Yeni yıldan ortak beklenti huzur ve istikrardır.
Yeni yıldan beklenti akan kanın durmasıdır.
Yeni yıldan beklenti terör ve şehit haberlerinin olmamasıdır.
Yeni yıldan beklenti uzlaşma kültürünün yaşantımıza girmesidir.
Kitap okuyanların azaldığı ortamda meydan okuyanların çoğaldığını biliyor ve görüyoruz.
Yeni yıldan beklenti meydan okuyanların yerine kitap okuyanların çoğalmasıdır.
Yeni yıldan beklenti eğitim kalitesinin yükselmesidir.
Yeni yıldan beklenti, duyarsız yurttaşlar yerine soran sorgulayan araştıran yurttaşların çoğalmasıdır.
Yeni yıldan beklenti barış kardeşlik ve dayanışmanın güçlenmesidir.
Yeni yıldan beklenti yurtta barışın dünyada barışın hayata geçmesidir.
Yeni yıldan beklenti, bizi yönetenlerin aklını başına alarak, günü kurtarma çalışmaları yerine gelecek planlarını kotarmaları, mutlu ve aydınlık bir geleceğin önünü açmalarıdır.
2016 yılı sonunda yaşanan sorunlar 2017 yılını da etkileyecektir mutlaka. Bize düşen, olumsuz etkiyi hasarsız kazasız belasız atlatarak mutlu günlerin büyük ve güçlü Türkiye’nin geleceğini planlamaktır.
Terör, savaş, giderek artan işsizlik, kapanan işyerleri fabrikalar, uzun süren mahkemeler, dolan hapishaneler ve OHAL, kalitesi giderek düşen eğitim, büyüyen tedirginlik, umutsuzluk 2016’da kalsa diyorum. 2017 umutla güzelliklerle gelse diyorum.
Yakın geçmişte askerler içerdeydi şimdi askerleri içeri atanlar içerde. Keşke, bu böyle devam etmese; Ülkemiz yararsız çekişmelerin kısır döngüsüne düşmese. Kin ve nefreti yüreklerimize yük etmesek, yüreklerimizde sevgiye yer kalsa.
31 Aralık’ın 1 Ocak’tan hiçbir farkının olmadığını biliriz bilmesine de, yine 31 Aralık’ı eskimiş sayıp 1 Ocak’a anlam ve umut yükleriz, oysa anlamlı olan 1 Ocak değil, anlamlı olan 1 Ocak’a anlamlar yükleyen insanın kendisidir. Anlamlı olan yaşama anlam ve umut katan insandır. İnsanın kendisidir. Gelen yeni yıl değil. Biz istersek her yeni günde umudu filizlendiririz yüreğimizde. Haydi, bırakalım kısır çekişmeleri, el ele verelim, demokrasimizi güçlendirelim. Ortaçağ karanlığını değil, bilimin aydınlığını getirelim ülkemize. Biz bunu yaparız. Ulusal Kurtuluş Savaşında yaptığımız gibi yaparız. Çanakkale’de yaptığımız gibi yaparız. Biz bunu yaparız.
1 Ocak’ta insanlar, gelecekten beklentilerini geçirirler akıllarından, yaptıkları hataları yinelememe kararı alırlar. Yaşamlarına çeki düzen vereceklerini düşünürler. Bence liderler, kendilerine “Ben nerede hata yaptım?” sorusunu yöneltmeliler. Ve bu soruya açık yüreklilikle yanıt verip ona göre politikalarını yeniden gözden geçirmeliler. Burası önemli liderin görevi sadece kendini, yakın çevresini ve koltuğunu düşünmek, günü kurtarmak değil, ülkenin aydınlık geleceğini kurmaktır. Liderin görevi sadece kendisini ve çevresini korumak değil, ülkenin bütününü yurttaşların tümünü kucaklamaktır. Zaman ayrışma değil, birleşme zamanıdır. Ayrışanlar değil, birleşenler kazanacaktır. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Birleşenler kazanacaktır.
2017’de hepimiz barış dersek barış olur. Bunu inanarak söylüyorum. Türkiye iktidarıyla muhalefetiyle yürekten barış desin toplumsal barış olur. 2017’de uzlaşma kapısını aralayalım. Uzlaşma kültürünü ülkemize getirelim.
Evimizde, mahallemizde, kentimizde ve ülkemizde yapacak çok işimiz var. Yeni umutlarla girdiğimiz yeni yılda, Manisa için, düşünce atölyesi gibi çalışacak yeni bir düşünce platformu oluşturalım. Geçtiğimiz yıllarda, Manisa Düşünce Atölyesi’ni toplamış ve güzel düşünceler projeler üretmiştik kentimiz için. Bıraktığımız yerden başlamalı, Manisa Düşünce Atölyesi çalışmasını, kentin yöneticilerinin de desteği ile sürdürmeliyiz. İnsanlarımız yarınlarımızı düşünsün. Korkumuz düşünenlerden değil, düşünmeyenlerden olsun.
Yeni yılımız kutlu mutlu umutlu olsun…
Yeni yıldan beklenti terör ve şehit haberlerinin olmamasıdır.
Yeni yıldan beklenti uzlaşma kültürünün yaşantımıza girmesidir.
Kitap okuyanların azaldığı ortamda meydan okuyanların çoğaldığını biliyor ve görüyoruz.
Yeni yıldan beklenti meydan okuyanların yerine kitap okuyanların çoğalmasıdır.
Yeni yıldan beklenti eğitim kalitesinin yükselmesidir.
Yeni yıldan beklenti, duyarsız yurttaşlar yerine soran sorgulayan araştıran yurttaşların çoğalmasıdır.
Yeni yıldan beklenti barış kardeşlik ve dayanışmanın güçlenmesidir.
Yeni yıldan beklenti yurtta barışın dünyada barışın hayata geçmesidir.
Yeni yıldan beklenti, bizi yönetenlerin aklını başına alarak, günü kurtarma çalışmaları yerine gelecek planlarını kotarmaları, mutlu ve aydınlık bir geleceğin önünü açmalarıdır.
2016 yılı sonunda yaşanan sorunlar 2017 yılını da etkileyecektir mutlaka. Bize düşen, olumsuz etkiyi hasarsız kazasız belasız atlatarak mutlu günlerin büyük ve güçlü Türkiye’nin geleceğini planlamaktır.
Terör, savaş, giderek artan işsizlik, kapanan işyerleri fabrikalar, uzun süren mahkemeler, dolan hapishaneler ve OHAL, kalitesi giderek düşen eğitim, büyüyen tedirginlik, umutsuzluk 2016’da kalsa diyorum. 2017 umutla güzelliklerle gelse diyorum.
Yakın geçmişte askerler içerdeydi şimdi askerleri içeri atanlar içerde. Keşke, bu böyle devam etmese; Ülkemiz yararsız çekişmelerin kısır döngüsüne düşmese. Kin ve nefreti yüreklerimize yük etmesek, yüreklerimizde sevgiye yer kalsa.
31 Aralık’ın 1 Ocak’tan hiçbir farkının olmadığını biliriz bilmesine de, yine 31 Aralık’ı eskimiş sayıp 1 Ocak’a anlam ve umut yükleriz, oysa anlamlı olan 1 Ocak değil, anlamlı olan 1 Ocak’a anlamlar yükleyen insanın kendisidir. Anlamlı olan yaşama anlam ve umut katan insandır. İnsanın kendisidir. Gelen yeni yıl değil. Biz istersek her yeni günde umudu filizlendiririz yüreğimizde. Haydi, bırakalım kısır çekişmeleri, el ele verelim, demokrasimizi güçlendirelim. Ortaçağ karanlığını değil, bilimin aydınlığını getirelim ülkemize. Biz bunu yaparız. Ulusal Kurtuluş Savaşında yaptığımız gibi yaparız. Çanakkale’de yaptığımız gibi yaparız. Biz bunu yaparız.
1 Ocak’ta insanlar, gelecekten beklentilerini geçirirler akıllarından, yaptıkları hataları yinelememe kararı alırlar. Yaşamlarına çeki düzen vereceklerini düşünürler. Bence liderler, kendilerine “Ben nerede hata yaptım?” sorusunu yöneltmeliler. Ve bu soruya açık yüreklilikle yanıt verip ona göre politikalarını yeniden gözden geçirmeliler. Burası önemli liderin görevi sadece kendini, yakın çevresini ve koltuğunu düşünmek, günü kurtarmak değil, ülkenin aydınlık geleceğini kurmaktır. Liderin görevi sadece kendisini ve çevresini korumak değil, ülkenin bütününü yurttaşların tümünü kucaklamaktır. Zaman ayrışma değil, birleşme zamanıdır. Ayrışanlar değil, birleşenler kazanacaktır. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Birleşenler kazanacaktır.
2017’de hepimiz barış dersek barış olur. Bunu inanarak söylüyorum. Türkiye iktidarıyla muhalefetiyle yürekten barış desin toplumsal barış olur. 2017’de uzlaşma kapısını aralayalım. Uzlaşma kültürünü ülkemize getirelim.
Evimizde, mahallemizde, kentimizde ve ülkemizde yapacak çok işimiz var. Yeni umutlarla girdiğimiz yeni yılda, Manisa için, düşünce atölyesi gibi çalışacak yeni bir düşünce platformu oluşturalım. Geçtiğimiz yıllarda, Manisa Düşünce Atölyesi’ni toplamış ve güzel düşünceler projeler üretmiştik kentimiz için. Bıraktığımız yerden başlamalı, Manisa Düşünce Atölyesi çalışmasını, kentin yöneticilerinin de desteği ile sürdürmeliyiz. İnsanlarımız yarınlarımızı düşünsün. Korkumuz düşünenlerden değil, düşünmeyenlerden olsun.
Yeni yılımız kutlu mutlu umutlu olsun…