Zeytinle yatıp zeytinle yatar olduk. Binlerce yıldır süren insan ve zeytin
işbirliği yeniden gündeme geldi.
En az bin, bin beş yüz yaşında zeytin ağaçları görüntüleri buldum. Hepsi de
birer sanat eseri gibiydi. Bakınca insanda hayranlık uyandırıyordu. Facebook
sayfamda paylaşayım dedim ve paylaştım. Aman o da ne, paylaşan paylaşan üstüne
yazıyı yazarken sayının 7bin beş yüzü aştığını gördüm. Siz bu yazıyı okurken,
10 bini aşacağını tahmin ediyorum. Beklediğim bir şey değildi. Bir paylaşımım
ilk kez binlerce kişi tarafından paylaşılıyordu. Bu toplum olarak zeytine
verdiğimiz değerin en somut göstergesidir bence. Merak edenler facebook sayfama
bakabilirler.
Facebook sayfamdaki paylaşımımın üzerine, (Diren zeytin ağacı. Sen benim atalarımı gördün; Torunlarımı da hatta onların torunlarını da göreceksin. Biz gideceğiz sen kalacaksın. Diren zeytin ağacı biz öleceğiz sen yaşayacaksın.) notunu koymuştum. Dediğim gibi çok paylaşan, çok yorum yazan oldu. Bakalım nereye kadar gidecek. Elime fotoğraf makinasını alıp asırlardır anıt gibi duran zeytinleri görüntüleyerek bir sergi açabilirim önümüzdeki günlerde. Sayfama bakanlar o anıt ağaçları görecek ve hayran kalacaklardır biliyorum. Yoksa, binlerce kişi paylaşmazdı zeytin ağacı görüntülerini.
Zeytin ağacı tüm dinlerde değer verilen bir ağaçtır. Ömrü uzundur, insanların uzun ömürlü olmasının gizlerinin zeytinde olduğu söylenir. Nuh peygambere güvercin, ağzında zeytin dalıyla gelerek tufanın bitmekte olduğunu müjdeler. Zeytin barışın, kardeşliğin, sağlığın ve bereketin simgesidir. İnsanla zeytin arasında binlerce yıldır süren bir işbirliği ve güçlü bir bağ vardır.
Zeytin, ormanlarımızda delice olarak çıkar gün yüzüne, delice olarak büyür. Zeytin olabilmesi için insanoğlunun deliceyi aşılaması gerekir. Bu insanla delicenin işbirliğinden zeytin çıkar ortaya. Doğa ve insan dayanışma ile yeni bir ürün çıkarırlar ortaya; bu zeytindir. Zeytin insanoğlunun doğayla işbirliği yaparak ürettiği ilk araçtır. Armutta öyledir. Ahlata aşılanarak armut olur.
Zeytini insanoğlunun çok sevmesinde ondan sağladığı yararların yanında, ortaya çıkmasında kendisinin katkısının olmasıdır. Delice insanoğlu tarafından aşılanır ve zeytin olur. Delice ya çıktığı yerde ormanda aşılanır yada sökülüp zeytinliğe taşınıp orada aşılanır. Binlerce yıldır bu işbirliği devam ediyor ve edecek.
Geçtiğimiz günlerde, Avrupa Birliği hibeleri ile ilgili bir toplantımıza bir İtalyan katılmıştı. Dediği hiç aklımdan çıkmıyor. “Biz ülkemizde zeytin üretimini yavaşlattık. Bunun nedeni Türkiye’den daha ucuza zeytin ve zeytinyağı alabiliyor olmamız. Türkiye’den aldığımız zeytinyağını işliyor, şişeliyor ve tüm ülkelere ihraç ediyoruz.” dedi. Biz bunu neden yapamıyoruz ürettiğimiz zeytinyağını neden işleyip ihraç etmiyoruz neden ham yağ olarak İtalya’ya satıyoruz? Zeytinyağımızı işleyip öyle satmalıyız.
Bin yıllık zeytin ağaçları anıt gibi direniyor. O zeytin ağaçları ilgiyi ve saygıyı hakediyor. Ben atalarımın deliceden aşılayıp zeytine dönüştürdüğü bu ağaçların önünde saygıyla eğiliyorum. Zeytin kesenlerin olmayacağını biliyorum. Kestiğiniz zeytinler için onu dikenler rüyalarınıza girecektir. Size hesap soracaktır. Kestiğiniz zeytin gözlerinizin önünden gitmeyecektir hiç. Zeytinleri kesmeyin ne olur…
Facebook sayfamdaki paylaşımımın üzerine, (Diren zeytin ağacı. Sen benim atalarımı gördün; Torunlarımı da hatta onların torunlarını da göreceksin. Biz gideceğiz sen kalacaksın. Diren zeytin ağacı biz öleceğiz sen yaşayacaksın.) notunu koymuştum. Dediğim gibi çok paylaşan, çok yorum yazan oldu. Bakalım nereye kadar gidecek. Elime fotoğraf makinasını alıp asırlardır anıt gibi duran zeytinleri görüntüleyerek bir sergi açabilirim önümüzdeki günlerde. Sayfama bakanlar o anıt ağaçları görecek ve hayran kalacaklardır biliyorum. Yoksa, binlerce kişi paylaşmazdı zeytin ağacı görüntülerini.
Zeytin ağacı tüm dinlerde değer verilen bir ağaçtır. Ömrü uzundur, insanların uzun ömürlü olmasının gizlerinin zeytinde olduğu söylenir. Nuh peygambere güvercin, ağzında zeytin dalıyla gelerek tufanın bitmekte olduğunu müjdeler. Zeytin barışın, kardeşliğin, sağlığın ve bereketin simgesidir. İnsanla zeytin arasında binlerce yıldır süren bir işbirliği ve güçlü bir bağ vardır.
Zeytin, ormanlarımızda delice olarak çıkar gün yüzüne, delice olarak büyür. Zeytin olabilmesi için insanoğlunun deliceyi aşılaması gerekir. Bu insanla delicenin işbirliğinden zeytin çıkar ortaya. Doğa ve insan dayanışma ile yeni bir ürün çıkarırlar ortaya; bu zeytindir. Zeytin insanoğlunun doğayla işbirliği yaparak ürettiği ilk araçtır. Armutta öyledir. Ahlata aşılanarak armut olur.
Zeytini insanoğlunun çok sevmesinde ondan sağladığı yararların yanında, ortaya çıkmasında kendisinin katkısının olmasıdır. Delice insanoğlu tarafından aşılanır ve zeytin olur. Delice ya çıktığı yerde ormanda aşılanır yada sökülüp zeytinliğe taşınıp orada aşılanır. Binlerce yıldır bu işbirliği devam ediyor ve edecek.
Geçtiğimiz günlerde, Avrupa Birliği hibeleri ile ilgili bir toplantımıza bir İtalyan katılmıştı. Dediği hiç aklımdan çıkmıyor. “Biz ülkemizde zeytin üretimini yavaşlattık. Bunun nedeni Türkiye’den daha ucuza zeytin ve zeytinyağı alabiliyor olmamız. Türkiye’den aldığımız zeytinyağını işliyor, şişeliyor ve tüm ülkelere ihraç ediyoruz.” dedi. Biz bunu neden yapamıyoruz ürettiğimiz zeytinyağını neden işleyip ihraç etmiyoruz neden ham yağ olarak İtalya’ya satıyoruz? Zeytinyağımızı işleyip öyle satmalıyız.
Bin yıllık zeytin ağaçları anıt gibi direniyor. O zeytin ağaçları ilgiyi ve saygıyı hakediyor. Ben atalarımın deliceden aşılayıp zeytine dönüştürdüğü bu ağaçların önünde saygıyla eğiliyorum. Zeytin kesenlerin olmayacağını biliyorum. Kestiğiniz zeytinler için onu dikenler rüyalarınıza girecektir. Size hesap soracaktır. Kestiğiniz zeytin gözlerinizin önünden gitmeyecektir hiç. Zeytinleri kesmeyin ne olur…