bastırıldı. Projenin birisi 20 Dakikalık diğeri 10 dakikalık iki belgeseli yapıldı. Belgeselin ilk gösterimini Manisa Ticaret ve Sanayi Odamızın Aylık Meclis Toplantısında yaptık. Bugün de Etv’de ANLATIYORUM programında göstereceğiz. Konuğum, Altan Türe ile de proje üzerine konuşacağız.

***

Kültür Sınır Tanımaz Projemizin ortakları Manisa Büyükşehir Belediyemiz, Bulgaristan Kırcaali Belediyesi ve Bulgaristan Kırcaali Ömer Lütfi Kültür Derneği’dir.

25 Mayıs 2022 tarihinde Bulgaristan’da Kültür Sınır Tanımaz Projemiz kapsamında “Kültürler Buluşması” etkinliğimizi gerçekleştirdik. Farklı kültürlerin zenginliğini aynı salonda coşkuyla yaşadık.

19-24 Haziran 2022 Tarihleri arasında Bulgaristan’dan gelen konuklarımızı Manisa’da ağırladık.  Konuklarımızla birlikte çok güzel günler geçirdik. Yeni dostluklar kurduk.   

Kültürler gerçekten sınırları aşıyor. Farklı kültürler aynı salonlarda buluşmanın, sevgiyi ve bilgiyi paylaşarak büyütmenin coşkusunu yaşıyorlar.

Kültür ve sanat dostları olarak 22 Haziran’da Obasya’da buluştuğumuzda, Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Türk Dünyası Müzik ve Dans topluluğunu, Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi Halk Oyunları ekibini ve Bulgaristan Kırcaali’den gelen Ömer Lütfi Kültür Derneği Folklor ekibini beğeniyle ve coşkuyla izledik.  

***

Başta Manisa Büyükşehir Belediyemizin değerli başkanı Sayın Cengiz Ergün olmak üzere yardımlarını bizden esirgemeyen tüm Manisa Büyükşehir Belediyesi mensuplarına, Bulgaristan Kırcaali Belediyesi’nin değerli başkanı Hasan Azis ve ekibine, Ömer Lütfi Kültür Derneği başkan ve yöneticilerine teşekkür etmeyi borç biliyor, gönülden sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz projelerde, Manisa Valiliğimizin, Yunusemre Kaymakamlığımızın, Yunusemre Belediyemizin, Manisa Celal Bayar Üniversitemizin, Milli Eğitim Müdürlüğümüzün, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzün daha başka birçok STK’nın kurum ve kuruluşun katkılarını aldık. Katılım olmadan atılım olmuyor. Büyük projeler büyük dayanışmalarla, ortak çalışmalarla hayat buluyor.

***

Bulgaristan gezimizde, Bulgaristan’dan müzemizde sergilenecek kadın kıyafetlerinin temininde Bal-Göç Derneğimizin de büyük katkıları oldu. “Kültürler Buluşması” etkinliğinde ve daha sonra yapacağımız tüm çalışmalarda Bal-Göç Derneğimiz gibi diğer STK’larla işbirliği yapmayı sürdüreceğiz.

***

Kültürler sınırları aştıkça, salonlarda buluştukça; barışın güçleneceğine Atatürk’ün özlediği ve dile getirdiği “Yurtta Barış Dünyada Barış” sözünün gerçekleşmesi yolunda gelişmeler olacağına yürekten inanıyorum.

Yeni projeler hazırlamayı, Obasya lokomotifine yeni vagonlar ekleyerek sürdürmeyi sürdüreceğiz.




 

21 Eylül 2022 Çarşamba

BİSİKLET

Manisa’da olduğu gibi, hemen hemen tüm büyük kentlerimizde, bisiklet etkinlikleri düzenleniyor. Bu etkinlikler 2013 yılından bu yana her yıl “Dünya Otomobilsiz Kentler Günü”nde yapılmaktadır. İzmir merkezli başlayıp, dünyanın birçok şehrine yayılan etkinliklerle farkındalık yaratılmaya çalışılıyor. Kentimizde de “Süslü Kadınlar Bisiklet Turu” 18 Eylül Pazar günü geniş bir katılımla yapıldı.

***

25 Eylül 2022 Pazar günü “Daha Yaşanılabilir Bir Dünya İçin Bisiklet Kullan, Karbon Ayak İzini Azalt” adı altında Manisa Rotary Kulübü’nün etkinliği yapılacak. Manisa Rotary Kulübü, her yıl Eylül ayı içinde yapılan etkinliği aralıksız olarak ve katılım sayısını arttırarak devam ettiriyor.

BUGÜN ETV’DE KONUĞUM GÜLAY YÜCEL

“Bisiklet Kullan Karbon Ayak İzini Azalt” etkinliğini konuşmak için, Perşembe günleri Etv’de yapmakta olduğum “ANLATIYORUM” programımın konuğu, Manisa Rotary Kulübü Başkanı Sayın Gülay Yücel olacak. Gülay Hanım ile hem bisiklet etkinliği hem de Rotary üzerine konuşacağız.

***

Bisiklet üzerine yazı yazmak için çalışırken yararlarını öğrendikçe benim niye bir bisikletim yok diye sordum kendi kendime. Almayı da düşünmedim değil. Eğer alırsam üç tekerli ve sepetli bir bisiklet alırım. İkinci el bile olsa olur. Çocukluğumda olmayan bisikletimin 77 yaşımdan sonra olması da hiç olmamasından iyi bence; içimdeki özgür bıraktığım çocuk çok sevinecek bu işe…

SİZİN DE BİR BİSİKLETİNİZ OLSUN

Spor yapmak için, biraz eğlenmek için ya da bir yerden bir yere ulaşmak için, geçmiş zamanlardan bu yana bisiklet, aslında hayatımızın çok büyük bir bölümünde bize fayda sağlayan mükemmel bir araç. Peki, nedir bu sağladığı faydalar? Günümüzde dağ bisikletlerinden, yarış bisikletlerine çeşitli amaçlar için kullanılmak üzere çok sayıda bisiklet üretiliyor. Çevre kirliliği yaratmaması, ekonomik ve pratik olması bisikletin birçok insan tarafından kullanılmasını sağlıyor. Dünya genelinde şu anda 800 milyondan fazla bisiklet bulunuyor. Bu rakam yollardaki araba sayısının iki katına denk geliyor. Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de bisiklet kullanımı özendiriliyor ve bisiklet yolları inşa edilerek bisiklet sayısının artırılması hedefleniyor.

BİSİKLET KULLANMANIN FAYDALARI

Bisiklet kullanmak yalnızca bir spor dalı olarak değerlendirilse de aslında bisiklet sürmenin faydaları epey fazla. Özellikle de çocukluk yıllarının en sevilen aktivitelerinden biri olan bisiklet kullanımının düzenli hale getirilmesi başta beden sağlığı olmak üzere zihin ve hatta ruh sağlığını olumlu yönde etkiliyor. Bisiklet kullandığınızda, daha güçlü kaslara sahip olursunuz. Bisiklet kullanmak kalp sağlığına iyi geliyor. Esnek bir bedene sahip olursunuz. Eklem ağrılarını azaltır. Kilo kontrolünüz kolaylaşır.  Her yaştan insanın keyif alarak gerçekleştirdiği aktivitelerden biri olan bisiklete binmenin yalnızca insanların sağlığı üzerinde değil, çevrenin korunması ve dünyanın geleceği noktasında da önemli bir rolü vardır. Bisiklet sürmenin bir diğer faydalı noktası ise sosyalleşmenize büyük katkı sağlamasıdır. Bisiklet sürmeye çıkarak hem sevdiklerinizle birlikte bir arada olmanın tadını çıkartabilir hem de açık havada egzersiz yaparak sosyalleşme şansı yakalayabilirsiniz. Düzenlenen bisiklet etkinliklerinin sosyalleşmeye yaptığı katkıları gözlemliyoruz.  Bütün bunların ötesinde elbette herkesin bildiği gibi bisiklet, bir yerden başka bir yere gitmenize yardımcı olan, en uygun maliyetli ulaşım aracı olarak ön plana çıkmaktadır.

***

Bugün gündüz saat 12.00’de Etv’de Anlatıyorum programında konumuz bisiklet, konuğum Manisa Rotary Kulübü Başkanı Gülay Yücel olacak. Değerli başkanım Gülay Hanım ile hem Rotary hem de 25 Eylül 2022 Pazar günü yapılacak olan bisiklet etkinliği üzerine konuşacağız.
Yollarımızda bisikletin bollaştığı güzel günler diliyorum…





 

15 Eylül 2022 Perşembe

TEMİZ ÇEVRE, TEMİZ TOPLUM

Bugün, 15 Eylül 2022 Perşembe. Bugün Dünya Temizlik Günü.

Perşembe Denge Gazetesi’nde köşe yazısı yazıyorum. Ve Etv’de program yapıyorum.

15 Eylül 2022 tarihinde Perşembe günü saat 12.00’de yapacağım programda konu, 15 Eylül Dünya Temizlik Günü, konuğum da Manisa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Sayın Adem Gökçe olacak.  Sayın Gökçe ile birlikte çevre ve temizlik üzerine Manisa’da yapılan ve yapılacak olan çalışmaları konuşacağız.

***

15 Eylül’de ya da takip eden ilk Cumartesi ve Pazar günlerinde tüm Sivil Toplum Kuruluşları ve çevre gönüllüleri tarafından tüm dünyada ve birçok kentlerimizde temizlik etkinlikleri düzenlenerek farkındalık yaratılmaya çalışılıyor. Bence Dünya Temizlik Günü okullarımızda da kutlanmalı, günün anlam ve önemi anlatılmalı öğrencilerle birlikte okulda temizlik etkinliği düzenlenmeli.

***

Slovenya'da 14 yıl önce temelleri atılan ilk çöp toplama etkinliğine 50.000 kişi katılmış. Sadece 5 saatte 10.000 ton çöpün temizlenmesi o kadar etkileyici bir iş olmuş ki, tek günde temizlik modeli farklı şehir ve ülkelere hızla yayılmış. Bugüne kadar toplam 100’den fazla ülkede kentlerde yaşayanların katılımlarıyla temizlik çalışmaları düzenlenmiş ve 9 milyondan fazla gönüllü bu etkinliklerde yer almış.

HAYDİ, GENÇLER KENTİMİZİ BİRLİKTE TEMİZLEYELİM

Bizde Manisalılar olarak 15 Eylül’ün Dünya Temizlik Günü olduğunu bilmeli ve günün anlam ve önemine yaraşır etkinlikler düzenlemeliyiz. Manisa’da temizlik gönüllüleri bir araya gelip, Niobe Ağlayan Kaya çevresi ve Çaybaşı Deresi’nde, Spil Dağı’nda, Türkmen Şelalesi’nde ya da belirleyecekleri başka yerlerde temizlik çalışması yaparak kentin temizliğine katkıda bulunmanın, farkındalık yaratmanın coşkusunu yaşasalar örnek olsalar ve etkinliklerini sürdürülebilir duruma getirseler ne güzel olur değil mi?  

FARKINDALIK YARATALIM

Bu 15 Eylül’de geç kaldık diyenler önümüzdeki yıl 15 Eylül’ü beklemesinler eylül ayı içinde bir hafta sonunda temizlik çalışması yapsınlar. Kentimizdeki yürüyüş grupları çöp toplama etkinliğine öncülük edebilirler. Haydi, genç arkadaşım, hemen kendine kentin temizliğine katkıda bulunacak arkadaşlar bul, varsa üyesi olduğun derneğe başvur! Her etkin yurttaş kentin temizliğine katkıda bulunmalı, her kadın atıkların ayrımını mutfakta başlatmalı ve belediyelerimiz ayrı torbalara konulan atıkları ayrı ayrı toplayarak geri dönüştürmelidir. Manisa’mızda da etkinlikler geleneksel hale getirilmeli. Çevre ve temizlik hareketinin asıl amacı "çöp körlüğü" yaşayan insanlara devasa bir harekete geçme projesi ile farkındalık kazandırmaktır. Dünyanın dört bir yanındaki bu güzel ve anlamlı etkinliklerle birlikte dünyada sağlıklı çevre yaratmak mümkün olabilecektir.

GELECEK KUŞAKLARA DAHA TEMİZ BİR DÜNYA BIRAKALIM

Dünya üzerine çok fazla katı atık var ve tam olarak miktarını ölçmek gerçekten zor. Bildiğimiz şey ise her yıl dünyada 1.3 milyar ton atık üretilmekte ve 258-368 milyon ton çöplüklerde toplanmakta. Peki, geri kalanı nerede? Nehirlerde, okyanuslarda, şehirlerimizde ve sokaklarımızda ve ormanlarımızda.

15 Eylül Dünya Temizlik Günü’nü kutlarım.




 

7 Eylül 2022 Çarşamba

MANİSA'NIN KURTULUŞU

Manisa’mızın kurtuluşunun 100’üncü yılı kutlu olsun.

Kurtuluş günlerini ve milli bayramlarını önemine yaraşır özenle kutlamayan ülkeler, bağımsızlıklarını daha kolay yitirirler. Ve giderek dini bayramlarını da kutlayamaz duruma gelirler. Mili bayramlarımızı ve kurtuluş günlerimizi giderek artan bir coşkuyla kutlamalıyız.  Bu dileğimizin gerçekleşmekte olduğunu yaşayarak görüyoruz. Anıtkabir’e gidenlerin sayısı giderek artıyor. Her milli bayramda Anıtkabir dolup taşıyor. Bayramlarımız giderek artan bir coşkuyla kutlanıyor. Bayramlarda meydanlarımız caddelerimiz konutlarımız gelincik tarlasına dönüşüyor. Her yere şanlı bayrağımız asılıyor…

8 Eylül Manisa’nın kurtuluşu için köşe yazısını yazmaya başlamadan önce, Google'a "Manisa'nın kurtuluşu" yazıp bir arama yaptırdım. Göğsümü kabartan kahramanlık öyküleri çıkmadı bu aramadan. Sizde deneyebilirsiniz. Manisa'nın Kurtuluşunu yazmaya Manisa'nın işgalinden başlayayım dedim. İşin derinliğine indikçe canımın sıkılması artmaya başladı. Manisa'nın işgali, insanın yüreğini burkan bir öyküdür.  Güzel bir kenti, bir tek kurşun atmadan, düşmana teslim ediyorsunuz. İçinizden çıkan hainleri görüyorsunuz.  İşgali anımsamak insanı öfkelendirmekten başka bir işe yaramıyor. Ancak gerçekleri bilmeli, kahramanları hainlerden ayırmalıyız.

Manisa'nın Kurtuluşu deyince 8 Eylül 1922'de Mustafa Kemal'in askerlerinin Manisa'yı kurtarması ve Spil Dağı'na sığınan Manisalı hemşerilerimin akın akın Manisa'ya dönmesi canlanıyor gözlerimin önünde. İşgali araştırırsanız, sonradan Hüsnüyadis adını alacak olan Manisa Mutasarrafı (valisi) Giritli Hüsnü adıyla karşılaşırsınız. Halkın direnişini kıran, düşmanı törenle karşılayan hain Hüsnüyadis'i yazamazdım, kurtuluş gününde. Manisa bir avuç Yunanlı tarafından yakılırken karşı çıkmayanları yazamazdım. Yunana karşı direnmek isteyen Parti Pehlivan'a destek olmak söyle dursun, engel olanları yazamazdım. Bu hain Hüsnüyadis var ya, bu Manisa'yı düşmana bir kurşun bile attırmadan teslim eden Hüsnüyadis, araştırdıkça, okudukça öfkemi kabarttıkça, keşke yeni Hüsnüyadis'ler olmasa diye düşünebildim sadece.

Müftü Alim Efendi adını ve anısını yaşatmak için, çalışmalar yapmalıyız.  Parti Pehlivan ve diğer kurtuluş kahramanlarımız için de yapılmalı aynı çalışmalar. Anıtlarını yapabiliriz. Bir caddeye, bir parka ya da bir binaya adlarını verebiliriz. Kurtuluş haftasında düzenlenen etkinrliklerde anabiliriz bu kahramanlarımızı. Hüsnüyadis’leri lanetle anarken, kahramanlarımızın adlarını ve anılarını yaşatacak girişimlerde bulunabiliriz.

8 Eylül'de Manisa, 9 Eylül'de İzmir kurtarılarak, Cumhuriyetin yolu açıldı. Onun için, Atatürk ve Kuvayi Milliye Anıtının bulunduğu noktaya Cumhuriyet Kapısı adını vermiştik. Ancak kimsenin bu adı kullandığı yok.  Cumhuriyet Kapısı adı öne çıkarılmalı ve kullanılmalı. Cumhuriyet Kapısı kentimizin dört kapısından ilk yapılanı oldu.  Fatih Kapısı, Bereket Kapısı ve Uygarlık Kapıları yapıldığında kentimizin tarihi kimliği daha çarpıcı biçimde çıkacaktır ortaya. Bir başka gün Manisa Kapıları önerimi yeniden yazacağım bu köşede…

Bizi birbirimize bağlayan ortak değerlerimizin başında bayrağımız ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk vardır. Gün ayrıldığımız noktaları öne çıkarma günü değil, gün birleştiğimiz noktaları öne çıkarma birlik ve bütünlüğümüzü güçlendirme ve bir olma, iri olma, diri olma günüdür. Bizi ayrıştıran ne varsa uzak duracağız. Bizi birleştiren ortak değerlerimizi öne çıkaracağız.

30 Ağustos 1922’de tarihe altın harflerle yazılan büyük zaferin ardından, Mustafa Kemal 1 Eylül’de “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri.” komutunu verir. Ordularımız işgal edilen köyleri kasabaları kurtara kurtara 8 Eylül’de Manisa’ya ulaşıp kurtardılar ardından 9 Eylül’de İzmir kurtarıldı. Ve Cumhuriyete giden yol açılmış oldu. Kurtuluşların tümü güzeldir. Yaşlı bir amca, bir gence “Kurtuluşa nasıl gidilir?” diye soruyor. Gencin verdiği cevaba bakın. “Atatürk Caddesi’ni hiçbir yan sokağa sapmadan devam et Kurtuluşa varırsın amca.”
Gösterdiğin, bilimin aydınlattığı uygarlık yolundayız. Bu yolda ilerleyerek çağdaş uygarlık düzeyine ulaşıp aşacağız Atam…




31 Ağustos 2022 Çarşamba

ANLATI-YORUM

Bugün 1 Eylül 2022 Perşembe. Etv’de yeni bir programa başlıyorum. Bundan böyle Perşembe günleri sizinle olacağım. Program gündüz saat 12.00’de olacak. Akşamları da uygun saatlerde banttan tekrar yayınlanacak.

***

Anlatı ve Yorum sözcüklerini bir araya getirince ANLATIYORUM sözcüğü çıktı ortaya.
Programın adı “Anlatıyorum” oldu.
Programın adından da anlaşılacağı gibi, programda anlatılar ve yorumlar olacak.
Anlatı ne anlama geliyor diye araştırdım.

***

Anlatı:  “Edebiyatta bir olay dizisini anlatma biçimi, hikâyeleme, hikâye etme, bir anlatıcı tarafından, belli bir bakış açısıyla, belli bir amaç doğrultusunda, belli bir okuyucuya, izleyiciye, dinleyiciye aktarılan, içinde olaylar dizgesi ve bu olayları yaşayan insanları barındıran metin.” şeklinde tanımlanmış anlatı. Bende öyle yapacağım anlatılar paylaşacağım Etv izleyicileriyle. Yorumu tanımlamama gerek yok. Programda yorumlarda yapılacak elbet.
Karşınıza tek başıma çıktığım günler olacağı gibi, konuklarımla çıktığım günler de olacak. 

***

1 Eylül Dünya Barış Günü barıştan söz edeceğiz elbet.
1 Eylül 1922 Mustafa Kemal Atatürk “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir” dedi ve kurtuluşlar dizisi
1 Eylül’de başlayıp 9 Eylül’de İzmir’in kurtarılışıyla son bulmuş oldu.
30 Ağustos Zafer Bayramı’ndan da söz edeceğiz elbet.

***

Şimdiden belirteyim, 8 Eylül 2022 Perşembe günü size güzel bir sürprizim olacak. Çekimine Atatürk’ün “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” komutuyla başlayan 9 Eylül İzmir’in kurtarılması sürecini anlatan bir film izleteceğim sizlere İzmir Marşı eşliğinde…

***

Anlatıyorum programında, ağırlıklı olarak Manisa’yı ve Manisalıları konuşacağız. Manisa’da aidiyet duygusunun güçlenmesi için neler yapılabileceğini konuşacağız. Manisa’da gelişme doğrultusunda atılan adımları ve başarılı Manisalıları konuşacağız.

***

47 yıldır Manisa’da aralıksız kooperatifçilik yapıyorum. Bilgi ve deneyim birikimlerimi paylaşacağım programda. Bilgi ve sevgi paylaştıkça büyüyor. Bilgiyi ve sevgiyi paylaşarak büyütmek işimiz olacak.
Beş harften oluşan BİLGİ sözcüğünün dört harfini İLGİ sözcüğü oluşturuyor. İlginin başına (B) harfini koyduğunuzda BİLGİ oluyor. İlgi olmadan bilgi olmuyor. İlgileneceğim karşınıza bilgilenmiş olarak geleceğim.

***

Sizlerden dileğim programı izleyip, eleştirilerinizi ve sorularınızı bana iletmenizdir. Benim telefonum ofisimin kapısı gibi hep açık. Benim 0533 478 17 11 numaralı telefonuma Whatsapp’tan yazabilirsiniz. Hiç kuşkunuz olmasın mutlaka size dönerim…

***

Etv yıllardır kentimizde yayın yapıyor. Hizmet içinde yetişen çok bilgili ve deneyimli kadroları ve araç gereçleri var. Etv’de program yapmak benim için keyifli bir hizmet olacak.

Perşembe günleri köşe yazımı da okuyacağım “Anlatıyorum” programında. 

1 Eylül 2022 Perşembe günü Etv’de ANLATIYORUM programımı izleyin lütfen.
Tüm okuyucularıma ve izleyicilerime en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum…




 
back to top