Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

18 Temmuz 2014 Cuma

YALNIZ KALMAK ÖNDE OLMAKTIR


YALNIZ KALMAK

ÖNDE OLMAKTIR

 

Yalnız adam olduğum söyleyenler çok olur.

Kimisi eleştiri gibi söyler.

Kimisi kayda değer bir saptama olarak.

Söylenen doğrudur.

Yalnız olduğumu bilirim.

Bunun bana söylenmesi hoşuma da gitmiyor değil.

Yalnız olduğum söylenince, Tebrizli Şems’in in güzel bir sözünü anımsıyorum:

 Sen ne kadar önde gidersen arkandan gelenler o kadar az olur.”

Şimdi de, “Sen önde mi gidiyorsun?”diyenler olacaktır elbet.

Evet, öğünmek gibi olmasın ama, önde gitmeye önde olmaya çaba gösteriyorum.

Dersime çok çalışıyorum.

Tembellik yapıp, tembelliğime gerekçeler aramakla geçirmiyorum zamanımı.

Birçok kişiden önde olduğum konular var.

Kentleşmede kentlileşmede meslek olarak seçtiğim kooperatifçilikte öndeyim.

“Seni sevmeyen çok insan var” diyenler de oluyor.

Doğrudur.

Beni sevmeyenler olabilir.

Olmazsa yadırgardım ve üzülürdüm.

Önde gidenin gördüklerini arkadan gelenler göremez.

Ya da sonradan görürler.

Sonradan görenler önce göreni ve söyleyeni kıskanırlar.

Söylediklerini duymazlıktan, gördüklerini görmezlikten gelirler.

Önde gidenin kaderi yalnızlıktır.

Bunu bildiğim yaşayarak öğrendiğim için, “yalnız adam” nitelemesinden hiç rahatsızlık duymuyorum.

Peki, gerçekten yalnız mıyım?

Benim anladığım anlamda hiç yalnız değilim: küçük bir odada hatta bir hücrede bile binlerce insanla birlikte olabiliyorum.

Düş kurabiliyorum.

Konuşabiliyorum.

Yalnızsın diyenlere, yalnız değilim demiyorum

Yalnızsın diyenlere kızmıyorum kırılmıyorum.

Söylenen anlamdaki yalnızlık benim kendi seçtiğimim bunu biliyorum.

Milyonları peşinde koşturan insanların yalnızlığını düşünün.

Milyonları peşinde koşturanlar da yalnızdılar ve yalnız öldüler.

Kalabalıklar içinde yalnızlığı.

Yalnızlıkta kalabalığı yaşamayı bilmeyenlerin yalnızlığı değildi onların yalnızlığı.

Kürsüden yüz binlere konuşanın kürsüde yalnız olmadığını söyleyebilir misiniz?

Ne demiş Tebrizli Şems: “Sen ne kadar önde gidersen arkandan gelenler o kadar az olur.”

“Sürüden ayrılanı kurt kapar” diyenlere mi inanayım.

Sürünün içinde kalmaya mı razı olayım.

Yaşamıma korkular mı yön versin, yoksa sevgiler mi?

“Kurt kapar” diye sürünün içinde kalmaktansa, korkuları aşarak yaşamak daha onurlu daha doyurucu daha iyi değil mi?

Yalnız kalmaktan korkmayın,

Sürünün içinde koyun kalmaktan korkun.

Yalnız kalmak önde olmaktır.

Bunu bilirseniz yalnız olduğunuza üzülmezsiniz.

Farklılığınız yalnızlığınızdır.

Farklı olmak, aynı olmaktan güzeldir.

 

 

 


 

 

 

 

 

 

10 Temmuz 2014 Perşembe

BÜYÜK KENT BÜYÜK YALNIZLIK


 

 

BÜYÜK KENT BÜYÜK YALNIZLIK
 

Büyüyen kentlerle birlikte insanların yalnızlığının da büyüdüğünü sürekli olarak yineleyip duruyorum. İlk kez duyanlara ilginç geliyor da, sürekli duyanları ve yazılarımı okuyanları sıktığımı düşünmeye başladım. Ne yapayım, bazışeyleri tekrarlamakta yarar var. Taşı delen damlanın gücü, sürekliliğinde gizlidir. Bazı şeyler bizi sıksada tekrarlamaktan geri durmamalıyız. Büyük kentler gerçekten büyük yalnızlıklar getiriyor.  Hızlı kentleşmenin getirdiği en büyük sorun yalnızlık. Ancak, yalnızlık salt bizim ülkemizin sorunu değil. Örneğin Amerika’da kişi başına bir bilgisayar düşüyor ama, her kişiye bir dost düşmüyor. Herkes kalabalıklar içinde yalnızlık çekiyor.

 

İnsan soyu kalabalıklar içinde yalnızlaşma sorununu nasıl aşacak? Çağımızın  kentleşme ile
 gelen bu sorunu aşılabilecek mi? İnsanlar  büyük kentlerde büyük dostluklar geliştirebilecek mi? Kalabalıklar içinde yalnızlıktan kurtulabilecek mi? Evet, çağımızın en büyük sorunu kalabalıklar içinde yalnızlık.

     

Yaşamınızı sürdürdüğünüz, apartmana bir bakın kaç kişi, kaç kişi ile dargın. Kaç kişi kimseyi selamlamadan yanınızdan geçip gidiyor. Akşamları birbirine oturmaya gidenlerin sayısına bir bakın. Ne kadar yalnızlaştığımızı göreceksiniz. Apartmanlar ve caddeler birbiri ile konuşmayan insanlarla dolup taşıyor.

 

İnsan soyunun giderek büyüyen yalnızlığını aşmak, yüzyılımızın temel sorunu olarak çıkıyor karşımıza. Bırakalım dünyayı, bırakalım başka kentleri biz Manisa’da nasıl aşacağız yalnızlığımızı? Yalnızlık aşılabilse yaşamın güzelleştiği görülecektir.

 

Yalnızlığın aşılması fiziki çevre ile yakından ilgili. Yalnızlığın aşılmasının en büyük engeli sağlıksız kentleşme. İnancım o ki,  Yeni Manisa gibi, kooperatifler eliyle üretilen kent parçalarında yalnızlık daha kolay aşılacaktır.  Yalnızlığı aştığımız oranda yaşam güzelleşecektir. Belediyelerimize, Sivil Toplum Kuruluşlarımıza, Apartman ve site yönetimlerine yalnızlığı aşmada büyük görevler düşüyor.

 
Yalnızlığı aşmak için kentli olmak gerekiyor. Yapılacak iş çok basit: Kendini sevdiğin kadar aileni, aileni sevdiğin kadar komşularını, komşularını sevdiğin kadar, hemşerilerini, hemşerilerini sevdiğin kadar, yurttaşlarını, yurttaşlarını sevdiğin kadar, tüm insanları sevmeye çalışırsan, evini sevdiğin kadar, sokağını, sokağını sevdiğin kadar mahalleni, mahalleni sevdiğin kadar, kentini, kentini sevdiğin kadar, bölgeni, bölgeni sevdiğin kadar ülkeni, ülkeni sevdiğin kadar dünyayı ve evreni sevmeye çalışırsan, yalnızlığı aşmak için en önemli adımı atmış olursun. Bunu başardığında kentli olursun, yurttaş olursun.




 

Dostlarını seçerken, “dünya görüşüne uygunluk” koşulunu arama. Dostlarını seçerken, insana verdikleri değere ve kalplerinde sevgiye ayırdıkları yere bak…

 

Kentli olmak ve insanları sevmek  yalnızlığı aşmanın ve mutluluğun ön koşuludur.
 
 

 

 

3 Temmuz 2014 Perşembe

ZAFER KALKINMA AJANSI

ZAFER KALKINMA AJANSI

Uzun süredir, Zafer Kalkınma Ajansını konuşuyoruz. Sorduk, soruşturduk, araştırdık. Bilgilendik.
BİLGİ'nin beşte dördü İLGİ, bilgilenmek için ilgilenmek gerekiyor. İlgimizin karşılığını bilgi ve
destek olarak gördük. Ajansa Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi olarak "Yunt Dağlarında Zaman
Geçidi Müzesi" adı altında bir proje sunduk. Proje Yunt Dağlarında aldığımız 102.000 metre karelik
bir alanda gerçekleştirilecek ve ülkemizin ilk Zaman Geçidi Müzesi olacak. Şimdi sıra, edindiğimiz
bilgileri paylaşarak, bu önemli kuruluşumuzun tananmasına katkıda bulunmada.
Kalkınma, yeni kurumlar ve yeni kavramlarla oluyor. Yeni Kurumlardan birisi Kalkınma Ajanslarıdır.

Yeni kavram da, Projeciliktir. Ajanslarla birlikte proje kavramı da anlam ve önem kazanarak öne
çıktık
Ulusal kalkınmanın yerelden güçlendirilmesi, bölgesel potansiyellerin yerelde yoğunlaşan çalışmalarla
harekete geçirilmesi, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasını hedefleyen Zafer
Kalkınma Ajanslarının desetkelenmesi, kaynaklarının çoğaltılması ve etkinleştirilmesi gerekiyor.
Edindiğimiz bilgilere göre, T.C. Zafer Kalkınma Ajansı, Afyonkarahisar, Kütahya, Manisa ve
Uşak illerimizi kapsayan bölgede hizmet vermek üzere 14.7.2009 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı
ile kurulmuştur. Ajansın Genel Sekreterliği Kütahya ilimizdedir. Afyonkarahisar, Manisa ve
Uşak illerimizde Genel Sekreterliğe bağlı Yatırım Destek Ofisleri hizmet vermektedir. T.C Zafer
Kalkınma Ajansının Kütahya'da bulunan Genel Sekreterliğini ve İlimizdeki Yatırım ve Destek Ofisini
görme, çalışanlarını yakından tanıma fırsatım oldu. Çağdaş yapılanmayı, yardımsıver, güler yüzlü
çalışanlarını görünce, keşke ayın manzarayı diğer Devlet Dairelerinde de görebilsek diye geçirdim
içimden. Göördüğüm personelin tümü iyi eğitim almış konusunda uzman kişilerdi.
Zarer Kalkınma Ajansını üstlendiği görevler şöyle sıralanmış.: Bölgesel kalkınmayı ilgilendiren
konularda, kamu, özel kesim, sivil toplum temsilcileri ve bilim insanları arasında iletişim ve
işbirliğini geliştirmek, bu aktörlerin çalışmaları arasında bağlar oluşturmak suretiyle kalkınma
bilincini ve ivmesini arttırmak, bölgesel kalkınma konusunda koordinatör ve katalizör bir
rol üstlenmek. Bölgenin kaynak ve olanaklarını tespit etmeye, iktisadi ve toplumsal gelişmeyi
hızlandırmaya, rekabet gücünü arttırmaya ve potansiyel gelişim alanlarını ön plana çıkarmaya yönelik
araştırmalar yapmak. Bölgede yerli ve yabancı yatırımların stratejik ve planlı şekilde arttırılması
yönünde tanıtım ve rehberlik hizmetlerinde bulunmak. Ayrıca Ajans, söz konusu eksenlerdeki
amaçlara ulaşılması sürecinin hızlandırılması ve bölge için kritik öneme sahip faaliyetlerin kısa sürede
hayata geçirilmesi amacıyla mali ve teknik desteklerde bulunmaktadır. Bu desteklerden işletmelerimiz,
sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler yararlanabilmektedir. Ajansın
sunacağı mali destekler arasında, doğrudan finansman desteği (proje teklif çağrıları, güdümlü proje
destekleri ve doğrudan faaliyet destekleri), faiz desteği ve faizsiz kredi destekleri yer almaktadır.
Zafer Kalkınma Ajansını tanıyın, çağrılarına kulak verin. adresi www.zafer.org.tr olan Web sitesini
izleyin. Yolunuz düşerse Zafer Kalkınma Ajansının Bülent Koşmaz Hizmet Binasında bulunan
bünosuna uğrayın, bakarsınız sizde bir proje yaparsınız, projeniz beğenilir ve kalkınmaya katkıda
bulunmuş olursunuz. Zafer Kalkanmı Ajansı gibi kuruluşlara hersaman ihtiyacımız olacaktır. Bu
kuruluşlar kalkınmanın motorlarıdır. İyi ki, Zafer Kalkınma Ajansı var...

 
back to top