Ortaya atılan düşünce, toprağa düşen, filizlenip gün yüzüne çıkan tohum gibidir. Uygun ortam bulduğunda gelişir, projelere dönüşür ve gerçekleşir.
Bu saptamanın doğruluğunu son olarak, Gürle’de gördüm.
“Gürle turizme açılmalı” düşüncesi, destek buldu, gelişti ve şimdi gerçekleşme
yolunda hızla ilerliyor.
Manisa, sanayide ve tarımda almış başını gidiyor.
Ancak, turizmde sahip olduğu doğal güzelliklere, tarihi ve kültürel zenginliğe
rağmen gerekli atılımları yaparak, turizm kenti olma yolunda beklenen
gelişmeleri yapamıyor bir türlü. Son yıllarda bu konuyu çok yazanlardan, çok
konuşanlardan birisi oldum. Özellikle kırsal turizm ilgi alanlarımın en
önemlisi durumuna geldi.
Sanıyorum bir ay önceydi, Yunusemre Belediye Başkan
Yardımcısı Sayın Kılıç Kaya’nın daveti üzerine, karanlık ve bozuk
yollardan geçerek saat:19.00’da Gürle köyüne gitmiştim. İyi ki gitmişim dedim
kendi kendime, hem yeni bilgiler edindim hem de önceden edindiğim bilgi ve
deneyimlerimi Gürlelilerle paylaşma olanağı buldum.
Gürle, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nin hemen
bitişiğinde bir köy. Daha önceden de gitmiştim Gürle’ye, Manisa’da çekilmesi
için çalıştığım Adem’in Trenleri filminin bazı sahneleri Gürle’de çekilmişti.
Arada bir Gürle Alabalık Tesisleri’ne de gidiyorduk. Gürle farklı doğasıyla, su
kaynaklarıyla ve un değirmenleri ile öne çıkan fakat tüm olanaklarına rağmen
turizmden pay alamayan bir köyümüz.
Gürle’ye giderken, yolların çok kötü olduğunu gördük.
Ülkemizin en planlı en güzel Organize Sanayi Bölgesi’nin yanında unutulmuş
terkedilmiş bir köy gibi Gürle. Hele taş ocağını görünce, içimden gürlemek,
bağırmak, isyan etmek geçti. Dağdaki taş ocağı, güzel bir bayanın suratında
açılmış kezzap yarası gibi duruyordu. Su kaynakları var. Cennet gibi bir doğa
var. Ve bir taş ocağı!...
Köylüleri toplayıp, Manisa’ya kadar yürümek geçti
içimden. Yapılmayan bozuk yollar ve doğal güzelliği bozan taş ocakları için.
Yapmayın ne olur. Bozmayın bu doğal güzelliği…
Köye vardığımda, muhtarlık kahvesini dolu buldum.
Belediye Başkan Yardımcısı Kılıç Kaya ve Yunusemre Belediyesi’nin müdürleri,
çalışanları oradaydılar. Sinevizyon için perde kurulmuştu. Ses düzeni
hazırlanmıştı. Yapılacak konuşmaları dinlemeye gelen köy kadınları da vardı.
Yapılacak sunumu bende merak ediyordum. Sayın Kılıç
Kaya’nın sunumunu dinleyince iyi ki gelmişim dedim. Gürle Köyü için
başlatılacak Müze Köy, Tarım Köy gibi iki güzel proje beni de heyecanlandırdı.
Tarım Köy ve Müze Köy Projeleri eş zamanlı olarak
Gürle’de hayata geçirilmek isteniyordu. Manisa’da yaşayan bir yurttaş
olarak, bu projelere katkıda bulunmanın ertelenmez bir görev olduğunu
düşünüyorum. Manisa’da turizmin gelişmesini isteyenler olarak katkıda
bulunmalıyız bu güzel projelere.
Şimdi görüyorum ki, dinlediklerim tek tek uygulamaya
konuluyor. Gürle’ye ulaşım için yeni yollar açılıyor. Köylülerle toplantılara
devam ediliyor. Doğru olan, bu köylülerde etkin olarak çalışmaların içinde
olmalı.
Gürle için düşünenler yapılan projeler
gerçekleştiğinde, Gürle adı önce Ege’de sonra tüm ülkede hatta yurt dışında
duyulmaya başlayacak. Gürle kırsal turizm odaklarından birisi olacak.
Emeği geçenleri yürekten kutluyorum.
Ortaya atılan düşünce, toprağa düşen, filizlenip gün yüzüne çıkan tohum
gibidir. Uygun ortam bulduğunda gelişir, projelere dönüşür ve gerçekleşir.
Bu saptamanın doğruluğunu son olarak, Gürle’de gördüm.
“Gürle turizme açılmalı” düşüncesi, destek buldu, gelişti ve şimdi gerçekleşme
yolunda hızla ilerliyor.
Manisa, sanayide ve tarımda almış başını gidiyor.
Ancak, turizmde sahip olduğu doğal güzelliklere, tarihi ve kültürel zenginliğe
rağmen gerekli atılımları yaparak, turizm kenti olma yolunda beklenen
gelişmeleri yapamıyor bir türlü. Son yıllarda bu konuyu çok yazanlardan, çok
konuşanlardan birisi oldum. Özellikle kırsal turizm ilgi alanlarımın en
önemlisi durumuna geldi.
Sanıyorum bir ay önceydi, Yunusemre Belediye Başkan
Yardımcısı Sayın Kılıç Kaya’nın daveti üzerine, karanlık ve bozuk
yollardan geçerek saat:19.00’da Gürle köyüne gitmiştim. İyi ki gitmişim dedim
kendi kendime, hem yeni bilgiler edindim hem de önceden edindiğim bilgi ve
deneyimlerimi Gürlelilerle paylaşma olanağı buldum.
Gürle, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nin hemen
bitişiğinde bir köy. Daha önceden de gitmiştim Gürle’ye, Manisa’da çekilmesi
için çalıştığım Adem’in Trenleri filminin bazı sahneleri Gürle’de çekilmişti.
Arada bir Gürle Alabalık Tesisleri’ne de gidiyorduk. Gürle farklı doğasıyla, su
kaynaklarıyla ve un değirmenleri ile öne çıkan fakat tüm olanaklarına rağmen
turizmden pay alamayan bir köyümüz.
Gürle’ye giderken, yolların çok kötü olduğunu gördük.
Ülkemizin en planlı en güzel Organize Sanayi Bölgesi’nin yanında unutulmuş
terkedilmiş bir köy gibi Gürle. Hele taş ocağını görünce, içimden gürlemek,
bağırmak, isyan etmek geçti. Dağdaki taş ocağı, güzel bir bayanın suratında
açılmış kezzap yarası gibi duruyordu. Su kaynakları var. Cennet gibi bir doğa
var. Ve bir taş ocağı!...
Köylüleri toplayıp, Manisa’ya kadar yürümek geçti
içimden. Yapılmayan bozuk yollar ve doğal güzelliği bozan taş ocakları için.
Yapmayın ne olur. Bozmayın bu doğal güzelliği…
Köye vardığımda, muhtarlık kahvesini dolu buldum.
Belediye Başkan Yardımcısı Kılıç Kaya ve Yunusemre Belediyesi’nin müdürleri,
çalışanları oradaydılar. Sinevizyon için perde kurulmuştu. Ses düzeni
hazırlanmıştı. Yapılacak konuşmaları dinlemeye gelen köy kadınları da vardı.
Yapılacak sunumu bende merak ediyordum. Sayın Kılıç
Kaya’nın sunumunu dinleyince iyi ki gelmişim dedim. Gürle Köyü için
başlatılacak Müze Köy, Tarım Köy gibi iki güzel proje beni de heyecanlandırdı.
Tarım Köy ve Müze Köy Projeleri eş zamanlı olarak
Gürle’de hayata geçirilmek isteniyordu. Manisa’da yaşayan bir yurttaş
olarak, bu projelere katkıda bulunmanın ertelenmez bir görev olduğunu
düşünüyorum. Manisa’da turizmin gelişmesini isteyenler olarak katkıda
bulunmalıyız bu güzel projelere.
Şimdi görüyorum ki, dinlediklerim tek tek uygulamaya
konuluyor. Gürle’ye ulaşım için yeni yollar açılıyor. Köylülerle toplantılara
devam ediliyor. Doğru olan, bu köylülerde etkin olarak çalışmaların içinde
olmalı.
Gürle için düşünenler yapılan projeler
gerçekleştiğinde, Gürle adı önce Ege’de sonra tüm ülkede hatta yurt dışında
duyulmaya başlayacak. Gürle kırsal turizm odaklarından birisi olacak.