23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıyor.
Cumhuriyet
giden yolda en büyük adım atılıyor. Sonra, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı olarak kutlansın diyar Gazi Mustafa Kemal Atatürk. 23 Nisan’ı coşkuyla
kutlamaya başlıyoruz. Bir aralar bayrama dost ülkelerin çocukları da çağrılmaya
başlandı. Bildiğim kadarı ile başka bir ülkenin bizimki gibi çocuklarına
armağan edilmiş bir bayramları yok. Çünkü onların Atatürk gibi bir liderleri olmamış
hiç.
23
Nisan’da çocuklarımız bir süre için, yönetici koltuklarına oturuyorlar. Bu yıl
da öyle olacak. Geçtiğimiz yıllarda, bir öğrenci Cumhurbaşkanı koltuğuna
oturmuş ve ilk isteği, gelir dengesizliğinin giderilmesi ve ekonomik krizin
çözümlenmesi olmuştu. Bu yıl da böyle bir istek gelebilir diye düşünüyorum.
Türkiye Büyük Meclis Başkanı koltuğuna oturan çocuk, krizin aşılmasını
sağlayacak yasaların hemen çıkarılmasını istiyordu. Çocuklar, bizi umutlarımızı
büyütüyordu. Ancak, ne var ki, o koltuklara kısa bir süre için oturduklarını
bildiğimiz için yeniden karamsarlık kaplıyordu içimizi.
23
Nisan’da bir törende Ulus’taki ilk TBMM Binasında yapılıyordu. İlk meclisin
ağaç koltukları görülüyordu. Hey gidi hey, o mecliste, Cumhuriyet’in kurucuları
gece gündüz çalışmışlar, dağılan bir imparatorluğun yerine Genç Cumhuriyet’in
temellerini atmışlardı. Savaş yıllarında bile meclisin kapılarını açık
tutmuşlardı. Meclis hep etkili olmuştu.
MİSTAFA
KEMAL’E PARA YOK DUYORLAR, BULULUR DİYOR.
Meclisin
açıldığı ve dağılan bir imparatorluktan genç bir cumhuriyet kurmaya karar
verilen yıllarda, Mustafa Kemal’e “Para yok” diyorlar, “Buluruz” diyor, “Ordu
yok” diyorlar, “Kurarız” diyor. Öyle yürekten inanarak söylüyor ki, “Buluruz “
ve “Kurarız” diye ulus inanıyor. Parayı da buluyorlar. Orduyu da kuruyorlar.
Cumhuriyeti de kuruyorlar...
ULUSAL
KURTULUŞ BİLİNCİ
YÜREKLERDE YENİDEN YEŞERMELİ.
İçine
düştüğümüz ekonomik bunalımdan ancak ULUSAL KURTULUŞ mantığı ile çıkabiliriz.
ULUSAL KURTULUŞ mantığında Ulusal Dayanışma vardır. Atatürk’ün önderliğinde,
ulusal dayanışma yapıldığı için, Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan başarıyla
çıkılabilmiştir.
Ulusal
Ekonomik Kurtuluş Savaşı’ndan da başarı ile çıkmanın bir tek yolu var. Ulusal
dayanışma yapmak. Ulusal dayanışma için yeniden Anadolu Sentezi gerekiyor.
Yeniden el ele omuz omuza vermek gerekiyor. Yeniden kucaklaşmak gerekiyor.
Yüreklerden kin ve nefreti atmak gerekiyor…
Hey,
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bir an için, Ulusal Kurutuluş Savaşı’nı
düşünün, savaşta bile kapıları kapatılmayan meclisi düşünün. Düşünün ve on beş
günde on beş değil yüz on beş yasa çıkarmak için sıvayın kolları, Atatürk’e ve
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e yaraşır milletvekilleri olun. Her gün mazeret
üretmeyin marifet gösterin... Yoksa bir daha hiç gelmemek üzere öyle bir
gidersiniz ki, heybeden düşmüş karpuz gibi olursunuz. Bir daha o ceylan derisi
koltukları rüyanızda bile göremezsiniz...
ÇOCUKLARIMIZ
GELECEĞİMİZDİR
23 NİSAN
ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN
Geleceğimiz
gençlerimizdir. Geleceğimiz çocuklarımızdır. Atamızın çocuklarıma armağan
ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Ben içimdeki
çocuğu hiç baskı altına almadım. İçimdeki çocuğu hep özgür bıraktım. Yaşım 73
yine de, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı benim de bayramım.
İlkokulda okuduğum şiirler, yaşadığımız coşku geliyor gözlerimin önüne. Biz
çocukluğumuzda milli bayramları daha coşkulu kutlardık. O nedenle dayanışmamız
daha güçlüydü. Birlikte üzülür birlikte sevinirdik. Birlikte hüzünlenir
birlikte coşardık. Toplumsal dayanışmayı ve toplumsal barışı ulus olmanın
gereği sayardık…
Çocuklar,
23 Nisan’ı coşkuyla yaşayın, büyükler, içinizdeki çocuğu ne olur özgür bırakın…