Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

7 Şubat 2023 Salı

DEPREMLE YAŞAMAK

Ülkemizde yaşadığımız iki büyük Kocaeli- Gölcük, Düzce ve takip eden Afyon, Pülümür, Bingöl depremlerinin ardından depremin ekonomik ve sosyal sonuçları konusuna giderek artan bir ilgi başladı. Depremler sonrasında Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara’yı tanıdık. Anlattıklarıyla yakından ilgilendik ve bilgilendik. Sayın Işıkara bir anda çocuklar dâhil toplumun en tanınan kişisi durumuna geldi. Balık hafızalıyız denildiğinde kızanlar alınanlar oluyor. Işıkara unutuldu gitti ardından depremi de unuttuk. 2019 yılı depreme hazırlık yılı ilan edildi, peki neler yaptık hazırlık yılında. Depreme karşı bir yapılanma sağlanabilmiş değil. Ne oldu 6 Şubat 2023 Pazartesi sabahı güneydoğuda meydana gelen 7.4 şiddetinde bir deprem haberiyle uyandık.

DEPREMDE BÜYÜK FELAKETLER YAŞANIYOR

Anadolu tam bir deprem alanı. Depremde büyük felaketler yaşanıyor. Japonya’da deprem bölgesi ancak bizde olduğu gibi ne büyük yıkımlar nede ölümler oluyor. Neden, çünkü depreme dayanıklı binalar yapılıyor.

Artan nüfus yeni gelişmeye başlayan yerleşim merkezleri, hızlı kentleşmenin giderek artması, ve bunun sonucu olarak dayanıksız yapılaşma, endüstri sahalarındaki gelişmeler, büyük yatırımları gerektiren enerji üretim ve nakil tesislerinin çoğalması ve benzeri birçok nedenler hiçbir zaman unutulmadan deprem konusuna giderek daha fazla ilgiyle eğilmek gerektiğini ortaya çıkarmıştır

TÜRKİYE BİR DEPREM ÜLKESİDİR

Hepimiz şunu kabul etmek zorundayız. Türkiye bir deprem ülkesidir ve Türkiye’de her an deprem olabilir, şu anda da olabilir. Dolayısıyla biz bu olguyla yaşamak zorunda olduğumuzu bileceğiz ve bu olguyla yaşamayı öğreneceğiz. Onun için de öncelikle deprem bilincini mümkün olduğu kadar yaymaya çalışacağız. Depremden korunmanın en önemli yolu olan depreme dayanıklı yapılar yapma düşüncesine sahip çıkacağız. Depreme duyarlı ve bilinçli bir toplum olma yolunda hızla ilerleyeceğiz.

SÜREKLİ TATBİKATLAR YAPMAMIZ GEREKİYOR

Halk için eğitimin amacı deprem zararlarının azaltılması hususunda bilincin sağlanmasıdır. Hem birey hem de aile reisi olarak üzerimize düşen görev öncelikle aile deprem planı yapmak ve deprem öncesi, sırası ve sonrasında neler yapmamız gerektiğini öğrenmemiz ve sürekli tatbikatlar yapmamız gerekiyor.  Aynı hazırlık çalışmaları iş yerinizde, kamu kurumlarında, okullarda ve üniversitelerde yapılmalıdır. Tüm bunlar bizi Temel Afet Bilinci olan bir toplum yapacaktır.

***

Bu bilince ulaşmanın yolu da eğitimdir. Bugün Türkiye’de ilk ve orta öğretim ders ve kitaplarında afetlere verilen önem toplumu oluşturan tüm bireylerde güçlü bir afet bilinci oluşturmak için yeterli değildir.

MEDYANIN ÖNEMLİ ROLLERİ VARDIR

Deprem ve doğal felaketler konusundaMedyaya çok önemli sorumluluklar düşer. Medyanın ve dolayısıyla toplumun doğru bilgiye sağlıklı bir şekilde ulaşabilmesi halinde, medyanın söylenti kontrolünden afetlere hazırlık ve zarar azaltmaya kadar afet yönetiminde yadsınamaz ve çok önemli rolleri vardır. Medyanın şu sloganı ortaya atıp onun arkasından toplumu bilgilendirme yönünde çalışmalar yapmalıdır. Nedir o? “Korunma bilgilendirme ile başlar”  İşte o bilgilendirmeyi topluma nasıl yayacaksınız? Topluma görsel veya yazısal medyayla yayacaksınız. Medyanın artık bunun bilincinde olması ve bu bilinçle toplumu bilgilendirmesi gerekmektedir. Büyük depremlerde çok olumlu adımlar atılmıştı. Birçok gazetemiz gerek bireylerin davranışı, gerekse de yaşadığımız mekânlar konusunda çok önemli bilgiler vermiş hatta ilaveler çıkarmışlardı. Halkın bilincini oluşturacak, bilgiyi dağıtacak ve olası kayıpların azaltılmasında büyük katkılar sağlayacak yayınların gerektiğini biliyoruz.  

***

Burada özellikle depremlerin önceden belirlenmesinin bugünkü durumuna değinmekte yarar var; Depremlerin önceden belirlenmesi dendiği zaman bir depremin nerede ne büyüklükte ve ne zaman olacağını yüksek bir olasılıkla söyleyebilmek demektir. Bugün için bir depremin nerede ve ne büyüklükte olacağı tahmin edilebilmektedir. Ancak ne zaman olacağı konusunda bir ilerleme kaydedilmiş değildir. Hepimiz bir depremin ne zaman olacağının kolay kolay söylenemeyeceğini, henüz bu aşamaya gelinemediğini bilmeliyiz.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ DİKKATLİ DAVRANMALILAR

Sivil toplum örgütlerine düşen sorumluluklara gelince; öncelikle sorumlu ve dikkatli davranmalıdırlar. Gönüllü kuruluşların desteği, heyecanı ve uzmanlığı olmadan devletin tek başına afete uğramış toplumların ihtiyacını karşılaması mümkün değildir.

***

Ülkemizin nasıl bağımsız ve değişmeyen bir “Ulusal Dış İşleri Stratejisi” ve “Milli Savunma” stratejisi varsa afetler konusunda da bir “Türkiye Afet Yönetimi Stratejisi”nin oluşturulması ve bunun bir devlet politikası olarak benimsenmesi zorunludur. Ulusal politikaların tespiti ve yeniden yapılanma, ülkemizde bu konuda ayrılan kaynakların verimli ve etkin bir şekilde kullanılması ve en faydalı sonucun alınması açısından da bir zorunluluktur.





 
back to top