Annemiz babamız, onlardan gelen genlerimiz, onlardan
aldığımız eğitim çok önemli biliyorum.
Ancak öğretmenlerimizden aldıklarımız da
en az onlar kadar önemli. Öğretmenlerimin benim yaşamım, başarılarım, dünyaya
bakışım ve duruşum üzerindeki önemini şimdi daha derinden anlıyor ve biliyorum.
Benim ilkokul öğretmenlerimden Hasan Ali Eren,
ilkokulu bitirdiğimde beni, Akhisar’ın Büknüş köyünden alıp, Balıkesir’e
Astsubay hazırlama ortaokulunun giriş sınavına götürmüştü. Sınavı kazandığımda
da, diğer öğretmenim Orhan Seyfi Temel İzmir’e sağlık muayenesine
götürdü. İki öğretmenimde benimle yakından ilgilendiler, yoksul bir köylü
ailesinin çocuğunun okuması için çaba gösterdiler. Onlar olmasaydı, benim de
babam gibi çoban olmaktan başka seçeneğim kalmayacaktı.
Benim öğretmenlerim, dersler bittiğinde, köyden
ayrılmazlardı. Benim öğretmenlerim sadece okuldaki öğrencilerin değil,
köylülerin de öğretmeniydiler. Köylülerimin her türlü sorunlarının çözümüne
yardımcı olurlardı. Taşımalı eğitime karşı çıkışımın temel nedeni bu.
Öğretmenin köyle ilgisi kesilmemeliydi.
Köyde okul ve öğretmen, aydınlığın ve Cumhuriyetin
simgesiydiler. Köylerde taşımalı eğitim başladıktan sonra, köylerde
öğrencisi olmayan, kapısı penceresi kırılmış okullar görünce, ne kadar
üzüldüğümü anlatamam. Köyün, dünya ile bağları kesilmiş, ışığı karartılmış gibi
bir duyguya kapıldım. Taşımalı eğitim nedeniyle işlevsiz kalan okullara acilen
yeni işlevler kazandırılmalı diye düşünüyorum. Terkedilen okul binaları
korunmalı oralarda halk eğitim çalışmaları yapılmalı kurslar açılmalı.
Köylerimizdeki terk edilmiş okullar, unutulmuşluğun, terk edilmişliğin
acıtan simgesi gibi duruyorlar köylerde.
Başarılarımı ilkokul öğretmenlerime borçlu olduğumu
bilerek inanarak yürekten söylüyorum. Öğretmenlerim bana düşünmeyi öğrettiler.
Öğretmenlerim bana ezberi değil, öğrenmeyi öğrettiler. Öğretmenlerim benim
özgüvenimi güçlendirdiler.
1958 yılında 13 yaşındayken, Akhisar’ın Büknüş
köyünden Konya’da bulunan Astsubay Hazırlama Orta Okulu’na tek başıma kendim
gitmiştim. Çocuklarımızın özgüvenini güçlendirmek için onlara kendi başlarına
iş kotarma fırsatı vermeliyiz.
Öğretmenlerim, işleri nedeniyle ya da maaşlarını almak
için Akhisar’a gittiklerinde, bir günlüğüne benim ders vermemi isterlerdi. Ben
ilkokul beşinci sınıf öğrencisi olarak, birinci, ikinci, üçüncü sınıfların
derslerine girerdim. Bana öğretmenlerimin duyduğu bu güven, özgüvenimin
güçlenmesini sağladı. Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğretmenlerimden
öğrenmek benim için, hayatıma yön veren en büyük kazanım oldu.
Öğretmenlerimin yönlendirmesiyle, bulduğum her kitabı
okumaya başladım. Bunu fark eden öğretmenlerim bana yeni kitaplar getirmeye
başladılar. Çocuklarımızın kitap okumalarını sağlamalıyız. Kitap okumalarını
alışkanlık haline getirmelerine yardımcı olmalıyız. Köy Enstitüleri’nde
yetişen, öğretmenler gerçekten çok farklıydı. Mustafa Kemal’in aydınlık yüzlü
olan o Cumhuriyet öğretmenlerini çok özlüyorum.
Köylerimizde okullarımızı Cumhuriyetimizin simgelerini
yeni işlevler yükleyerek yaşatalım.
Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder