Hukuk adalet duygusudur.
Hukukun olmadığı yerde, Cumhuriyet demokrasi ile taçlandırılamaz.
Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız.
Güzel bir söz, ancak bunu nasıl başaracağız?
Demokrasi üçayak üzerinde güçlenir.
Bu ayaklar: Yasama, Yürütme ve Yargı bağımsızlığıdır.
Bunların birisindeki rahatsızlık demokrasiyi topallatır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin her yurttaşı burada yazdıklarımı bilir ve her aklı başındaki yurttaş bunları onaylar.
Anayasanın 2. maddesinde; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmü düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti anayasamıza göre bir hukuk devletidir.
Hukuk adalet duygusudur.
Hukukun olmadığı yerde, ne Cumhuriyetten ne de çağdaş demokrasiden söz edilir.
Buraya kadar yazdıklarımın sanırım tartışılacak bir yanı yok.
Bunlar yasalarla güvence alıntına alınmış, genel kabul görmüş metinlerdir.
Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. Tüm kişi ve kurumları bağlar. Bir mahkeme kararının yerine getirilmemesi adil yargılanma hakkının bir alt ilkesi olan mahkemeye erişim hakkının da ihlalini oluşturmaktadır. AYM’nin bir kararının yerine getirilmemesi de mahkemeye erişim hakkının ihlali anlamına gelmektedir. Bu hak her bir uyuşmazlığı mahkeme önüne götürme hem de mahkemelerce verilen kararların uygulanmasını isteme hakkını kapsamaktadır. Uygulanmayan bir karar yargılamayı da anlamsız hale getirecektir. Bu hak kapsamında devlet, yargı kararlarının zamanında yerine getirilmesini sağlayarak kişiler aleyhine oluşabilecek hak kayıplarını engellemek ve bu yolla kişilerin hukuk sistemine olan güven ve saygılarını korumakla yükümlüdür. Bunun tartışılacak bir yanı yok. Mahkeme kararlarının uygulanmaması, Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir, görüşünü anlayışını ve hükmünü yaralar.
İki yanlış bir doğru etmez. Anayasa Mahkemesi Üyesinin “Anayasa Mahkemesinin ışıkları yanıyor.” demesi yanlıştır. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması da yanlıştır. Birisi kişisel diğeri kurumsal yanlıştır.
Yapılması gereken, Anayasa Mahkemesinin kararlarına uymak, Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir hükmünün gereğini yapmaktır…
Anayasa, üzerinde uzlaştığımız, kabul etmek zorunda olduğumuz temel metindir. Beğensek de beğenmesek de başta, yürütme ve yasama olmak her kurumu ve her kişiyi bağlar.
Cumhuriyetin temel kurumları yıpratılmamalıdır. Başka Anayasa olmak üzere tüm yasalara uyulmalıdır.
Basın özgür olmalıdır demeden bu yazı noktalanamazdı.
Türkiye Cumhuriyetine, temel hak ve özgürlüklere sahip çıkacağız. Milli birlik ve bütünlüğümüzü koruyacağız. Ve hiçbir zaman umutsuz olmayacağız.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına umutsuz olmak yakışmaz.
Haydi hep birlikte Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak için var gücümüzle çalışalım.