Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

30 Nisan 2015 Perşembe

NİSAN AYI ETKİNLİK AYI OLDU

Nisan ayında Nisan yağmurları gibi ardı ardına geldi etkinlikler.



23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı`nı kutladık coşkuyla. 
Üç gün süren etkinliklerle, Atatürk adı verilen Kent Parkı'nın açılışı yapıldı. Yunusemre mahallesinde coşku ve eğlence dolu dolu yaşandı. Kent Parkı`nın yerini daha 1987'de Yeni Manisa'yı planlarken ayıranlar ve bu ayrılan yere Kent Parkı kuranlar unutulmayacaktır elbet.

15-22 Nisan tarihleri arasında, Turizm Haftası Kutlamaları da yapıldı Manisa'da. Manisa'daki otellerde, Vali Yardımcısı Sayın Yakup Tat başkanlığında kahvaltılı çalıştaylar yaptık. Hem turizm için farkındalık yarattığımızı hemde güzel çalışmalara adım attığımızı düşünüyorum. Kentimizin turizmde de atağa kalkacağına olan umudumuz daha da güçlendi. Obasya yerleşkesinde buluştuk Turizm Haftası nedeniyle. Tarihin ve doğanın iç içe olduğu Obasya'da kentimizin turizmini konuştuk. Kültür Turizm İl Müdürü İbrahim Sudak ve Turizm Şube Müdürü Sedat Türk'ün hazır bulunduğu toplantılara, Turizm Acentalarının ve ilgili STK'ların temsilcileri katıldı.  Sunumlarda izlediğimiz toplantılarda düşüncelerimizi paylaştık. Buluştuğumuz ve anlaştığımız nokta, Manisa'da turizm atağını başlatıp sürdürmek oldu. Vali yardımcısı Sayın Yakup Tat'ın, sıcak, sevecen yaklaşımları, toplantıların verimli geçmesini sağladı. Turizm Şube Müdürü Sedat Türk'ün sunumları, konuların derinlemesine tartışılmasının yolunu açtı. Bundan böyle daha sık bir araya geleceğiz.

Mesir Etkinlikleri de vardı Nisan ayında, binlerce kişi Sultan Camisi etrafında toplandı, cami kubbelerinden atılan mesirleri kapmak için. Mesir etkinlikleri de dolu dolu geçti. Konserler de mesire renk kattı. Kentimiz sergilerle, açılışlarla, ziyaretlerle hareketlendi. Etkinliklerde emeği geçenlere gönülden teşekkür ediyoruz. 

Nisan ayında, Manisa Rotary Kulübü`nün öncülük ettiği Toplum Liderleri Geliyor (TLG) Projesine de start verildi. TLG Kulüp Asbaşkanı Rtn.E. Levent ÖZKUŞÇU`nun sunumu ile 20 Nisan'da başladı. Öğretmen adayı gençlerimizin, toplumumuzda dürüst , idealist, Atatürkçü ve aydın liderler olarak  yetişmelerini sağlayan Rotary Programı 8 hafta sürecek. TLG Programının 25 Nisan'daki Sayın Hakkı Bayraktar'ın konuşmacı olduğu bölüme dostumu dinlemek için bende katıldım. Hakkı Bayraktar çocukluğundan başlayarak, yaşam öyküsünü yaptığı çalışmaları anlattı. Anlattığı yaşam öyküsünün gençleri etkilediğini, yüreklendirdiğini gördüm. 16 Mayı'ta İzmir'de Müziksev salonunda yapılacak TLG etkinliğine de ben konuşmacı olarak katılacağım. Gençlerle çalışmak insanı gençleştiriyor. TLG'de çok değerli konuşmacılar var. Çok istememe rağmen, etkinliklerin tümüne katılamadığım için üzgünüm. 

Manisa tarımda ve sanayide önemli gelişmeler sağlamış, örnek projeler gerçekleştirmiş bir kent olmasına rağmen, turizmde yeterince gelişemediğini görüyoruz.  Çok önemli tarihi, kültürel, doğal ve beşeri zenginliklere sahip Manisa’yı, tüm toplum kesimlerini kapsayan bir seferberlik anlayışıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenen 2023 TÜRKİYE TURİZM VİZYONU hedefleri doğrultusunda MARKA İL yapmak için seferberlik başlatmalıyız. Birlikte inanırsak, birlikte çalışırsak başaracağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.

Yunt Dağı'nda TKDK ve Zafer Kalkınma Ajansı`ndan aldığımız destelerle, Obasya Konaklama tesisini ve Zaman Geçidi Müzesi`ni kurduk. Kayayı delen damlanın gücünün sürekliliğinden geldiğini bilerek, sabır ve kararlılıkla bıkmadan usanmadan defalarca her zaman turizmi dile getirmeliyiz. Obasya Projesi ile Yunt Dağı için farkındalık yaratılmış ve Yunt Dağı öne çıkarılmıştır. Yaptığımız çalışmalarda, desteklerini bizden esirgemeyen, Manisa Valisi Sayın Erdoğan Bektaş'a, Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Cengiz Ergün'e, Yunusemre Belediye Başkanı Sayın Mehmet Çerçi'ye, Projelerimize ekonomik katkı sağlayan TKDK ve Zafer Kalkınma Ajansı yöneticilerine, bize güvenerek, kooperatifimize ortak olan değerli hemşerilerimize yürekten teşekkür ediyoruz.

Manisalıların aidiyet duygusunun zayıflık olduğunu, iş görme alışkanlığının yeterince gelişmediğini söyleyenleri haksız çıkarmalıyız. Böyle olsaydı, OSB olmazdı.  Obasya Projesini gerçekleştirilemezdik. Yeni Manisa'yı kuramazdık. Manisalılar iyi projelere ortak olurlar ve destek verirler. Ben bunu yıllardır Manisa'da yaşayarak görüyorum. Manisalılar turizm seferberliğini başlatıp, Manisa'yı turizmde atağa kaldırır. Bundan kuşkunuz olmasın.

Nisan ayı, Manisa'da etkinlikler ayı oldu. Tüm aylarımızın Nisan ayında olduğu gibi etkinliklerle ve geniş katılımlarla geçmesini diliyorum. Biliyorsunuz katılım olmadan atılım olmuyor...

                                        

24 Nisan 2015 Cuma

23 NİSAN

Atatürk; çocuklarımıza verdiği değeri, 23 Nisan`ı bayram ilan ederek, gençlerimize verdiği değeri de `Ey Türk Gençliği` şeklinde başlayan söyleviyle göstermiştir.

Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni kuşaklarca öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisan'lar önemlidir. Bu nedenle önemine yaraşır biçimde kutlanmalıdır. Ne Atatürk'ten, ne de kurduğu Cumhuriyet'ten vazgeçeriz denilmelidir. 

Köhnemiş bir imparatorluktan genç bir Cumhuriyet kurmayı başarmış olan Atatürk  tüm çağdaşları unutulmuş gitmişken dünyanın adı ve anısı yaşatılan, sevgisi azaltılamayan, saygı gören tek lideridir. Bunu unutmayalım. Unutturmak isteyenlere kanmayalım.
 

23 Nisan, 1979'da, altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşınmıştır. Bu ulusal bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen ve Türk çocuklarının konuğu olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir. 23 Nisan sadece Türk Çocukları'nın değil tüm Dünya Çocukları'nın da bayramı olarak görülmeli ve öyle kutlanmalıdır.
 
Osmanlı imparatorluğu döneminde egemenlik padişahta idi. Padişah ülkeyi dilediği gibi yönetirdi. İmparatorluğun son yıllarında padişahlar rahatlarını düşündüler. Bu özlem içinde olanlar her dönemde ve her ülkede mutlaka olmuştur ve olacaktır.  Padişahlık anlayışının öne geçtiği ülkelerde yurdun bakımsız kaldığı, ülkenin sorunlarının yüzüstü bırakıldığı ve büyüdüğü, ancak görkemli sarayların yapıldığı, keyfiliğin ve saltanatın öne çıktığı hep görülmüş ve yaşanmıştır.

Yurdumuzun İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, İtalyanlar tarafından paylaşıldığını Osmanlı İmparatorluğu'nun "hasta adam" olarak görüldüğünü okuduğumuz tarih kitaplarından biliyoruz.  Padişah ve yandaşları ülkenin paylaştırılmasına ses çıkarmadılar. Mustafa Kemal Paşa Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak için İstanbul'dan Samsun'a 19 Mayıs 1919 günü çıktı. Samsun'dan Amasya'ya, oradan Erzurum'a ve Sivas'a gitti. Sivas ve Erzurum'da kongreler topladı. Mustafa Kemal Paşa egemenliğin ulusta olduğuna inanıyordu. Bu inançla «Ulusu yine ulusun gücü kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da Ulusal Egemenlik'tir» diyordu. Yurdun dört bir yanından seçilip gelen temsilciler, milletvekilleri Ankara'da 23 Nisan 1920 günü toplandılar. O yıllar ülkemiz yokluk yoksulluk içindeydi. Milletvekillerinin oturduğu sıralar bir okuldan getirildi. Meclis gaz lambası ile aydınlanıyor, soba ile ısınıyordu. Top seslerinin Ankara'da duyulduğu zamanlarda bile meclis düzenli toplandı. Ulusal Kurtuluş Savaşımız'la ilgili bütün kararlar bu mecliste alındı. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde ulusumuz dünyaya Ulusal Kurtuluş Savaşı dersi verdi. Ezilen uluslara kurtuluş yolunu açtı. Bağımsızlık savaşının öncüsü olan kurtuluş savaşımız yeryüzünün öteki uluslarına örnek oldu. 23 Nisan 1920  ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gündür. Bugün Milli Egemenlik Bayramı'mızdır. 23 Nisan gibi milli bayramlarımızın önemli bir anlamı daha vardır: Bu bayramlar, birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz, millet olarak tasada ve kıvançta bir olduğumuz günlerdir. Bugün de bizlere bu cennet vatanı, canları ve kanları pahasına emanet eden atalarımızın emanetlerini nasıl daha iyi koruyarak ve geliştirerek, yarınlara taşıyabileceğimizi konuşmalıyız, diye düşünüyorum 23 Nisan'ı çocuklarımıza anlatmalıyız. Anlatmalıyız ki, gelecek kuşaklar uyanık, kararlı ve bilinçli olabilsinler. Tarihi mirasımızı koruma ve kollama konusundaki ödevlerini yerine getirebilsinler. Bu duygularla, bütün çocuklarımızın 23 Nisan Bayramı'nı, ne Atatürk'ten ne de kurduğu cumhuriyetten vazgeçmeyeceğimizi belirterek  kutluyorum...



17 Nisan 2015 Cuma

MANİSA'NIN TURİZM SEFERBERLİĞİ

TURİZM HAFTASI
15-22 Nisan 2015 tarihlerinde 39'ncu Haftası Etkinlikleri düzenleniyor.
Hafta nedeniyle düzenlenecek etkinliklerde, Manisa Turizmini konuşacağız.
20 Nisan'da Yunt Dağı'nda bulunan Obasya Yerleşkesinde, hem Obasya'yı tanıtacağız hemde, Turizmden beklentilerimizi dile getireceğiz.
Manisa sanayide ve tarımda önemli gelişmeler sağlamış bir kent olmasına rağmen, turizmde yeterince  gelişemediğini, çalışmaların yeterli olmadığını dile getirmeliyiz. Manisa’da mutlaka Turizm Seferberliği başlatılmalı ve çalışmalar kesintisi sürdürülmeli. Seferberliğin amacı : “Çok önemli tarihi, kültürel, doğal ve beşeri zenginliklere sahip Manisa’yı, tüm toplum kesimlerini kapsayan bir seferberlik anlayışıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenen 2023 TÜRKİYE TURİZM VİZYONU hedefleri doğrultusunda MARKA İL yapmak.” olmalı.
Manisa'nın turizm için önemli artıları var. Çok önemli doğal, tarihi, kültürel ve beşeri zenginliklere sahip olması, Bölgenin tek  “Şehzadeler Şehri” olması, Türkiye ve Dünya çapında ilklere ve enlere sahip olması, İzmir, Efes, Bergama, Kuşadası, Pamukkale gibi turizm destinasyonlarına yakınlığı, Önemli ulaşım koridorlarının güzergahında olması, gelişmiş ulaşım altyapısı, gündemde olan İzmir-İstanbul otoyol, Çandarlı Limanı, hızlı tren vb. projelerin güzergahında yada  yakınında olması, Hava alanı, liman ve denize yakınlığı, İklim ve ekoloji avantajı, flora-fauna zenginliği, üzüm, zeytin, kiraz v.b. üretimindeki lider konumu, Kendi bünyesinde ve yakınında gelişmiş sağlık kuruluşlarının varlığını  artılarımız olarak sayabiliriz. Bu kadar çok artı varken, sonuç nasıl eksi oluyor bunu düşünmemiz gerekiyor. Sıralanan artılar Manisa’nın Marka Kent olma yolunda ilerlemesini kolaylaştıracaktır diye düşünmeliyiz.
Manisa’da öne çıkan birçok simge ve sembol var. Şehzadeler Şehri, Osmanlı Eserleri, Mesir, Manisa Bezi, Mevlevihane, Geleneksel el sanatları, Musiki, mehter, Sipil Dağı, Magnesia, Manisa Lalesi, Yılkı atları, Endemik bitki türleri, Dağcılık, Yamaç Paraşütü, Sardes, Bintepeler, 26 bin yıllı Ayak izleri, Termal Turizm, Göller, Aigai, Mitolojik zenginlik, Niobe, Kibele, Tantalos. Yanık Ülke Katakekaumene, Peri bacaları, Kula evleri, Yunus Emre Köyü. Halı ve kilim dokumacılığı ve bu listeye yeni katılan OBASYA var. Bu listeden ilgi çekecek hikayeler üretebiliriz.
Sadece Turizm Haftasında değil, Kayayı delen damlanın gücünün sürekliliğinden geldiğini bilerek, sabır ve kararlılıkla bıkmadan usanmadan defalarca her zaman turizmi dile getirmeliyiz. Turizm etkinlikleri düzenlemek için Turizm Haftasını beklemek gerekmez.  
Manisalıların aidiyet duygusundaki zayıflık ve birlikte iş görme alışkanlığının yeterince gelişmediğini söyleyenleri haksız çıkarmalıyız. Böyle olsaydı Obasya Projesini gerçekleştiremezdi. Yeni Manisa'yı kuramazdık demeliyiz. Umutsuzluğa gerek yok. Manisa’nın Turizm Seferberliğini başlattığımızda başarıyı mutlaka yakalayacağız. Birlikte inanırsak, birlikte çalışırsak, başarılı  olacağımızdan hiç kuskunuz olmasın. Manisa Tarımda ve Sanayide olduğu gibi Turizmde de adını mutlaka duyuracaktır. Manisa mutlaka bir gün MARKA KENT olmayı başaracaktır.  Manisalılar olarak bize düşen görev birlikte çalışmak, çalışanlara destek olmaktır.

Bu köşe yazısı 20 Nisan'da Obasya'da yapacağım sunumun kısa bir özeti gibi oldu sanki. Turizm Haftası, Manisa'nın Turizm Seferberliği yolunda yeni adımlar atmamızı, Obasya lokomotifine yeni vagonlar eklememizi  kolaylaştıracaktır...

Turizm Haftamız ve başlayan turizm seferberliğimiz kutlu olsun...




10 Nisan 2015 Cuma

SESSİZ ÇIĞLIK

Bu kentte birlikte işgörme alışkanlığı yok` diyenler, bu sessiz çığlığımı duyun lütfen.


Denizleri aşıp, derede boğuluyorsak, çözümler yerine, anlamsız engeller çıkarılıyorsa karşımıza, söyleyin birlikte iş görme alışkanlığı nasıl gelişsin bu kentte?  Sessiz çığlığımı duyun lütfen. Dinlemek isterseniz gelir anlatırım. Bu yaşadıklarımı yazıp kitap haline getirmeyi de düşünüyorum. Güzel bir gülmece olacağından hiç kuşkum yok. Tam bir kara mizah örneği olacak ve sanırım yıllarca anlatılacak. Keşke, gülmek yerine üzülebilsek. "Güleriz ağlanacak halimize" diyenler boşuna dememiş zaten.

Büyük hedeflere anacak büyük çabalarla çok çalışılarak ulaşılabileceğini bilerek başlıyoruz her işe.  Büyük hedeflere ulaşmanın verdiği mutluluk, çektiğimiz sıkıntıların karşılığı oluyor her zaman. Şikayetim, işin zorluğunda ya da çok çalışmaktan değil. Günde nerdeyse onaltı saat çalışıyoruz zaten. Şikayetim, anlamsız engellerin çokluğundan Şikayetim hayır demeye alışmış bürokrasiden. Açık tutulması gereken kapıların yüzümüze kapanmasından.  Mevzuatın içinden, büyüteçle "hayır olmaz" demek için gerekçe bulunmaya çalışılmasından. Çözüm odaklı olunması yerine, sorun odaklı olunmasından.

Önemli mevkilerde görev yüklenmiş çok sayıda etkili yetkili kişinin desteği alınıyor. Yaptığınız iş alkışlanıyor. Çözüm arayışlarını görüp mutlu oluyoruz. Büyük dağları aşıp, küçük tepelerde tıkanıp kaldığımızda üzülüyoruz. Yollara konulan çiviler, döşenen dikenli teller canımızı yakıyor. Biz acele ettikçe, eteklerimizden asılanların sayısı çoğalıyor. Allah rahmet eylesin Hacırahmanlı'da ünlü bir pehlivanımız vardı Halil adında.  Askerliğini yaparken,  güçlü kuvvetli diye top arabasını çektirirlermiş Halil pehlivana.  Top arabasını çekerken, arkadaşlarının da arkadan iterek yardımcı olmalarını beklermiş. "Arkaya dönüp baktığımda, arkadaşlarımın tümünün top arabasının üstüne bindiklerini, sadece top arabasını değil, kendilerini de çektirdiklerini görürdüm." derdi gülerek anlatırdı askerlik anılarını Halil pehlivan...

Çıkarılan engeller, ötelemeler, oyalamalar, "olmaz" demeler, beni üzmüyor, moralimi bozmuyar dersem yalan olur. İnanın uykularımı kaçırıyor. Bazen, nasıl hasta olmuyorum diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu günlerde "Pala hastalanıp yatağa düşmüş." derlerse, bilin nedeni, önüme çıkarılan haksız engellerdir. Asabım bozuluyor. Kendi özel işim olsa, olmadı der geçer giderim. Yaptığım işte kamu yararı olduğu için üzülüyorum.  Toplum yararına, yaşadığım kentin, ülkemin yararına olacağına yürekten inandığım bir işi başlatıyorum, bir çok yetkili ve etkili insan da buna inanıp destek veriyor. Ancak, görevinin "hayır" demek olduğunu sananları  aşamayınca, geriye sadece üzülmek kalıyor. İşte buna, bürokrasi diyorlar. Siz incecik ipliği iğnenin deliğinden geçiremezken, develerin, trenlerin geçirildiğini görüyorsunuz. Size sadece üzülmek ve izlemek kalıyor.

Yapmayacağımız sözü ölürüz vermeyiz. Söz verdiğimizi de ölürüz yaparız. Evet, başladığımız işi bitireceğiz. Engelleri aşarak bitireceğiz. İçimiz kanasada yüreğimiz yansa da bitireceğiz. Kendimizi bitirmeyi göze alarak, başladığımız işi bitireceğiz. Kendimiz yansak da yaptığımız iş yanmasın isteriz (...)
Yunt Dağı'nda turizm hamlesine katkıda bulunmak istiyoruz. Bunu, TKDK ve Zafer Kalkınma Ajansı da istiyor. Bunu bu kentin yöneticileri de istiyor. İstiyorlar istemesine de, ufacık sorunlar çözülemiyor bir türlü.

Koşullar sıralanıyor ardı ardına;  "Bardağı suyla doldur ve ters çevir, su dökülmezse işinizi yapacağız" anlamına gelen sözler duyduğumuzda, bunun ne anlama geldiğini bildiğimiz için üzülüyoruz. Bence, bu ülkenin en temel sorunu "hayır" demeye alışmış olanlardır. Çözüm odaklı çalışmayanlardır. Bürokrasi çözüm odaklı çalışır duruma getirilmedikçe, ne kentlerimiz ne de ülkemiz kalkınabilir. Bu ülkede en zor iş, yenilik yapmaktır. Bu ülkede yenilik yapanı, sıra dışı olanı sevmiyorlar. O zaman nasıl gelişeceğiz haydi söyleyin.

Lütfen bu sessiz çığlığımı duyun. Bu güzel kent, bu güzel ülke, güzel projelerle kalkınacaktır. Lütfen, engel çıkaran değil, çözüm üreten olun... Lütfen engeleri aşmamızı kolaylaştırın. 


                                      

3 Nisan 2015 Cuma

ATATÜRK KENT PARKI

Unutmayalım, üstü kapanan ya da yatağı değiştirilen dereler, sel felaketine yapılan çağrı gibidir.
Bunu bilmeyenlerin aklına ilk gelen kentin içinden geçen derelerin üstünü kapatmak ve yer kazanmak olur. Bunun yanlışlığı yaşanan felaketlerle defalarca görülmüştür.

Selin taşıdığı atıklarla, kapanan dere tıkanır ve sel kapanan derenin üstünde ne varsa alır götürür. Evler yıkılır insanlar ölür.  Feleketlerden ders alıp, doğruyu bulanlar olduğu gibi, yanlışa direnenler ve derelerin üstünü kapatmaya devam edenlerde olur.

Yanlışları eleştirirken, doğruları da alkışlamalıyız. Manisa Büyükşehir Belediyesi Yeni Manisa Projesinin uygulanmakta olduğu alanda bulunan Safran Çayı'nın üstünü kapatmak yerine, çevresini düzenleyerek Manisa'ya güzel bir park kazandırdı. Atatürk Kent Parkı Manisa'ya çok yakışacak. MANİSA Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Atatürk Kent Parkı, ünlü sanatçıların katılımıyla bugün törenle açılacak.

Eski kenti korumanın tek yolu yeni kenti kurmak olduğunu söyledik durduk. Yeni kent yenilik ve yeni projeler demektir. 1987 yılında, Kent Parkının yapıldığı, Yeni Manisa Projesini hazırladık. Dere kıyısında geniş rekreasyon alanları ayrıldı. Sadece Safran Çayı Kıyısında değil, Bozköy Deresi ve Karaçay kıyısında da alanlar ayrıldı. Spil Dağından doğan akarsular, Manisa'nın güzel boynunu süsleyen üç gerdanlık gibi düzenlenebilir diye düşünüyorduk planı yaparken. Atatürk Kent Parkı ve Bozköy Deresi çevresinde yapılan düzenlemelerin ardından şimdi sıra, büyük gerdanlık olacak olan Karaçay'a geldi. Karaçay Vadisi projesi, yapıldığında, Ülkemizin en güzel akarsu çevresi düzenlemesi örneklerinden birisi olacaktır. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Amaç, derelerin üstünü kapatmak yerine, kente yeni parklar kazandırmak olunca, güzel örnekler çıkmaya devam edecektir.

Yeni Manisa Projesi 1987 yılında başladı. Bu proje ile kentin batısında uygarlığa bir kapı aralamış olduk. Yeni Manisa Projesi olmasaydı, kentin batısı da gecekondularla kuşatılmış, ya da Laleli gibi kötü şekilde planlanmış olacaktı. Ve Kent Parkı gibi güzel projeler yapılamayacaktı. Yeni Manisa geniş yolları, sosyal donatıları ve rekreasyon alanları ile Manisa'nın gülen yüzü ve batıya açılan kapısı oldu.

Atatürk Kent Parkı'nı gidip mutlaka görün. Gördüğünüzde, eski kentle yeni kentin farkını da açık biçimde görmüş olacaksınız. Eski kenti korumanın yolunun yeni kenti kurmak olduğunu söyledik durduk. Eğer, Yeni Manisa kurulmasaydı, Manisa daha fazla betonlaşmış, daha fazla yoğunlaşmış, batısıda diğer çevreleri gibi gecekondularla kuşatılmış olacaktı.

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cengiz Ergün'ü ve çalışma arkadaşlarını yürekten kutluyorum. Manisa'ya güzel bir park kazandırdılar.  Hemen, Karaçay Vadisi için de kolları sıvadıklarını Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ergün'ün bizzat kendinden öğrenince çok mutlu oldum.  Karaçay Çevresinde daha geniş düzenleme alanları bulunuyor. Karaçay çevresinde de göletler oluşturulabilir. Kır lokantaları, kır kahveleri, spor alanları yapılabilir. Karaçay çevresi ağaçlandırılarak, Sanayi Bölgesi ile kentleşme alanı arasında yeşil bir kuşak oluşturulabilir.

Manisa yeni projelerle yenileşiyor, güzelleşiyor. Bize düşen, Manisa'nın yararına olacağını düşündüğümüz güzel projelere destek olmak, güzel ve yararlı görmediklerimize karşı durmaktır. Manisa Yeni Manisa'da yapılanlarla çağ atlıyor. Görkemli geçmişimizden mutlu geleceğimize köprüler kuruluyor. Kentleşmek sadece konut yapmak değildir. Sağlıklı kentleşmek kente yeni sosyal donatı alanları, sosyal tesisler ve parklar kazandırmaktır. Yeni yerleşim planları yaparken, Yeni Manisa'da olduğu gibi, mutlaka geniş düzenleme alanları ayrılmalı. Ayrılmalı ki, yeni kent parkları yapılabilsin.
Bugün,Yeni Manisa'da yapımı tamamlanan ve törenle açılacak olan Atatürk Kent Parkında buluşalım.



 
back to top