KOOPERATİFLER SADECE KALKINMANIN DEĞİL DAYANIŞMANIN VE
TOPLUMSAL BARIŞIN DA GÜVENCESİDİRLER. ÜLKEMİZDE KOOPERATİFÇİLİĞİN DEĞERİ
YETERİNCE ANLAŞILAMADI
1975 yılından bu yana aralıksız 42 yıldır kooperatifçilik
yapıyorum. Ülkemizde, kooperatiflerin değeri yeterince anlaşılamadı. Kentsel ve
kırsal kalkınmaya büyük katkı sağlayacak olan kooperatiflere destek olunmuyor.
Birçok kooperatif ayakta kalma mücadelesi veriyor. Kooperatiflerin çoğu isim
olarak var cisim olarak yok.
KOOPERATİFLER ALTIN DÖNEMİNİ ATATÜRK’ÜN SAĞLIĞINDA YAŞADI
Ülkemizde kooperatifçilik hareketi “altın dönemini”
Atatürk’ün sağlığında yaşamıştır. Atatürk’ten sonra hiçbir kamu yöneticisi
kooperatifçiliğe Atatürk kadar sahip çıkıp destek olmamıştır. Ecevit döneminde
de özellikle kırsal kooperatifçiliğin gelişmesi için çalışmalar yapılmış ancak
başlayan çalışmalar sürdürülememiştir. Bugün kırsal ve kentsel alanda çekilen
sıkıntıların bir nedeni de kooperatifçiliğe yeterli desteğin sağlanmamasıdır.
GELİŞMİŞ ÜLKELERİN TÜMÜNDE KOOPERATİFLER EKONOMİNİN TEMELİNİ OLUŞTURURLAR
21 Aralık 1844 tarihinde Dünya Kooperatifçilik hareketine
öncülük eden ilk tüketim kooperatifinin İngiltere’de 28 dokuma işçisince
kuruluşundan bu yana 173 yıl geçmiştir. Bir buçuk asırdır, kooperatif hareketi
o denli gelişmiştir ki, bugün Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) yaklaşık
90 ülkede 207 ulusal 9 uluslararası örgütü, 700 milyona yakın insanı çatısı
altında toplayan en güçlü sivil toplum örgütüdür.
Amerika’da kırsal kesimde elektrik dağıtımının % 90’ı
kooperatifler eliyle yapılıyor. Tarımda gelişen birçok ülkede örneğin
Hollanda’da, İsrail’de kooperatifçilikten yararlanılıyor. İspanya’da sanayi
kooperatifleri çok gelişmiş durumda.
Ülkemizde cumhuriyetin ilk yıllarında büyük önder Atatürk
kooperatifçiliği desteklemiş, bu nedenle de Atatürk’ün yaşadığı yıllarda
kooperatifçilik Altın Dönemi’ni yaşamıştır. Atatürk’ün zamansız ölümünden sonra
“gümüş ve bronz dönemleri” hızla geçmiş, kooperatifçilik destekleneceği yerde
kösteklenmiştir. Kırk yıldır kooperatifçilik yapan bir kişi olarak, şimdi
üzülerek belirtmeliyim ki, kooperatifçiliğe gelişmesi için verilmesi gereken
destek verilmiyor. Bugün kooperatiflerin tümü, kırsal ve kentsel kesimde ayakta
kalma mücadelesi vermektedir. Var olduğu söylenen birçok kooperatifte ismen var
cismen yok gibidir.
BAKANLIKLAR VE İLGİLİ BİRİMLER ARASINDA KOORDİNASYON YOK
Kooperatiflerle Tarım Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı,
Çevre Şehircilik Bakanlığı ve sayısız Genel Müdürlük ilgileniyor. Birbirleri
arasında eşgüdüm yok. Kooperatifler için gerekli olan bir bakanlık ve bir banka
kurulamadı. Kooperatiflerin bir bankasının olmayışı gelişmesini olumsuz yönde
etkilemektedir. Çalışmalarını Türkiye’nin yardımıyla sürdüren Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nde Kooperatifler Merkez Bankası varken ülkemizde olmaması hem
üzücü hem de düşündürücüdür.
21 Aralık Dünya Kooperatifçilik gününde Atatürk’ü saygıyla
anarak, kooperatifçiliğe yaptığı büyük katkıları anımsamalıyız. Atatürk’ün
kooperatifçilikle ilgisi cumhuriyetin kuruluşundan önceye rastlamaktadır.
Nitekim 1920’de TBMM’ne sunulan Kooperatif Şirketler kanunu tasarısında Meclis
başkanı olarak M. Kemal’in de imzası vardır. 1925 yılında Atatürk’ün Tüketim
Kooperatifçiliği ile özel olarak ilgilendiği 24 Mart 1925 tarih 586 sayılı yasa
ile Ankara’daki memurlara maaşlarının yarısı kadar ikramiye verilmesi, bunun da
Ankara Memurlar Tüketim Kooperatifine anapara olarak yatırılması uygun
görülmüştür. 1929’da Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu çıkarılmıştır. 1931
yılında Türk Kooperatifçilik Cemiyeti kurulmuştur. 1935 yılında Tarım Kredi ve
Tarım Satış Kooperatifleri yasaları çıkarılmıştır. 1936 yılında Atatürk’ün bir
numaralı ortağı olduğu Tekir Tarım Kredi Kooperatifi kurulmuştur.
Kooperatifçiliğe yönelik her girişim Atatürk’ün önderliğinde, Atatürk’ün
direktifiyle başlatılmıştır.
SİYASETÇİLERİMİZİN NE DİLİNDE NE DE GÖNLÜNDE KOOPERATİFÇİLİK
YOK
Şimdi kooperatifçiliği sözcük olarak bile kullanmayan
siyasetçilerimiz var. Kooperatifçiliği sözcük olarak bile kullanmayan iktidar
ve muhalefet partilerindeki siyasetçilerimizden, kooperatiflerin bir bakanlıkta
toplanmasını, kooperatiflerin finansman ihtiyacının karşılanması için
Kooperatifler bankasının kurulmasını istemenin bir anlamı var mı bilemiyorum.
Ancak kooperatiflerin tüm iş ve işlemleri kooperatifler bakanlığında yürütülürse
ve bir de bankası olursa, ülkemizin kalkınmasına kırsal ve kentsel kesimde
birçok sorunun çözümlenmesine kooperatiflerin büyük katkısı olacağından
kimsenin kuşkusu olmasın.
Kooperatifler, ulusal ve evrensel barışı, dayanışma ve
demokrasiyi güçlendirir. Kooperatifçiliğin toplumun güçsüz kesimleri için umut
ışığı olabilmesi merkezi ve yerel yönetimlerin kooperatifleri desteklemesiyle
mümkündür. Ancak tüm sivil toplum örgütlerine olduğu gibi kooperatiflere de
kuşkuyla bakılıyor. Destek olması gerekenler köstek oluyor. Ancak sivil
toplumun güçlenmesi ile engeller kolayca aşılacak, güçlenen sivil toplum içinde
kooperatifler yerini alacaktır. Özellikle Avrupa Birliği ile görüşmelerin
ilerlemesi ile merkezi ve yerel yönetimler kooperatiflerin üstüne eskisi kadar
rahat gidemeyecekler, destek vermeseler de engel olamayacaklardır.
İnsan soyu yaşadıkça, işbirliği ve dayanışma olacak.
İşbirliği ve dayanışmanın olduğu ortamlarda da kooperatifçilik gelişip
güçlenecektir. Bugün kooperatiflere karşı çıkanlar köstek olanlar hep unutulup
gidecek, ama kooperatifçiliğe destek veren Atatürk’ün adı ve anısı hep yaşayacak,
önümüzü aydınlatacaktır.
Sayıları giderek azalan kooperatiflerde ayakta kalma
mücadelesi veren tüm kooperatifçilerimizin kooperatifçiler günü kutlu olsun...