Obasya Turizm
Geliştirme Kooperatifi olarak, TKDK’dan (Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme
Kurumu) aldığımızı hibe desteği ile Kırsal Konaklama tesisi Yuntdağı’nda
ülkemizde benzeri olmayan,
Zaman Geçidi Müzesi olarak da değerlendirdiğimiz Kırsal Konaklama Tesisinin
yapımını gerçekleştirdik. Proje yapımı ve inşaat aşamasında TKDK ve Tarım
ve Ormancılık Bakanlığı birimleri ile geliştirilen ilişki nedeniyle yeni
projeler yapma yeni kavramları tanıma ve yeni kurumları öğrenme fırsatı
bulduk.
Öğrendiğimiz yeni kavramlardan birisi “Ulusal Kırsal Ağ” oldu. Kırsal
kalkınma için yeni yaklaşımları daha çok tartışır olduk. Çalışmalar sırasında,
örnek uygulamaları yerinde görüp öğrenirken, Obasya projemizi de tanıtma
olanağı bulmuş olduk. Isparta’da hem gül üretimini hem de lavanta üretimini
yerinde gördük. Uzun bir yol ve değerli bir süreç olan kırsal kalkınmanın,
ulusal kırsal ağın bir halkası olduk.
Türkiye, Avrupa Birliği (AB)’ne uyum sürecinde kırsal kalkınma politikaları
ve uygulamalarında merkezi yaklaşım yerine yerel ölçekte katılımın üst düzeyde
tutulduğu bir anlayışı benimsemeye başlamıştır. Kırsalda değişim yerel topluluklardan
başlayacaktır. Kırsal alandaki paydaşlar kaynaklarını, sorunlarını ve
ihtiyaçlarını çok daha iyi analiz edebilmekte ve çözümleri de yine kendileri
belirleyebilmektedirler. Bu kapsamda, katılımcı bir anlayış geliştirilmesi
gereken kırsal kalkınma için yerel paydaşların becerileri, bilgileri ve
enerjileri önemli bir kaynaktır. Kırsal kalkınma politika ve uygulamalarında
iyi yönetişim kalkınmayı hızlandıran ve kolaylaştıran önemli bir faktördür. Bu
yaklaşıma uygun olarak ulusal kırsal ağın amacı yerel, bölgesel ve ulusal
kırsal kalkınma bağlarını yeniden daha güçlü kurmaktır. Bu sürecin içinde
olmanın kırsal kalkınmaya büyük yararlar sağlayacağını düşünüyorum.
Son Ulusal Kırsal Ağ buluşmamızı da Mardin’de yaptık. Mardin’de Masalcılar
buluşması da olunca iki etkinlik birlikte yürüdü. Kentimizi, kendimizi ve
projelerimizi Masal formunda sunduk. Benim için çok farklı bir deneyim oldu.
Masalı hem yaptım hem de anlattım Mardin’de hem de üç ayrı mekanda üç
kere.
Mardin’i çok sevdim yeniden gitmek isterim. Bir tur düzenlenirse mutlaka
katılırım. Mardin, Urfa, Diyarbakır gezisi ilginç olur.
Mardin Masalcılar Buluşması’nı güzel bir etkinlik. Kentin birçok yerinde,
birçok salonda masallar anlatılıyor. Etkinliğe Mardin Müzesi’nin büyük
bir emek verdiğini gördüm. Ülkenin dört bir yanından gelen masalcılar,
akademisyenler, yazarlarla, hem çocuklar hem de büyükler eğleniyor.
Aslında en çok biz büyüklere iyi geldi masallarla yeniden buluşmak.
Masallarla büyüyen bir neslin, masalları bilmeyen çocuklara masallarımızı
öğretmeliyiz. Şimdiki nesli maalesef tablet oyunlara kaptırdık, kaptırıyoruz.
Keşke çocuklarımıza onları besleyecek şeyler verebilseydik dememek için kendi kültürümüzün
muhteşem mirası bizim onlara verebileceğimiz en güzel hediye olduğunu
hatırlatıyor bu buluşma.
Masalcılar Buluşmasının açılışında, sahnede bir Süryani, bir Kürt, bir
Arap, bir Ermeni ve bir Türk masalcı vardı. Kendi dillerinden masallarını anlattılar.
Hepsi de alkışlandı. Mardin’de hoşgörü ve sevgi vardı. Misafirperverliğin en
güzeline tanık olduk. Yeni tanıştığımız insanlar bizi evlerine çay içmeye davet
ediyorlardı.
Biz Mardin’de Masalcılar Buluşması için yapılan dayanışmaya tanık olurken,
Manisa’da Kitap Fuarında çekişme yaşandığını öğrendik. Kitapla buluşma
desteklenmeli. Kitapla buluşma kolaylaştırılmalı. Sevgiyi ve bilgiyi paylaşarak
büyütmek için önce hoşgörü gerek…
Gülümseme ve hoşgörü yeni dostlukların yolunu açar. Gerginlikleri değil,
sevgiyi büyütelim. Kentimizde buna çok ihtiyacımız var…