28 Ekim 2020 Çarşamba

CUMHURİYET FAZİLETTİR

Cumhuriyet haftasında Cumhuriyet konuşulur, Cumhuriyet yazılır elbet.

Evler sokaklar caddelere bayrağımız asılır. Her taraf gelincik tarlasına döner, bayrağımız dalgalanır. Cumhuriyet Bayramı görkemli biçimde kutlanır. Kutlanmalıdır.

 

Mustafa Kemal Atatürk; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyor. Hangi dediği doğru çıkmadı ki, Cumhuriyette ilelebet yaşayacaktır elbet.

Cumhuriyetin niteliğini değiştirme ve Atatürk’ü unutturma hayalleri abesle iştigalden başka bir şey değildir. Bu güzel ülkenin, değişmeyen ve kolay kolay da değişmeyecek olan gerçeği Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusunun, Mustafa Kemal Atatürk olduğu ve sevgisinin gönüllerde hep yaşayacağı gerçeğidir. Bu ülkenin her yurttaşı bunu böyle bilir. Ata'sına ve kurduğu Cumhuriyete kanı ve canı pahasına sahip çıkar. Cumhuriyetin niteliğini değiştirme ve Atatürk’ü unutturma hayalleri abesle iştigalden başka bir şey değildir. İşimiz Cumhuriyeti unutmak ya da unutturmak değil, işimiz Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmaktır.

 

Atatürk'ün önderliğinde kurulan Cumhuriyeti koruyup kollamak ve güçlendirmek ancak Atatürk'ün gösterdiği, bilimin aydınlattığı uygarlık yolunda ilerlemekle olur.

Cumhuriyetimizi korumak ve güçlendirmek bu güzel ülkenin yurttaşları olarak hepimizin ertelenmez öncelikli görevidir. Bu görevimizi yaparken mazeret üretme hakkımız yok. Mazeret üretmeyip marifet göstereceğiz. Marifet göstermeye örnek mi istiyorsunuz? İşte örnek; Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk, ülkenin kurtuluş mücadelesini başlatmak amacıyla 1919 yılında Samsun’a çıktığında elinde hiçbir maddi güç yoktu. Sadece, ülkeyi kurtarmaktan ve halka güvenmekten başka bir seçeneğinin olmadığını biliyordu. Kalkışılan iş kolay değildi. Köhnemiş, parçalanmış, paylaşılmak istenen bir imparatorluktan genç bir Cumhuriyet kurulacaktı. Tüm ulusları şaşırtan, benzer kaderi paylaşanlar tarafından örnek alınan muhteşem bir destan yazıldı. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet kuruldu.  Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu bilemezsek nasıl korunacağını da bilemeyiz.

 

29 Ekim 1923’de Cumhuriyet’in ilan edilmesinin ardından, köklü değişiklikler yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş ve lâik bir devlet olabilmesi için gereken bütün adımlar Atatürk’ün önderliğinde hızla atılmış, toplumsal ve siyasal alanda yapılan devrimlerle Türkiye Cumhuriyeti özgür ve saygın bir ülke haline gelmiştir. Hiçbir kimse ve topluluğa ayrıcalık tanınmayan, eğitim, sağlık ve sosyal alanlarda yapılan devrimler ile halkımızın refah ve huzur içerisinde yaşaması cumhuriyetimizin değişmeyecek olan temel hedefidir. 

 

Türkiye Cumhuriyeti devletimizin ebedi varlığı ve birliği adına ülke gelişimine katkıda bulunmak için vatanımızı çok sevmeli, düşmanca yaklaşımlarda bulunan iç ve dış güçlere karşı her zaman uyanık olmalıyız. Bizlere tevdi edilen görevleri layıkıyla eksiksiz bir şekilde yapmalı, ülke menfaatlerini kendi menfaatlerimizin üzerinde tutmalıyız. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyete sahip çıkıp, demokrasiden asla ödün vermeden, milli birlik ve bütünlüğümüzden hiçbir zaman ayrılmamalıyız. Çocuklarımıza Atatürk'ü ve kurduğu Cumhuriyeti öğretmeye devam etmeliyiz. Evlerimizi, işyerlerimizi şanlı bayrağımızla süslemeliyiz.

 

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Bu güzel ülkeye iki büyük değerimiz Atatürk ve Cumhuriyet çok yakışıyor. Kıymetini bilelim. Ne Atatürk’ten ne de kurduğu Cumhuriyetten vazgeçeriz.

 


 

Hiç yorum yok:

 
back to top