Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

30 Nisan 2014 Çarşamba

MANİSA'DA KÜLTÜR TURİZM


MANİSA'DA KÜLTÜR TURİZM


Ege Derneği tarafından, Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi'nin iştirakçi kurum olarak katılımıyla uygulanan "Manisa Kültür Turizmi Paydaş Analizi ve Strateji Önerileri" Projesi  Zafer Kalkınma Ajansı'nın desteği ile yapılıyor. Proje kapsamında 26 Nisan 2014 tarihinde "Manisa Tanıtım Turu" düzenlendi.  Proje Danışmanı Hakkı Avan'ın rehberliğinde yapılan kültür turu ile Manisa'yı yeniden tanıma ve unuttuklarımızı anımsama fırsatı bulduk.  Turun güzel yanı, bir çok Manisalı yazarı, sanatçıyı ve kültür sanat dostunu bir araya getirmiş olmasıydı. Balıkesir'e taşınan Yazar Halil Şahan da tura katılmak iiçin gelmişti Manisa'ya. Yusuf Atılgan'ın kendisine yazdığı mektupları ve anılarını Yusuf Atılgan , Sevgili Halil Kardeş, Köye Mektuplar adını verdiği bir kitapta toplamış Halil Şahan turda bir kitabını da bana imzalayıp verdi. Mart 2014'te ilk baskısı çıkan kitabın kısa sürede ikinci baskıyı yapmış olması ilgi gördüğünün kanıtıydı. Gündüz aldığım kitabı gece elimden bırakamadım.  Büyük yazar Yusuf Atılgan için yıllar önce Hacırahmanlı'da düzenlediğimiz etkinlik geldi aklıma. Niye bir caddeye, bir parka, bir kültür yapısına Yusuf Atılgan adını vermiyoruz, niye onun adını ve anısını yaşatmıyoruz  sorusunu bir kez daha sordum kendi kendime. Sanata ve sanatçıya karşı ilgimiz yok denecek kadar az. Yusuf Atılgan biz tanınan bir değerimiz. Sahip çıkmalı adını ve anısını yaşatmalıyız. Halil Şahan'ı kitabı için  yürekten kutluyorum.

Zafer Kalkınma Ajansının desteklediği Manisa Kültür Turizmi Potansiyeli Paydaş Analizi ve Strateji Önerileri  Projesi'nin Proje Koordinatörlüğü görevini Alp Tunay yüklenmiş.  Proje hazırlama ve uygulama konusunda çok deneyimli olan Alp Tunay, bir projeyi tamamlarken yeni bir projenin hazırlıklarına başlıyor. Bizi düşen görev de böyle genç  girişimci dostlara yardımcı olmak oluyor.
Geçmişi insanlık tarihi kadar eski olan Manisa, başta Sardes olmak üzere sayısı yirmiyi aşan antik kente ev sahipliği yapıyor. Hristiyanlıkta önemli yedi  kiliseden üçü Manisa il sınırları içinde. Tarih boyunca  Hititler, Frigler, Yunanlılar, Lidyalılar, İranlılar, Romalılar,Bizanslılar, Saruhanoğulları ve Osmanlıların hakimiyetinde kalan kent tüm bu kültürlerin izlerini taşıyor. Şehzadeler kenti olarak anılıyor.  Mesir'i var.  Üzümü, Lalesi, Tarzan'ı ile öne çıkıyor. Sipili gibi bir dağı, zengin mitolojisi var.  Ancak, bu zengin potansiyelini gerektiği gibi değerlendirerek turizmde öne çıkamıyor.  Tarımda sanayide gösterdiği başarıyı turizmde gösteremiyor.  Asılanda Ege Derneği projeyi kentin turizm değerlerini öne çıkarmak için yapmış. Bu tür projeler çok yapılmalı. Turizm kentimizde öne çıkarılmalı.


Proje kapsamında, 26 Nisan'da yaptığımız kültür turu etkinliği ile birlikte  üç temel etkinlik gerçekleştirilmiş.  Manisa Kültür Turizmi Paydaş Analizi Saha Çalışması yapılmış önce, andından Manisa Kültür Turizmi Paydaş Analizi ve Strateji önerileri oluşturulmaya çalışılmış, daha sonra da kültür turu düzenlendi.  "Kültür Turu" nun amacını "kısa vadede diğer bölgelerdeki acentelerin, yatırımcıların, medyanın ve Manisalı kültür sanat insanlarının dikkatini Manisa'nın kültür turizmi potansiyeline çekmek." şeklinde belirtiyor Ege Derneği Kurucu Başkanı Murat Gültekin.
Halil Şahan, Gördesli yazar Ahmet Büke, Arkeolog dostum Altan Türe, Yazar Osman Özbaş kültür turu boyunca fırsat buldukça söyleştik durduk. Bu proje kültür sanat dostlarını bir araya getirmesi açısından da kutlanmaya değerdir benim için...

Ege Derneği ve Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi daha bir çok projede işbirliği ve dayanışma yapacaklar. İşbirliği çemberine yeni katılmalar olacak. Olmalı ki, Manisa'da kültür sanat ve turizm öne çıkmalı...


Mustafa Pala

24 Nisan 2014 Perşembe

EZBERLERİ BOZALIM

EZBERLERİ BOZALIM

Haydi Manisa, ezberleri bozalım. Manisalılar işbirliği yapmaz deniliyor ya, yapalım. Mecliste anlaşamazlar deniliyor ya, anlaşalım. Uzlaşamazlar deniliyor ya, uzlaşalım. Haydi hep birlikte ezberleri bozalım.  Ben ezber bozacağımızdan umutluyum. Ben, Sayın Cengiz Ergün'e, Sayın Mehmet Çerçi'ye ve Sayın Ömer Faruk Çelik'e güveniyorum. Ben, seçilmiş meclis üyelerine güveniyorum.  
Yüreklerinin Manisa'ya hizmet için çarptığına inanıyorum. Göreceksiniz yakalarından rozetleri çıkaracaklar ve tüm kent halkının başkanı olduklarını gösterecekler. Amaç hizmet olunca uzlaşma olur. Amaç hizmet olunca, barış kardeşlik dayanışma olur. Ne olur, kavga beklentisi içinde olmayalım. Ne olur, çekişmenin yarışmanın yerini işbirliği ve dayanışma alsın. Meclis toplantılarından ve başkanların görüşmelerinden alışık olduğumuz kavga haberleri çıkmayabilir. Varsın çıkmasın. Varsın kimse kimseye "tokat gibi yanıt" vermesin. Varsın kimse kimseye el kol hareketi yapmasın.  Manisa değişiyor. Manisa Gelişiyor. Seçilenler sorumluluklarının bilincinde. Kendilerine verilen görevin uzlaşma olduğunu, Manisa için çalışmak olduğunu biliyorlar. Bu nedenle yerginin yerini övgü alacaktır. Bu nedenle hem sempati hem de empati öne çıkacaktır.
Ben Manisa'nın geleceğinden umutluyum. Umutlu olduğum için de mutluyum. Mutluluk kaynaklarından birisi
Bu yazdıklarımı inanarak yazıyorum. Gerçekleşeceğini  hep birlikte göreceğiz. Çünkü, seçilen başkanların ve Manisa'nın ihtiyacı işbirliği ve dayanışma. Manisalılar başkanlara işbirliği ve dayanışma yapın, Manisa'ya birlikte hizmet edin görevi verdiler. Bunu başarabilecek birikimleri ve yetenekleri olduğuna göre gelecekten niye umutlu olmayalım ki? Ben Manisa'nın geleceğinden umutluyum. İçimden gelen ses iyi şeyler olacak diyor. Bunu başkanların gözlerinde de görüyorum. Haydi başkanlar yolunuz açık olsun. Dayanışma yaptığınızda yanınızda olacağız. Varsın kavga bekleyenler, beklediğini bulamasın. Varsın gazete sayfalarında çekişme haberleri olmasın. Manisa'da iyi şeyler olsun yeter.
Başkanların hepsine büyük görev düşüyor ama  görevin büyüğü Sayın Cengiz Ergün'e düşüyor. Çok düşünecek az konuşacak. Yutkunmasını bilecek. Her diline geleni söylemeyecek. Kendisine her söylenene de inanmayacak. Çünkü biz ne kadar barış kardeşlik dayanışma bekliyorsak, az sayıda da olsa kavga bekleyenlerde olacak...  Başkanlar huzurlu ve mutlu olursa, biz de huzurlu ve mutlu gelecekten umutlu oluruz. Kavga etmeye, birbirinize laf yetiştirmeye didişmeye hakkınız yok.
de gelecekten umutlu olmaktır. Mutlu olmak da beceri ister. Geleceği bugünden görmek ister. Ben Manisa'nın geleceğini bugünden görüyorum ve onun için gelecekten umutluyum  ve de mutluyum diyebiliyorum.  Seçilen başkanlarda sempati ve empati nehirleri gürül gürül akıyor. Gülmeyi, gülümsemeyi, birbirleriyle selamlaşmayı, tokalaşmayı biliyorlar. Göreceksiniz Manisa'da güzel şeyler olacak.  Ergün, Çerçi ve Çelik "Bu üçlü çok güçlü" dedirtecekler. Bu üçlünün gerçekten güçlü olduğunu gösterecekler. Kimse kimseye güçlük çıkarmayacak. Kimse kimsenin önünü tıkamayacak.  Manisa'da güzel şeyler olacak.   Önümüzdeki dönemde, ne Vali , Büyükşehir Başkanı, ne Kaymakam, Belediye Başkanı çekişmelerine tanık olmayacağız.  Sadece işbirliği ve dayanışma olacak.
Bazı insanlar vardır, mutsuzluk yaşam biçimidir onlar için, kendilerini ve çevrelerini mutsuz edecek bir şeyler mutlaka bulurlar. Bardağın boş tarafını görürler hep. Empati yapmayı bilmezler. Mecliste kavga çıkmamışsa, birisi birisinei yumruk atmamışsa, kötü söz söylememişse,  üzüntülerinden yanlarına varılmaz. Hep hareket olsun isterler. Böyleleri vardır hepimizin çevresinde. Bunları tanırsanız söylediklerine kulak asmazsanız işiniz kolaylaşır.
Gelin hep birlikte ezber bozalım. Bundan böyle iyiyi güzeli umudu konuşup yazalım.  Sayın Ergün, Sayın Çerçi, Sayın Çelik barışa, kardeşliğe, dayanışmaya ve umuda yeni bir kapı aralayalım, kısacası, hep birlikte ezber bozalım...

"Olay çıksa da haber yapsam" beklentisi içinde olan gazeteciler vardır. Çünkü, uzlaşma, barış kardeşlik dayanışma haber değildir sanki onlar için.



Mustafa Pala

17 Nisan 2014 Perşembe

MANİSA’NIN TURİZM SEFERBERLİĞİ


MANİSA’NIN TURİZM SEFERBERLİĞİ

Turizm Haftası denilince aklıma önceki Valimiz Sayın Halil İbrahim Daşöz'ün hazırladığı  “Manisa’nın Turizm
Seferberliği ve Markalaşma Projesi” geldi. Proje bizzat Sayın Daşöz tarafından hazırlanmış ama  adının başına, Manisalılarca benimsenmesi için “Manisa’nın” ilavesi yapılmıştı. Manisalılardan “Marka Kurulu” oluşturulunca da Proje Manisalıların projesi olmuştu. Projenin bizim projemiz olması için, hepimizin seferberliğe katılması gerekeceğini düşünerek, projeye sahip çıkmıştık. Turizm konusunda bilgi birikimi olan dostlarımızla Marka Kurulu oluşturmuştuk. Her hafta düzenli olarak Kültür ve Turizm Müdürlüğünde toplanıyor ve düşünce atölyesi gibi çalışıyordu. "Peki sonuç ne oldu?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Üzgünüm, Sayın Daşöz gitti. Marka Kurulunun görevi de bitti. Sayın Daşöz kentimizden ayrıldıktan sonra bir kez bile toplanamadık. Ne arayan ne soran oldu. Bırakın her hafta bir araya gelmeyi, Turizm Haftasında bile Marka Kurulunu anımsayan olmadı...

Manisa’nın Turizm Seferberliği Projesinin amacı: “Çok önemli tarihi, kültürel, doğal ve beşeri zenginliklere  sahip Manisa’yı, tüm toplum kesimlerini kapsayan bir seferberlik anlayışıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenen 2023 TÜRKİYE TURİZM VİZYONU hedefleri doğrultusunda MARKA İL yapmak.” olarak belirlenmişti. Bu amacın bugünde önemini koruduğunu, ancak bu önemli konuya önemine yaraşır bir özenle yaklaşılmadığını düşünüyorum. Bunu yazarken de keşke yanılmış olsam diye geçiriyorum içimden.

Sayın Daşöz Manisa’nın Turizmdeki avantajların söyle sıralamıştı projesinde: “Çok önemli doğal, tarihi, kültürel ve beşeri zenginliklere sahip olması, Bölgenin tek  Şehzadeler Şehri olması, Türkiye ve Dünya çapında ilklere ve enlere sahip olması, İzmir, Efes, Bergama, Kuşadası, Pamukkale gibi turizm destinasyonlarına yakınlığı, Önemli ulaşım
koridorlarının güzergahında olması, gelişmiş ulaşım altyapısı, gündemde olan İzmir-İstanbul otoyol, Çandarlı Limanı, hızlı tren vb. projelerin güzergahında / yakınında  olması, Hava alanı, liman ve denize yakınlığı, İklim ve ekoloji avantajı, flora-fauna zenginliği, Üzüm, zeytin, kiraz v.b. üretimindeki lider konumu, Kendi bünyesinde ve yakınında gelişmiş sağlık kuruluşlarının varlığı,  Kendi bünyesinde ve yakınında çok sayıda üniversitenin bulunması, Sahip olduğu askeri birlikler ve yetiştirmiş olduğu meşhur insanlar.”  Sayın Daşöz'ün de belirttiği gibi, Manisa’da öne çıkan birçok simge ve sembol var. Şehzadeler Şehri, Osmanlı Eserleri, Mesir, Manisa Bezi, Mevlevihane, Geleneksel el sanatları, Musiki, Mehter, Sipil Dağı, Magnesia, Manisa Lalesi, Manisa Tarzanı, Yılkı atları, Endemik bitki türleri, Dağcılık, Yamaç Paraşütü, Sardes, Bintepeler, 26 bin yıllı Ayak izleri, Termal Turizm, Göller, Aigai, Mitolojik zenginlik, Niobe, Kibele, Tantalos. Yanık Ülke Katakekaumene, Peri bacaları, Kula evleri, Yunus Emre Köyü. Halı ve kilim dokumacılığı, Türkmen Şelalesi, OSB ve Yunt Dağları. Bu liste uzatılabilir. Ve bu listeden ilgi çekecek hikayeler ve projeler üretilebilir.



Yaklaşık bir yıl önce Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifini kurduk. Kooperatifin öz kaynakları ile Yunt Dağlarında Ortaköy ve Dazyurt köyleri arasında 102 bin metrekare arazi alımı gerçekleştirdik. Projeler hazırladık. İlgi ve destek gördüğümüzde sevindik. Sorunlarla karşılaştığımızda üzüldük ama yılmadık. Sorunları aşmak için çalıştık. Ve çalışmayı sürdürüyoruz.

Yolunda gitmeyen işler olduğunda, yolumuzdan dönmemeyi ilke edindiğimiz için, hedefe ulaşana kadar çalışacağız. Sorunlarla karşılaştığımızda  aşmak için, Sayın Valimizden, Belediye Başkanımızdan ve ilgililerden yardım isteyeceğiz. İsteyeceğimiz yardım sadece işleri hızlandırmak için olacak. Çünkü zaman hepimiz için çok değerli. Zamanımızı kentimizi Marka Kent yapmak için akılcı biçimde kullandığımızda mutlaka başarılı oluruz. Birlikte çalışırsak, birbirimizin önüne engeller koymazsak, başarılı olacağımızdan  hiç kuşkunuz olmasın. Manisa'da Turizm yolunda ilerlemek için çalışabilecek bir çok kişinin bulunduğu bilinmeli. Ve de işimiz, yapılamayanlar için mazeret üretmek değil, marifet göstermek olmalı...

Mustafa Pala

10 Nisan 2014 Perşembe

PAYLAŞMAK GÜZELDİR

PAYLAŞMAK GÜZELDİR
Paylaşıldıkça büyüdüğünü bildiğimiz iki şey var. Birisi sevgi, diğeri de bilgi. Hatta ilgiyi de ekleyerek sayıyı üçe çıkarabiliriz. Sevgi, bilgi ve ilgi.

Sevgiyi paylaştığınızda büyüdüğünü hissediyorsunuz; Bilgi ve ilgide öyle...
Sevgi bilgi ve bilgi paylaşıldıkça büyüyor. Sizi de paylaştıklarınızı da mutlu ediyor.
Şu yaptığım köşe yazısı yazma işini de paylaşmak olarak görüyorum ve yazmaktan, yazarak paylaşmaktan keyif alıyorum. Yoksa onca işin arasında zaman yaratarak köşe yazısı yazmak bu kadar kolay ve keyifli olmazdı benim için. Birisinin sizinle bilgisini paylaşması için ortam yaratmalısınız. Sormalı yardım istemelisiniz. Bilgi alma ve danışma konusu gündeme geldiğinde mutlaka anlattığım bir hikayeyi burada da paylaşmak istiyorum. Okuduğunuzda biliyorum sevecek ve sizde paylaşacaksınız.

Ölmek üzere olan yaşlı bir baba, üç oğlunu yanına çağırarak onlara vasiyette bulunur: "Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi olduğum 17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma bırakıyorum."  Babalarının ölümünden sonra, mirası babalarının vasiyeti  uyarınca paylaşmak üzere kardeşler bir araya gelirler. Fakat bir türlü işin içinden çıkamazlar. Mirası babalarının istediği gibi pay edemezler. Çünkü 17 sayısı ne ikiye, ne üçe, ne de dokuza bölünebilir.  Bu işin üstesinden ancak köyün tecrübe ehli, yaşlı bilgesi gelir, diye düşünüp ona giderek ve dertlerini anlatırlar. Bilge kişi; "Benim bir devem var, onu size vereyim hesaba onu da katıp öyle paylaşın"  der. Bu cömertliğe çok şaşıran oğullar, 18 deveyi pay etmeye girişirler. Önce ikiye bölerler, büyük oğul 9 develik payını alır. Sonra üçe bölerler, çıkan 6 deveyi de ortanca oğul alır. Daha sonra dokuza böldüklerinde 2 deveyi de küçük oğul alır. Ama, bütün develeri paylaştıktan sonra ortada fazladan bir deve kalır yine …
Oğullar bu duruma da bir çözüm getirmesi için yeniden yaşlı bilgeye başvururlar. Bilge kişi güler ve :"İyi öyleyse, der. Sorununuz çözümlendiğine göre ben de devemi geri alabilirim artık." der. Çocukların sorunu çözümlenmiştir. Bilgenin bir kaybı yoktur. Aksine, çocuklarının sorunu çözdüğü için mutludur.  Sevgiyi ve bilgiyi paylaşabiliyorsak, uygarca tartışabiliyorsak ve de uzlaşabiliyorsak uygarlık yolunda ilerliyoruz demektir..

Bunları anlatmamın nedeni, Manisa'da bilgi paylaşımına ve uzlaşmaya Yerel yönetimlerde büyük ihtiyacımızın olacağını gündeme getirmek ve tartışmaktır. Manisa Büyükşehir Belediye Meclisinde uzlaşma olmadan karar çıkartmak gerçekten çok zor olacak.  Manisa'nın yararına olacak sağlıklı kararlar üretebilmek için, hem danışmaya hem de uzlaşmaya büyük ihtiyacımız olacak. Bakarsınız Büyükşehir Belediye Meclisindeki durum, Manisa'da uzlaşma kültürünün gelişmesinin yolunu da açar. Dilerim öyle olur. Dilerim, barış kardeşlik dayanışma ve uzlaşma Manisa'da yaşayan bir geleneğe dönüşür...
Mustafa Pala

                                           


3 Nisan 2014 Perşembe

UZLAŞIN KAZANAN MANİSA OLSUN

UZLAŞIN KAZANAN MANİSA OLSUN

Geride bıraktığımız yerel seçimlerden hepimiz dersler çıkarmalıyız, deriz de çıkarır mıyız bilmem.
Manisa'da seçimin kazananın AKP ve Sayın Cengiz Ergün olmuştur.
Seçimin kaybedeni hiç tartışmasız CHP'dir. Seçimin bir kaybedeni de Sayın Hüseyin Tanrıverdi'dir. Partisi kazanmış kendisi kaybetmiştir. Bundan da çıkarılacak dersler olacaktır elbet.
CHP sadece Manisa'nın değil ülkenin büyük bölümünün kaybedeni olmuştur. Bu yenilginin nedenlerini CHP'nin kendi içinde araması ve çözümler üretmesi gerekir. Sayın Kılıçdaroğlu "Ben Manisa'yı önemsiyorum" demiştir. Her gittiği ilden daha çok Manisa'ya gelmiştir. Ancak bu gelişlerinin oyların artışına hiç bir katkısının olmadığı görülmüştür. Her geldiğinde ve her konuştuğunda aynı şeyleri tekrarlıyorsan söylediklerinin etkili olmasını bekleyemezsin... Seçimlerin öncesinde bu köşe'de yazdığım bir yazıda "CHP üyesinin seçtiğini, seçmen seçmiyor. Seçmenin seçeceğini de CHP üyesi seçmiyor" diye bir saptama yapmıştım. Bunun doğruluğunu bu seçimde de gördüm. Seçmenin beklentisi ile CHP üyesinin beklentisi örtüşmüyor. Sayın Kılıçdaroğlu'lun seçim çalışmaları sırasında yaptığı konuşmaları, bir A4 sayfasında özetleyebilirim. Söylemi belki meydanlarda alkış getirdi ama sandıkta oy getirmedi. Manisa'da da Sayın Cengiz Ergün'ün yakınlarını işe aldığı, yargılanmakta olduğu çok konuşuldu, bu da seçmeni etkilemedi. Demek ki sürekli olumsuzlukları dile getirmekle olumlu bir sonuca ulaşılamıyor. Sürekli karşınızdakini suçladığınızda karşınızdaki cepheyi daha da kemikleştirmiş oluyorsunuz. Bir konuyu çok konuştuğunuz zaman etkisi azalıyor. Ben, Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından nasıl bir Sosyal Demokrat Belediyecilik öngördüğünü inanın anlayamadım. Sayın Ecevit, "Köykent" derdi; "Halk Sektörü" derdi; "Demokratik Kooperatifçilik" derdi; "Sosyal Belediyecilik" derdi. Meydanlarda kooperatif sözcüğünü kullanmaktan ve savunmaktan korkmazdı. Şimdi büyükşehir olan Manisa'da "Köykent" tartışılmalı ve uygulanmalı bence.  Evet, her parti geride bıraktığımız seçimden gerekli dersleri çıkarmalıdır.




Başta, Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün olmak üzere  seçilen tüm belediye başkanlarını ve meclis üyelerini kutluyorum. Kendilerini Manisa'da büyük bir sınav bekliyor. Bu sınavdan geçerlerse, bundan sonra da politikada ön salarda olurlar. Bu sınavda başarısız olurlarsa unutulur giderler. Başarılı olmak ve söylediklerini gerçekleştirmek istiyorlarsa önlerinde anahtarı "uzlaşma" olan tek bir kapı olduğunu görmelidirler... Girecekleri bir tek uzlaşma kapısı var. Uzlaşma yoksa başarı da olmayacaktır.  AKP'nin Meclis üyelerinin toplamı, MHP ve CHP'nin Meclis Üyelerinin toplamından daha fazla. Başka bir şekilde söylemek gerekirse Sayın Cengiz Ergün büyükşehir meclisinde azınlıkta kaldı. Seçmen, Sayın Cengiz Ergün'e ve AKP'li meclis üyelerine "Uzlaşın" dedi. Uzlaşabilirlerse Manisa'ya hizmet edebilirler, uzlaşamazlarsa Manisa'ya kayıp bir beş yıl yaşatmış olurlar. 

Sayın Cengiz Ergün, mazbatalar alındığında, seçilen tüm, belediye başkanlarını ve meclis üyelerini arayarak
kutlamalı onlara bir zeytin dalı uzatmalıdır. Seçilen belediye başkanları ve meclis üyelerinin tümü parti ayrımı gözetmeksizin birbirlerini aramalı, kutlamalı ve başarı dilemelidir. Seçilenlerin tümü parti rozetlerini çıkararak göreve başlamalıdır. Seçilen başkanların tümü aynı meclisin üyesi olacaklar... Bir daha altını çizerek belirtmek istiyorum, Manisalılar seçilenlerden uzlaşma ve hizmet bekliyor. Şimdi gereken, didişme, çekişme, yarışma değil, işbirliği ve dayanışmadır. Manisa'ya hizmet etmenin ön koşulu uzlaşmadır...


Ben, seçilenlerin, Manisa'ya hizmet için, uzlaşmayı başaracaklarına Manisa'da işbirliği ve dayanışmanın yolunu açacaklarına inanmak istiyorum, inanıyorum.

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cengiz Ergün, sivil toplum örgütleri ile üretken bir işbirliği başlatıp sürdürebildiğinde ve uzlaşma konusunda olumlu adımlar attığında başarıyı mutlaka yakalayacaktır.  

Haydi uzlaşın, uzlaşın ki, kazanan Manisa olsun...


 
back to top