24 Haziran 2018 Pazar günü oyumuzu kullanmak üzere sandığa gideceğiz. Oy
kullanmak yurttaşlık görevidir diyerek oyumuzu kullanmalıyız.
At yarışında kazanacak atı belirlemeye çalışır ve o ata oynamak isteriz. Seçimlerde
ise kazanmasını istediğimiz partiye oy veririz. Ata yarışı ile seçimi birbirine
karıştırmayalım. Sandığa gidin ve kazanmasını istediğiniz partiye oyunuzu
veriniz.
Seçimler, demokrasilerin gelişmişlik düzeyinin önde gelen ölçütüdür.
Ülkeler seçimlerini bayram coşkusu içinde yapabiliyorlarsa, kaybedenler
kazananları kutlayıp görevlerini huzur içinde devredebiliyorlarsa o ülkede
demokrasi gelişmiş demektir. Gelişmiş demokrasilerde çalınan oylardan yanlış oy
sayımlarından söz edilmez. Eğer cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak
istiyorsak, demokrasiyi tüm kurum kuruluş ve kurallarıyla işletmeliyiz, bunun
için Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları’nı yeniden düzenlemeliyiz. Katılım
olmadan atılım olmuyor. Bunun için katılımcı demokrasiyi işler duruma
getirmeliyiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni etkin duruma getirmeliyiz.
Kuvvetler ayrımını kesin çizgileriyle belirlemeden demokrasi olmaz.
Liderin önemli olduğunu biliyoruz. Demokrasilerde liderin her şey
olmadığını da bilmeliyiz. Gelişmiş Demokrasilerde “dediğim dedik, çaldığım
düdük” tarzı her şeyi belirleyen, varlığını “seç beni seçeyim seni” anlayışı
içinde sürdüren liderler olmaz. Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal
Atatürk, savaş yıllarında bile meclisin kapısını açık tutmuş meclisi hep öne çıkarmıştır.
Atatürk adını ve anısını yüreğimizde yaşatıyorsak, bunun temel nedeni ulusal
kurtuluş savaşımızın öncüsü olması yanında, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurması,
“yurtta barış, dünyada barış” demesi ve ulusuna çağdaş uygarlık yolunu
göstermesidir. Atatürk’ün yüreğinde kin ve nefret yoktu, sevgi vardı.
Seçime katılan tüm siyasi partilerin adayları liderler tarafından
belirlendi. Biz önümüze konulan listeye oy vermek zorundayız. Adayları
belirleme ve tercihli oy kullanma hakkımız yok. Demokrasimiz için nasıl
gelişmiş demokrasi diyebiliriz ki…
Siyasi Parti liderleri bir araya gelemiyor. Ülkenin temel sorunlarını
belirleyip birlikte çözüm üretemiyorlar. Cenaze törenlerinde bile tokalaşmıyorlar.
Böyle bir durumda barış, kardeşlik, dayanışma, huzur söylemleri havada kalıyor.
Demokrasimizi diğer ülkelerin demokrasileri ile karşılaştırdığımızda,
ülkemizdeki demokrasi için gelişmiş demokrasi diyemeyiz. Demokrasimizi
geliştirmek, ilgili yasaları çıkarmak için uzlaşma kültürü olan, özgür
düşünebilen milletvekillerine ihtiyacımız var. Liderlerin değil halkın kendi
özgür iradesi ile belirleyip seçtiği milletvekillerine ihtiyaç var.
Siyasi partilerin genel başkanları ve cumhurbaşkanı adayları atışmayı
sürdürüyorlar. Hiçbir siyasi parti genel başkanının özeleştiri yaptığını
görmüyoruz. Parti liderlerimiz başarılı olduklarını söylüyorlar hep.
Ancak biz halk olarak sanırım siyasetteki başarıyı siyasetin dışında
kalanlar olarak pek anlayamıyoruz! Olanları seyirlik oyun gibi izliyoruz.
Her seçimin sonunda, kaybedenler de olur kazananlarda olur. Seçim yönetecek
olanları belirlemek için yapılır. Benim bir yurttaş olarak tek bir dileğim, tek
bir arzum var: Kaybedenler, büyük bir olgunlukla görevlerini yeni seçilenlere
devretsinler. Görev devirleri iyi dileklerle ve çiçeklerle yapılsın, bunun
barışa, kardeşliğe, dayanışmaya ve huzura büyük katkısı olacaktır… Bunu bu
milletten esirgemeyin ne olur. Kaybedenler, kazananları kutlamayı öğrenin ne
olur…