Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

24 Şubat 2022 Perşembe

KISKANILAN BAŞARI NEREDEN NEREYE

KORONAYI ATLATTIM

14 Şubat Sevgililer Günü’nde korona testim pozitif çıkınca eve kapanmak zorunda kaldım. Ayrı odalarda olmamıza yemekleri ayrı yememize ve tüm önlemlere karşın eşimde koronavirüse yakalandı. Ben ve eşim aşılarımızı eksiksiz olduğumuzdan hafif geçireceğimizi düşündüm hep. 77 yaşında birisi olarak iyileşeceğimden hiç kuşkum olmadı. Pozitif bir insanım, olumlu düşünmenin sonuca olumlu katkısının olacağını düşünürüm hep. Her sabah uyandığımda dünden daha iyiyim, yarın daha iyi olacağım diyordum. Öylede oluyordu. 5’nci gün geldiğinde tam anlamıyla iyileşmiştim. 8’nci gün sabahı da işimin başındaydım.
Bilgisayarımı eve taşıdığım için, tüm işimi evden görebiliyordum. Görüşmelerimi telefonla evden yapabiliyordum.
İnsanın bir akıllı telefonu ve bir bilgisayarı olunca evini ofise dönüştürmesi çok kolay oluyor.

Evde bulunduğum sürece, arayıp geçmiş olsun diyenlere bir ihtiyacın var mı diye soranlara, meyveler getirenlere, yemek gönderenlere yürekten teşekkür ediyorum. Böyle olunca insan yalnızlık duygusuna kapılmıyor.

EVİMİ DEĞİŞTİRDİM

4+1 evden 1+1 eve taşındık. Üçpınar’daki evimize bir ay 900, ikinci ay 1.750 üçüncü ay 3.000 lira elektrik parası gelince Üçpınar’dan Ceren Sitesi’ne taşındık. Anladık ki, büyük ev bize göre değil. Küçük ev büyük rahatlık. Korona süresince birimiz salonda, birimiz odada yattık. Ayrıca her gün Üçpınar’dan Manisa’ya gidip gelmekte masraflı olmaya başlamıştı. Neyse böylece iki katlı büyük ev maceramızda bitmiş oldu.

SAVAŞ ÇIKMAZ

Dünyanın içinde bulunduğu bu koşullarda bir dünya savaşı olmaz. Rusya ve ABD bir sıcak bir savaşa girmez. Yaşanan gerginlikten Rusya daha önde çıkıyor. Putin bilgi ve deneyimini konuşturuyor. Kendinden on kat daha fazla silahlı güce sahip olan ABD’ye meydan okuyor.

YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ

Bizi Atatürk’ün dediği gibi hep barıştan yana olmalıyız. Yurtta Barış Dünyada Barış demeyi sürdürmeli ve gereğini yapmalıyız. Ailede başlayan barış apartmanda sitede mahallede kentte bölgede ülkenin tümünde ve dünyada sürmeli. Türkiye her yerde barışın savunucusu ve güvencesi olmalı.

Madem ki, Nato’nun ve ABD’nin yanında duracağız Rusya’dan S 400’leri niye aldık ki, madem aldık niye konuşlandırmadık ki.

Dış politikanın önceliği ülkenin kendi çıkarları olmalıdır. Doğalgazda Rusya’ya bağımlıyız. Her zaman olmamız gereken zamanda olmamız gereken yerde olmalı ve dik durmalıyız.  

Ben savaş çıkacağını sanmıyorum ancak yaşanan gerginlikte, doğal gazda sıkıntılar yaşayabiliriz.

Biz ABD’yi müttefik olarak görüyoruz ama ABD bizi öyle görmüyor, yanımızdaki Yunanistan’ı silahlandırıyor. Silahlandırmada Türkiye’yi es geçiyor.

Dış politikamız, savunma politikamız, eğitim politikamız yazboz tahtasına dönmemeli, kesin ve sürdürülebilir olmalı.

Ben, bölgesinde ve dünyada barışın güvencesi olan anlaşmazlıklarda arabuluculuğu istenen bir ülke olmamız gerektiğini düşünüyorum ve özlüyorum.

 

HER YERDE BARIŞ HER YERDE İŞBİRLİĞİ VE DAYANIŞMA

Barış ailede başlamalı dedim ya ailede barış yaşanılan kentte de olmalı. Kurum ve kuruluşlar arasında yönetenlerle yönetilenler arısında barış olmalı.

İnsanlar anlaşmamak için fırsat kollamamalı. İnsanlar kurum ve kuruluşlar birbirine destek olmalı. Bunu bu kentte 47 yıldır kooperatifçilik yapan birisi olarak söylüyorum.

Aklıma bir düşünce geldiğinde bunu çevremle tartışırım. Sürdürülebilir bir proje ortaya çıkıyorsa hemen örgütlenmeyi düşünür yeni bir kooperatif kurmanın hazırlıklarına başlarım.

Manisa Birlik böyle kuruldu ve ortaya Güzelyurt Mahallesi çıktı.

Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi böyle kuruldu ve ortaya Kırsal Konaklama Tesisi’yle Restoran’ıyla üst üste uyguladığı projelerle Obasya yerleşkesi çıktı…

 

OBASYA YENİ PROJELERLE BÜYÜYOR

Türkiye genelinde, tüm kurum kuruluşlar STK’lar Vakıflar dahil, 5 Proje hazırlayıp, 5’i de kabul edilen ve başarıyla uygulanan OBASYA Turizm Geliştirme Kooperatifi dışında bir başka kuruluş yoktur. Bu bir Türkiye rekorudur. Durum böyle olunca, insan kutlama bekliyor. Ödül bekliyor. teşekkür bekliyor.

“Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir" sözünü duymuşsunuzdur.

Bir kimsenin başarısının takdir edilmesi durumunda o kişi daha istekli bir şekilde çalışmalarına devam edecektir. Bir kişi kaliteli bir mal ürettiğinde o mal alıcı bulmaz ise iyi bir mal üretmesi bir işe yaramaz. Yani bir başarı da kişilerin yararına kullanılmıyorsa o başarı devamlılık arz etmeyecektir.

 "Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir" sözü başarıların ödüllendirilmesi gerektiğinin önemini vurgulamak adına söylenmiştir.

MOTİVASYON ÖNEMLİ

İnsanların yaptıkları işlerde motivasyon bulmalarını sağlamak için iltifat edilmesi ve başarılarının övülmesi oldukça önemlidir. Burada önemli olan yapılan iltifatın kişinin şahsına değil ortaya çıkarmış olduğu işe yapılmasıdır. Bu şekilde yapılan övgüler olumlu davranışların artmasına vesile olacaktır.

Bir başarı ile ilgili edilen iltifatlar insanlara güç ve ilham verecektir. Bir başarıyı övmenin hiç bir sakıncası yoktur. Aksine insanların yaptıkları işi daha hevesli bir şekilde yapmalarına yardımcı olacaktır. İnsanların elde ettiği başarıları takdir etmek günümüzde çoğu kişi tarafından unutulmuştur.

TAM BİR İŞBİRLİĞİ VE DAYANIŞMA ÖRNEĞİ.

Obaya Projesi’nde tüm ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapma kapısını hep açık tuttuk. Bu konuda tüm kapıları çaldık. Zafer Kalkınma Ajansı ile yaptığımız projelerde, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Yunusemre Belediyesi, Milli Eğitim Müdürlüğü ve birçok STK ile işbirliği yaptık.

AB hibesiyle uygulamakta olduğumuz Kültür Sınır Tanımaz Projemiz Türkiye’de uygulanmakta olan 21 AB projesinden birisidir. Bu projeyi Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde sürdürüyoruz. Projemizin ortakları Manisa Büyükşehir Belediyesi, Bulgaristan Kırcaali Belediyesi ve yine Bulgaristan’dan Ömer Lütfü Kültür Derneği’dir.

Aslında biz bize ödül verilsin diye çalışmıyoruz. Eğer başarıları ödüllendirirseniz kent ve ülke için çalışanların sayısı artar diyoruz.

Güzelyurt Mahallesinin güzel olmadığını söyleyen var mı? Yok. O zaman yapanlardan niye hiç söz etmiyorsunuz?

Obasya, sadece Manisa’nın sadece Ege Bölgesi’nin, sadece Türkiye’nin değil Dünya’nın en farklı, kendine özgü sürdürülebilir projelerinden birisidir.

Biz en zor günlerde bile ayakta kalmak yeni projeler uygulamak için çalışırken, azıcıkta siz destek olun bizi yüreklendirin lütfen ve lütfen bizi de dinleyin. 

Bizim daha çok işimiz var. Köstek olmayın destek olun. Çalışmalarımızı kolaylaştırın.
Gelin deyin gelelim. Anlatın deyin anlatalım.

Bu köşede Obasya’yı daha çok yazacağım. Ömrüm yettikçe her ortamda daha çok konuşacağım.

Pozitif bir insanım her şeyin daha iyi olacağına gelişeceğine inanıyorum. 




 

19 Şubat 2022 Cumartesi

ÜRETİM VE PAYLAŞIM

İnsan soyunun temel sorunu üretim ve paylaşım. Daha çok üretim hakça paylaşım için çalışılıyor hep. Kişiler kuruluşlar, devlet herkes daha çok üretmenin ve üretimden daha çok pay almanın peşinde.

Hem üretim olacak hem de üretilen hakça paylaşılacak.

Daha çok üretim ve hakça paylaşım için, her kişi kurum ve kuruluş farklı yöntemler geliştirmeye çalışıyor. Sadece özel sektörde değil, belediyelerde ve devlet kurumlarında da aynı amaçlı çalışmalar var. Örneğin belediyelerde, üretkenlik, katılım, eşitlik gibi temel ilkelerle amaçlanan, üretimde ve paylaşımda eşitliğin sağlanmasıdır.  Üretimde ve paylaşımda eşitliğin sağlanabilmesi için, katılım temel ilke kabul edilmelidir.

KATILIM OLMADAN ATILIM OLMAZ

Eğer, katılım varsa, tartışmalar, kapalı kapılar ardında ve dar bir çerçeve içinde yapılmıyorsa,  konular kamuoyu önünde açıkça tartışılabiliyorsa sorunların aşılması daha kolay olmaktadır. Ancak, kararlar sen ben bizim oğlan boyutunu aşmadan dar bir çerçeve içinde yapılıyorsa, belki karar üretmek kolay olur ama üretilen kararı uygulamak ve sonuç almak zorlaşacaktır.

TARTIŞARAK KARAR ALACAĞIZ ALINAN KARARLA TARTIŞMASIZ UYACAĞIZ

Az gelişmiş toplumlarda, kararlar tartışmasız üretilir ancak, tartışma kararların uygulanmasında ortaya çıkar. Oysa doğru olanı, kararların tartışılarak alınması tartışmasız uygulanmasıdır. Kararlara tartışarak üretip tartışmasız uygulamayı öğrendiğimizde, demokrasi yolunda önemli bir aşamaya ulaşmış oluruz.

Açıklık, üretkenlik, katılımcılık, eşitlik,  merkezi ve yerel yönetimlerde vazgeçilmez ilkeler olarak uygulamaya konulduğunda, karar üretmenin ve sorunları aşmanın kolaylaştığı görülecektir.

Açıklığı ve katılımcılığı temel ilke edinen bir yönetimin, ihaleleri, özellikle büyük rakamlı olanlarını basın ve halk önünde gerçekleştirmesi gerekir. İhale günlerce öncesinden belli aralıklarla her türlü araç kullanılarak duyurulmalı ve mutlaka basın önünde yapılmalıdır.

Açıklık ve katılımcılık temel ilke olarak alındığında, söylentilerin azalmasının yanında, başarılı sonuçların alındığı görülecektir.

Açıklık ve katılımcılığın kapısını aralarken, kent halkında da katılım isteği olmalıdır. Kent halkında katılım isteği yoksa katılım kapısının aralanmasının hiçbir anlamı olmayacaktır.

Katılımın özendirilmesi için öncelikle yapılması gereken,  meclis salonlarının büyütülmesidir diyorduk. Salonlar büyütüldü ancak toplantılar halkın ilgisi çok az. Katılım olmadan atılım olmuyor.

Açıklık, üretkenlik, katılımcılık, eşitlik gibi temel ilkeler ödünsüz uygulamaya konulduğunda, güven bunalımı yok olacak, sisler dağılacak ve yöneticiler olan halk desteği artacaktır.

Halka hizmet için seçilen insanların, açıklıktan, katılımdan korkmamaları gerekir.

Açıklık ve katılımla,  acıların paylaşılarak küçültülmesi, sevginin paylaşılarak büyütülmesi kolaylaşacaktır.

Açıklık ve katılımla, daha çok üretim ve hakça paylaşımın sağlanması hem yerel hem de genel demokrasimizi güçlendirecektir.

SİTE GENEL KURULLARINDA SESLER YÜKSELİYOR

Bu aralar, sitelerdeki kat malikleri toplantılarına katılıyorum. Çoğunluk sağlanmasında sorunlar yaşanıyor. Kat malikleri toplantılara ilgi göstermiyor. Katılmadığı toplantılarda alınan kararlara sonradan karşı çıkıyor. Doğru olan toplantılara katılmak, varsa aklına takılan soruları sormaktır.

Sitelerde güvenlik hizmeti alınıyorsa, artan asgari ücret nedeniyle giderde artış olacaktır. Asansör varsa elektrikle çalıştığı için giderinde artış olacaktır. Yüzme havuzu varsa, hem elektrik hem de kimyasallardaki artış nedeniyle giderler artmış olacaktır. Her şeyin fiyatı artarken, site aidatı aynı kalsın demenin yanlış olduğunu anlamalıyız.  Giderler belli. Alt alta toplanacak ve kat maliki sayısına bölünecek aidat ortaya çıkacaktır. Bunun için komşuların birbirleri ile kavga etmelerine fiyatlardaki artışın acısını birbirlerinden çıkarmalarına hiç gerek yok bence. Zaten insanlarımız gergin, acısını birbirinizden çıkarmayın. Fiyat artışlarının nedeni sitenin yöneticileri değil artan fiyatlardır.

DEVLETİN TEMEL GÖREVLERİ OLAN HİZMETLER ÖZELLEŞTİRİLMEMELİ

Devletin asıl görevli olan, iç ve dış güvenlik, sağlık, eğitim hizmetleri hatta elektrik dağıtım hizmetleri özelleştirilmemeli, Yol köprü tünel gibi hizmetlerde Yap İşlet Devret uygulamasından vazgeçilmeli. Özel sektörün yetersiz kaldığı tüm alanlarda devlet görev almalı. Sosyal devlet sözde kalmamalı.

ELEKTİRİK VE DOĞALGAZ FATURALARI EL YAKIYOR.

Son günlerde elektrik, doğalgaz, motorin ve benzin faturaları çok konuşulur.

Aralık ayında, elektrik faturam 900 Tl olarak geldi. Ocak ayında gelen faturam 1750 Tl oldu. Şubat başında gelen faturam da 3.000 liraydı. Böyle olunca, bana yeniden 1+1 konuta taşınma yolu görünmüş oldu. Yaz gelince belki yeniden Üçpınar’a taşınırım, fiyatlar böyle giderse belki de bize büyük gelen giderleri artan konutu satar geçerim. Ben çocukluğu tek odalı bir evde geçen birisi olarak, 1+1 konutta da mutlu olurum diye düşünüyorum. Elektrik fiyatları gibi akaryakıt fiyatları da beklenmeyen bir hızla artınca insanın arabaya binesi bile gelmiyor.  76 yaşındayım fiyatların bu kadar hızlı arttığı bir dönem yaşamadım. Allah fakirin fukaranın yardımcısı olsun.

GÜNÜN SÖZÜ

Kat Malikleri toplantılarında birbirinizle kavga etmeyin, birbirinizi kırmayın. Tartışarak karar alın tartışmasız uyun. Yapılan harcamalar belliyse, bölün malik sayısına ödenecek miktar çakacaktır ortaya.

Güvenlik olsun; Asansörler çalışsın; Kapıcı olsun; Bahçeye bakılsın; Yüzme havuzu olsun diyorsanız bunun bir bedelinin olduğunu da bilmelisiniz. Artan fiyatların acısını komşularınızdan ve sitenizin yöneticilerinden çıkarmayın.




 

3 Şubat 2022 Perşembe

GÜNEŞ UYGARLIĞI

 

Düşüncelerimi bazen düz yazı ile bazen fıkra ile bazen kıssadan hisse ile bazen de şiir ile anlatmayı seviyorum. 90’lı yıllarda Yenilenebilir Enerjiyi Manisa Gündemine taşıyabilmek için, Bilim insanlarından oluşan Yenilenebilir Enerji Takımı kurmuş ve güneşle ısıtılıp güneşle soğutulabilecek yüksek enerji verimli bir konut tasarımı yapmıştık. Hiç unutamıyorum ekibimizde Norveçli Anna Grate Hesnes adında bir Profesör bayan da vardı. Manisa’nın beş yıllık meteoroloji verilerini inceledikten sonra “Manisa’da konutlarınızı yazın güneşle soğutup kışın güneşle ısıtabilirsiniz” diyordu. Güzel çalışmalar yapmış ancak uykusu derin kentimizde bir etkilenme sağlayamamıştık. Ben her ortamda, yenilenebilir enerjiyi gündemde tutmaya çaba gösterdim. Ülkemizde uygulan güneş enerjisi projelerini yerinde görmeye çalıştım. Kayseri’de Sanayi Sitesinde binaların çatılarının güneş tarlasına dönüştürüldüğünü gördüm. Güneş Enerjisi kooperatifi kuralım diye çalışmalar da yaptım. Yenilenebilir enerji dün olduğu gibi bundan sonra da hep gündemimde olacak. Manisa Ticaret ve Sanayi Odamızın bu tür girişimlere destek vereceğini bunu hep gündemde tuttuklarını görüyor ve bir Manisalı olarak mutlu oluyorum.

Bir güneş ülkesinde bulunuyoruz bunun değerini bilelim. Elektrik fişlerimizi güreşe takalım. Çatılarımızı güneş panelleriyle donatalım…

GÜNEŞ UYGARLIĞI

bilginler,

küresel ısınma
sürüyor artan bir hızla diyor
         felakete sürükleniyoruz

         geri dönülmezlerdeyiz diyor

                                           

bilginler araştırıyor gözlüyor

soruyor sorguluyor yazıyor ve söylüyor

duymayanınız kaldı mı

küremiz ısınıyor buzullar eriyor,

denizler yükseliyor, ormanlar yok oluyor  

göller küçülüyor, ırmaklar kuruyor
kuraklık çoğalıyor, ilkbahar erken geliyor,

ağaçlar aldanıyor bitkiler erken çiçek açıyor,

çiçeklere don vuruyor sonbahar gecikiyor,

kuşlar göç yollarını şaşırıyor

yaşama alanları ölüm alanlarına dönüşüyor
erozyon hızlanarak artıyor

hastalıklar çoğalıyor

ozon kalkanındaki delik büyüyor

söylenenler korkutucu ama gerçek

bilmem yaşadıklarımız daha nasıl söylenecek

 

bilim adamları açık ve anlaşılır biçimde söylüyor

gerçekten söylüyor

söyledikleri görülüyor
gerçekten dünya ısınıyormuş

görmüyor musunuz ısınıyor

biz duysak da duymasak da

bilsek de bilmesek de

görsek de görmesek de

dünya gerçekten ısınıyor

gerçekten küresel çölleşme olacakmış.

gerçekten denizler yükselecekmiş

gerçekten ormanlar yok olacakmış

gerçekten salgın hastalıklar artacakmış

gerçekten kıyamet kopacakmış

anlayın artık ne olur gerçekten
kıyamet kopacakmış

                   

söylenenleri

insanları korkutmak için bir kurgu

kafamızı karıştıracak bir tuzak

temelsiz bir söylem

uydurulmuş bir kuram sanmayın
tüm bunlar gerçekten olacakmış

gerçekten kıyamet kopacakmış

               kendi soyumuzun hazırladığı

adım adım yaklaştığımız

bir kıyamet varmış

ve saat tam on ikide duracakmış

saat on ikiyi vurmadan

haydi bir şeyler yapalım n’olur

kıyamet saatini durduralım

ya da geri alalım birkaç dakika daha

yaşam sürsün

                   

bir şeyler yapalım n’olur

yüzümüzü güneşe dönelim mesela

yüzünüzü güneşe döndüğünüzde

yüzümüz aydınlanır

yüzümüzü güneşe döndüğümüzde
gölgemiz arkamızda kalır

yüzümüzü güneşe döndüğümüzde

yolumuz aydınlık olur
yüzümüzü güneşe dönelim n’olur

 

çiçek gibi güzel

çiçekli bir güneş ülkesinde

karanlıktayız

don vuruyor filizlerimize

bir güneş ülkesindeyiz

bir güneş ülkesinde

ve karanlıkta ve aç ve susuz

çatlamıyor toprağa düşen tohum

boy vermiyor fidan

akmıyor dere

derinlere inerken su
yükseklere tırmanıyor kirlilik


ısıtan ışıtan  yaşamın kaynağı güneşi
yakan kavuran karabasan yapan
insan soyu sorumlu

tüm yaşadıklarımızdan

ve yaşayacaklarımızdan

ve de yaklaşan sonumuzdan

sorumlu olanlar güneşi unutanlar

 

iki tür insan var

güneşi unutan

iki büyük grup insan

bir grup

            aç gözlü hiç doymazlar

diğer grup da

             vurdum duymazlar

hiç doymazların büyük orduları

topları tüfekleri atom bombaları

dolu kasaları

dünyanın her yerinde bankaları var

çevreyi kirletiyorlar

sürekli tüketiyorlar

dünyanın ali kıranı baş keseni oldular

 

ya vurdum duymazlar

elle gelen düğün bayram diyorlar.

başa gelen çekilir diyorlar

buna da şükür diyorlar

biliyor musunuz kabahatin büyüğü onlarda

kabahatli onlar vurdum duymazlar
 

bir de bizim gibi şimdilik azınlıkta kalanlar var
kıyamet saatinin yaklaştığını gören
saçını başını yolanlar var

araştırıyorlar soruyorlar sorguluyorlar

toplanıyorlar dağılıyorlar yine toplanıyorlar

yazıyorlar  konuşuyorlar

onlar konuştukça gerçeği haykırdıkça

onlara felaket tellalı diyorlar

 

bir güneş ülkesindeyiz

susuzluk karabasan gibi

ve kirlilik

delinen ozon tabakası

ve yitip giden umutlar

 

güneşi unuttuğumuz

çiçek gibi güzel
çiçekli bir güneş ülkesindeyiz

 

benim gibi yetmişi aşanlar bilirler

hani bir zamanlar

güneşi içenlerin türküsünü söylüyorduk

“akın var güneşe akın

güneşi zaptedeceğiz

güneşin zaptı yakın” diyorduk

şimdi bakın çevrenize

akın makın kalmadı

akın olsaydı böyle olmazdı

bir zamanlar umut vardı

          akın vardı güneşe

          güneşin zaptı yakındı..

n’olur akın yine olsun

yine birlikte söyleyelim
güneşi içenlerin türküsünü

yine akın başlasın güneşe akın

güneşe dönelim yüzümüzü

yüzümüz aydınlansın

güneşe dönelim yüzümüzü

gölgelerimiz arkamızda kalsın

güneşe dönelim yüzümüzü

yüzümüz gibi yolumuz da aydınlansın

güneşe akın başlasın

           

yitip gidiyor dünyamızdan  

güzel olan ne varsa

bağlarımız kopuyor yaşamla

uygarlık diye diye mahvettik uygarlığı

uygarlık diye diye yok ettik güzel olan her şeyi

 

şimdi saat on ikiye beş var

kim bilir belki daha az kalmıştır

belki birazdan saat on ikiyi vuracak

bilin ki, saat tam on iki de duracak

gelin daha birkaç dakika varken on ikiye

yeni bir uygarlık kuralım hep birlikte

yeni bir uygarlık

uygarlığın adı kesin güneş uygarlığı olsun

güneş uygarlığında

hava temiz su temiz toprak temiz
insan temiz olmalı

dünya aydınlanmalı

bırakıp, dünyamızı kirleten her şeyi  

güneşe yönelmeli

güneşin ve evrenin değerini bilmeli

güneş uygarlığı mutlaka kurulmalı

uygarlığın güneşi

çiçek gibi güzel çiçekli bir ülkeden

anadolu’dan doğmalı

güneş uygarlığının
sönmeyen ateşi hep yanmalı

haydi hep birlikte

güneşe dönelim yüzümüzü.

yüzümüz aydınlansın

güneşe dönelim yüzümüzü

yolumuz aydınlık olsun

güneşe akın

başlasın







 

 
back to top