Kara bulutlar kaplamış gökyüzünü
Kırılmış kolumuz kanadımız
Silahlarımız alınmış ellerimizden
Ordularımız dağıtılmış.
İhanet çöreklenmiş ülkeme kara bir yılan gibi
Kenetlenmiş çenelerimiz suskunuz.
Oysa esas olan,
Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.
Bu da ancak bağımsız kalmakla olur. Bağımsızlıktan
yoksun olan uluslar karanlıktan kurtulamazlar. Türk’ün onuru, Türk’ün
yetenekleri büyüktür Türk’e tutsak olarak yaşamaktansa ölmek yaraşır,
“Öyleyse ya bağımsızlık, ya ölüm!” diyordu Mustafa
Kemal.
Ya bağımsızlık ya ölüm! 26 Ağustos 1922’de Büyük
Taarruz başladı. Çarpışmalar sırasında Türk askeri, kahramanlık ve
fedakârlıklarına yenilerini ekledi. Yeni bir destan yazılıyordu Anadolu’da alın
teri göz nuru ve kanla yeni bir destan yazılıyordu Anadolu bozkırında.
Başkomutan Mustafa Kemal’in, 30 Ağustos 1922’de Zafertepe’den bizzat
yönettiği Büyük Taarruz’la büyük bir zafer kazanıldı. Tarihe altın harflere yazılan 30 Ağustos
Zaferi’nin ardından, Çalköy’de yıkık bir evin avlusunda kırık bir kağnı arabası
çevresinde toplandı paşalar. Harita
üzerinde durum değerlendirmesi yaptılar.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanındaki, İsmet Paşa ve
Fevzi Çakmak Paşa’ya Yunan Ordusunun yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek
ve Yunanları mağlup etmek için İzmir’e girmenin şart olduğunu söylüyordu.
İzmir’in kurtarılmasının ardından Cumhuriyet’e giden yol açılmış olacaktı.
Mustafa Kemal, Batı Cephesindeki tüm subay ve erlere okunmak
üzere bir bildiri kaleme aldı.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları;
Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi’nde,
zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını inanılmayacak kadar az bir zamanda
yok ettiniz.
Büyük ve seçkin ulusumuzun fedakârlıklarına layık
olduğunuzu kanıtladınız.
Sahibimiz olan büyük Türk ulusu geleceğine güvenmekte
haklıdır.
Savaş alanlarındaki başarı ve fedakârlıklarınızı
yakından görüp izliyorum.
Ulusumuzun size olan övgülerinin iletilmesine aracılık
etme görevinin arkasını bırakmayacak, sürekli olarak yerine getireceğim.
Ödüllendirme için başkumandanlığa öneride bulunulmasını, cephe kumandanlığına
buyurdum. Bütün arkadaşlarımın, Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri de
verileceğini göz önünde bulundurarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü ve
yurtseverliğinin kaynaklarını kullanarak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini
talep ederim.
“Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Diyordu Mustafa Kemal
76 yaşında bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyım. En
büyük dileğim, milli bayramlarımızı coşkuyla kutlanması ve büyük zaferlerin,
Atatürk gibi büyük kahramanların adının ve anısının sonsuza dek yaşatılmasıdır.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.