Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT
S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı
CEMRE KONUT / LALE KULE
1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık
CEMRE KONUT / LALE KULE
S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler
CEMRE KONUT / LALE KULE
Hedef Kilitlendi
SİMGE KONUT
1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım
SİMGE KONUT
1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım
S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ
Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir
S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ
Üye Kayıtlarımız Başlamıştır
26 Haziran 2015 Cuma
19 Haziran 2015 Cuma
ÜRETİM VE PAYLAŞIM
ÜRETİM VE PAYLAŞIM
|
Daha çok üretim ve hakça paylaşım
için, her kişi kurum ve kuruluş farklı yöntemler geliştirmeye çalışıyor.
İnsan soyunun temel sorunu üretim ve
paylaşım. Daha çok üretim hakça paylaşım için çalışılıyor hep. Kişiler
kuruluşlar, devlet herkes daha çok üretmenin ve üretimden daha çok pay
almanın peşinde.
Eğer katılım varsa, tartışmalar, kapalı kapılar ardında ve dar bir çerçeve içinde yapılmıyorsa, konular kamuoyu önünde açıkça tartışılabiliyorsa sorunların aşılması daha kolay olmaktadır. Ancak, kararlar sen ben bizim oğlan boyutunu aşmadan dar bir çerçeve içinde yapılıyorsa, belki karar üretmek kolay olur ama, üretilen kararı uygulamak ve sonuç almak zorlaşacaktır. Az gelişmiş toplumlarda, kararlar tartışmasız üretilir ancak, tartışma kararların uygulanmasında ortaya çıkar. Oysa doğru olanı, kararların tartışılarak alınması tartışmasız uygulanmasıdır. Kararlara tartışarak üretip tartışmasız uygulamayı öğrendiğimizde, demokrasi yolunda önemli bir aşamaya ulaşmış olacağız. Açıklık, üretkenlik, katılımcılık, eşitlik, yerel yönetimlerde vazgeçilmez ilkeler olarak uygulamaya konulduğunda, karar üretmenin ve sorunları aşmanın kolaylaştığı görülecektir. Açıklığı ve katılımcılığı temel ilke edinen bir belediyenin, ihaleleri, özellikle büyük rakamlı olanlarını basın ve halk önünde gerçekleştirmesi gerekir. İhale günlerce öncesinden belli aralıklarla her türlü araç kullanılarak duyurulmalı ve mutlaka basın önünde yapılmalıdır. Açıklık ve katılımcılık temel ilke olarak alındığında, söylentilerin azalmasının yanında, başarılı sonuçların alındığı görülecektir. Belediye açıklık ve katılımcılığın kapısını aralarken, kent halkında da katılım isteği olmalıdır. Kent halkında katılım isteği yoksa, katılım kapısının aralanmasının hiçbir anlamı olmayacaktır. Katılımın özendirilmesi için öncelikle yapılması gereken, meclis salonlarının büyütülmesidir. Meclis salonları büyütüldüğünde, toplantı gündemleri sivil toplum örgütlerine gönderildiğinde, meclis çalışmalarına gösterilen ilgi mutlaka artacaktır. Önemli konuların tartışılacağı, önemli kararların üretileceği, meclis toplantıları ve büyük ihaleler yerel televizyonun kameraları önünde gerçekleştirilebilir. Açıklık, üretkenlik, katılımcılık, eşitlik gibi temel ilkeler ödünsüz uygulamaya konulduğunda, güven bunalımı yok olacak, sisler dağılacak ve yöneticilere olan halk desteği artacaktır. Halka hizmet için seçilen insanların, açıklıktan, katılımdan korkmamaları gerekir. Açıklıktan ve katılımdan halka hizmet için değil, küpünü doldurmak için çalışanlar korkarlar ve uzak dururlar. Açıklık ve katılımla, acıların paylaşılarak küçültülmesi, sevginin paylaşılarak büyütülmesi kolaylaşacaktır. Açıklık ve katılımla, daha çok üretim ve hakça paylaşımın sağlanması hem yerel hem de genel demokrasimizi güçlendirecektir. |
5 Haziran 2015 Cuma
MANİSA TARZANI VE ÇEVRE BİLİNCİ
|
Konu Manisa Tarzanı mı? Dilimiz
döndüğünce Manisa Tarzanı`mızı anlatıyoruz.
İşlerimiz gerçekten çok yoğun
ama Tarzan denince, Manisa denince, kültür, sanat denince, proje denince,
paylaşım denince, toplum yararı denince akan sular duruyor. İstenen
yardımları yapmaya, çalışmalara katılmaya hazır ve nazır oluyoruz. Konu Manisa
Tarzanı mı? Dilimiz döndüğünce Manisa Tarzanı`mızı anlatıyoruz. Sunum mu
isteniyor, katkı mı isteniyor. Bizde hayır yok.
Yardım istenseydi 31 Mayıs 5 Haziran tarihleri arasında yapılan Manisa Tarzanını Anma ve Çevre Günleri etkinliklerini de düzenlerdik. Okullarda çocuklarımıza tarzanı anlatırdık.Onlar gelmezse biz ayaklarına giderdik. Kısacası es geçileni iş edinirdik. Manisa Tarzanının yeşillendirmeyi iş edinmesi gibi. Tarzan için kitaplar yazılabilir, yeni filmler çevrilebilir, Tarzan çocuklarımıza ağaç ve doğa sevgisinin öğretilmesi için yazılacak öykülerin konusu olabilir. Bu konuda Şükran Gönültaş bir öykü de yazmış ve Yakup Hayro resimlemiş, İl Kültür Müdürlüğü de basımını gerçekleştirmişti. Ayşe Manisa Tarzanı’nı Tanıyor isimli resimli öykü kitabının ikinci, üçüncü baskıları yapılıp okullarımızda dağıtılabilir. Çocuklarımızı işin içine katmak gerekir. Çok sevdiğim bir söz var: "Anlatırsan unutabilirim. Gösterirsen hatırlarım. Beni de katarsan anlarım." Biliyorsunuz katılım olmadan atılım olmuyor. Yaptığınız her işe, insanımızı katın... Ağaç ve doğa sevgisinin önderi Manisa Tarzanı’nı hiç unutmamalı, onun adını ve anısını hep yaşatmalıyız. 31 Mayıs’ta başlayan etkinlikler 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne kadar sürmeli. Manisa Tarzanı ve çevre birlikte ele alınmalı. Dünya’nın bilinen ilk çevrecisi olan Manisa Tarzanı’nı tüm Dünya’ya tanıtmak için çalışmalıyız. Tarzanı tanıtırken kentimizi de tanıtmış oluruz. Kentimizi tanıtırken kullanacağımız hikayelerden birisidir Manisa Tarzanı... Düzenlediğimiz etkinliklerde Ulusal Çevre Andı, hep yinelenmeli. Ulusal Çevre Andı, okullarımızın iş yerlerimizin duvarlarına asılmalı. Ulusal Çevre Andı, kısa ve özlü bir metin. Bu metine gazetelerimizin bir köşesinde sürekli olarak yer ayrılmalı. Ulusal Çevre Andı aynen şöyle: “Şimdiki ve gelecek kuşakların temiz ve sağlıklı çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, gerçeğinden hareketle, Çevreye duyarlı bir kalkınmadan yana olduğumuzu vurgulayarak; Doğal kaynakların ekonomik kalkınmanın hem kaynağını hem sınırını oluşturduğunu bilerek; Çevrenin korunması ve geliştirilmesinde bireysel katkı ve katılımın gereğine ve önemine inanarak; Çevresel değerlere sahip çıkıp zarar verenleri uyaracağıma, doğal kaynaklardan faydalanırken tutumlu davranacağıma, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda hareket edeceğime, bu yönde işbirliği ve dayanışma anlayışı içerisinde hareket ederek, çevre konusunda herkese örnek olacağıma söz veririm.” Ne güzel bir metin değil mi? Tarzanı Anmak, sadece mezarını ziyaret etmekle olmaz. Dünya Çevre Günü, sadece Atatürk Anıtına çelenk koymakla geçiştirilemez. Etkinliklerin içi doldurulmalı. Etkinliklere derinlik kazandırılmalı. Çevre sorunları her yerde her ülkede, her kentte yaşanıyor. Biz iyi bir yurttaş, iyi bir kentli olarak, kendimize düşeni yerine getirdiğimizde, sorunların azalmakta olduğu görülecektir. Bu yıl Manisa Tarzanımızı önemine yaraşır bir özenle ve O'na yaraşır biçimde andık diyemeyiz. Dolu dolu bir program yapamayışımızın nedeni olarak seçim çalışmalarını gösterebiliriz. İşimiz mazeret üretmek yerine marifet göstermeye çalışmak olmalı. 2016'da Tarzan için düzenleyeceğimiz etkinlikler sana yaraşır olacak Tarzan. Yaptıkların yolumuzu aydınlatıyor. Senin adını ve anını yaşatacağız. Manisa Tarzanı, Cumhuriyetin ilk yıllarında Manisa’ya gelmiş, geldiğinde göğsünde kırmızı şeritli bağımsızlık madalyası varmış. Madalya kendisine, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği yararlılıklar için verilmiş. Manisa Tarzanı’nın Manisa’ya geldiğinde Arapça harflerle okuyup yazmayı bildiğini biliyoruz. Bildiğimiz bir şey daha var. Yeni harflere geçildiğinde yeni harflerle okuyup yazmayı kısa sürede öğrendiğini de biliyoruz. Tarzan yeniliklere açık, kararlı ve çalışkan bir insandı. Yaşadığı süre içinde hiç mazeret göstermedi hep marifet göstermeye çalıştı. Bugün adı ve anısı yaşıyorsa onun mazeret üretmeyip marifet göstermeye çalışmasındandır. Yeşillendirme es geçilirken onun iş edinmesindendir. |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)