7 Mayıs 2019 Salı

GERMEYİN GERİLMEYİN

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi 23 Haziran’da yeniden yapılacak. Seçim iki aday arasında geçecek bu belli. İki aday çevresinde kümelenmeler olacak. Bazı partiler iki adaydan birisi lehine adaylarını geri çekecek. Belki kapalı kapılar ardında pazarlıklar da yapılacak. Seçimler kırgınlıkları çoğaltıyor. Oysa seçimleri, kavganın büyümesi için değil, barışın ve demokrasinin güçlenmesi için değerlendirmeliyiz.  Sevgiyi hoşgörüyü öne çıkarmalıyız. 

Kin ve nefret insan yüreğine yüktür. Yüreğinizden kin ve nefreti attığınızda yerini sevgi doldurur. Sevginin zorluğu falan yok. Sevmeye niyet edin yeter. Çünkü arkası gelir. Sevgiyi derinlemesine yaşamak, sevgiyi evrensel bir değer olarak algılayıp, yaşam biçimine dönüştürmek, bir başlayın hele ne kadar kolay olacak göreceksiniz. Bunu bayramda ve hemen sonrasında yapmak sanırım hiç de zor olmaz.
Sevmek dünyanın en güzel ve en kolay işidir. Peki, niye doyasıya sevmiyoruz? Bizi büyütenler ve yönetenler sürekli kavga ediyorlar, kavgayı yaşam biçimi haline getiriyorlar, hatta kavgayı kutsuyorlar korku kültürünü büyütüyorlar da ondan. Bence germeyenler gerilmeyenler kazanacak. Çünkü toplum gerginlik istemiyor. Gerginliğin topluma zarar verdiğini görüyor. 
Sevgi kültürünü, korku kültürünün yerine koyamamışız. Kural dışı her şey için bir ceza konulması ve uygulanması, hoşgörüye yer bırakılmaması, yöneticilerin asık suratlı olması, annenin babanın çocuklarına sert görünmek için çaba harcaması, eşlerin birbirine, öğretmenin öğrencisine, amirin memuruna şiddet uygulaması hep korku kültüründen kaynaklanıyor. Ancak, korkutmanın da çözüm getirmediği, sürdürülmesinin mümkün olmadığı da biliniyor.  İnsan, toplumun koyduğu kurallara, inandığı ve saygı duyup sevdiği için uymalı, verilecek cezadan korktuğu için değil. Kırmızı ışıkta sadece polis olduğu zaman değil, hiç kimsenin olmadığı zaman da durmalı. Yola tükürmemeyi, toplu bulunulan yerlerde sigara içmemeyi,  ayıplanmaktan korktuğu için değil,  insanları sevdiği için yapmalı.
En büyük evrensel değer, sevgi ve gelişim için çalışmaktır. Hem seveceksin, hem de gelişmeye gücünün yettiğince katkıda bulunacaksın. Hem seven, hem de toplumsal gelişmeye gücünün yettiğince katkıda bulunan insanlar çoğaldıkça, dünya daha yaşanası, insanlar daha mutlu ve gelecekten umutlu olacaktır.
Bayramlar sevginin yeşerip boy vermesi için yeni fırsatlar yaratıyor. Bayram havası, sürekli olur ve bayram coşkusu içinde bir İstanbul Büyükşehir Başkanı seçim ortamı yaratabilirsek, bunun toplumsal barışa büyük katkısı olacaktır.
Sevgi ve gelişim iki evrensel değer. Bu değerleri yücelten kendisi de yücelir. Bu değerleri yücelten hem sevilir hem de gelişir. Sevmek üzerine birazcık kafa yorsak ve insanları sevmeye çalışsak ne kaybederiz ki. Sevgiyi düşünmek için, bayramları beklemeyin. Sevgiyi soluk almak gibi, su içmek gibi, sürekli yaşayalım.
Süresiz sınırsız koşulsuz sevgiler diliyorum. Kin ve nefreti atın yüreğinizden, yüreğiniz sevgiyle dolsun. Bırakın, sizi, evinizi, mahallenizi, kentinizi, ülkenizi ve de dünyayı sevgi yönetsin...




Hiç yorum yok:

 
back to top