20 Mart 2015 Cuma

GERİLİM BAĞIMLILIK YAPAR

Aman, gerilimden uzak durun, çünkü uyuşturucu gibi bağımlılık yapar.

Geri toplumlarda, gerilim yaratmak, bilinen en kolay günü kurtarma ve ayakta kalma şeklidir.

Gerilim oluşturan da gerilime karşı duran da ayakta kalır. Gerilim insanları diri tutar.

Gerilim iyidir ayakta tutarda, üretimin, hizmetin ve dayanışmanın önünü tıkar.
Oysa uzlaşma, üretimin yolunu açar. Arzulanan da bu değil midir zaten.
Emek verilirse uzlaşma da olur, huzur da olur hizmette olur.

Uzlaşma hem kolay hem zordur. Bilgi, birikim ve iyi niyet yoksa uzlaşma da olmaz.

Bilgili birikimli insanlarla olursan uzlaşma, cahil insanlarla olursan bozuşma  olduğu hep görülmüştür.

Gerilimin en kötü yanı alışkanlık ve bağımlılık yapmasıdır. Şimdi bir bakalım, Nerelerde gerilim yaşıyoruz? Ailede yaşıyoruz sonu ayrılık oluyor. Apartmanda yaşıyoruz sonu dargınlık ve kavga oluyor. Genel kurullarda yaşıyoruz hizmet engelleniyor. Meclislerde yaşıyoruz. Hem belediye meclislerinde, hem de TBMM`de yaşıyoruz. Hizmetin yolu kapanıyor.

Germeyen gerilmeyen toplumlar huzurlu oluyor. Huzurlu toplumlar gelişiyor. Demokrasi, çok sesliliğin uyumudur.  Demokrasi, çok sesli müzik gibidir. Çok sesli müzik gibi, demokrasiyi sevmek de belli bir kültür gerektirir.

Ortak akıl, uygulaması kolay olandır da, demokrasi kültürünün olmadığı ortamlarda ulaşılması zordur.

Ortak akıla ulaşmakta emek gerektirir. Yapılacak iş kentin ortak aklını ortaya koyabilmektir.

Yaşadığım kentte,17 ilçenin belediye başkanlarının Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte güzel bir ortamda akşam yemeğinde birlikte olduklarını düşünüyorum. Yüzlerinin güldüğünü görmek istiyorum. Barış kardeşlik dayanışma mesajlarının verildiğini okumak istiyorum gazetelerde. Olmaz mı? Olur elbet. Olmalı da. Belli aralıklarla yemekli toplantılarda bir araya gelmeli kentin yöneticileri. Manisa'nın sorunlarının ve çözüm yollarının konuşulacağı bir çalıştay düzenlendiğini bunun güzel bir otelde yapıldığını düşünün. Bilim adamları, sanatçılar ve köşe yazarlarının da davet edildiği bir hafta sonu toplantısı. Katılanlar arasında, sıcak dostlukların kurulması kolaylaşır.

Büyükşehir Belediye Başkanı, önceki belediye başkanlarıyla buluşmalı belli aralıklarla. Karşılıklı ziyaretler olmalı. Anılar ve umutlar paylaşılmalı. Bunlar yapıldığında, nasıl bir sinerji yarattığını hep birlikte görürüz. "Herşey daha mutlu insanlar, dostluk, dayanışma ve daha güzel bir yaşam çevresi için" denilmeli.  Elele verilmeli. Denemek gerekmez mi?

Eğer amaç ortamı germekse, kendinizi haklı gösterecek yüzlerce neden bulabilirsiniz.

Ancak iyi bilmeliyiz ki, kentte yapılan kavganın ne kente yararı, ne de kazananı olur. Gerilimler karanlığa, uzlaşmalar aydınlığa götürür.

Meclis salonu, futbol sahası olsaydı gol atan gibi laf çakan da alkışlanırdı. Meclis salonu ne futbol sahası, ne de meclis üyeleri futbolcudur. Meclis üyeleri, laf çakınca değil, güzel kararlar üretince görevini yapmış olur. Meclis salonuna gelen misafirler, katılımcı değil, izleyici olurlar. Ve mutlaka ayrı bir bölümde otururlar...

Uzlaşın kentimiz  kazansın
Uzlaşın uzlaşanlar tarihe geçsin.
Kavga edersen şimdi konuşulursun ama sonra unutulur gidersin.
Hizmet edersen gönüllerde yaşarsın.

Kavgayla değil, ürettiğimiz kararlarla ve verdiğimiz hizmetlerle haber olalım. Manisa olarak, yatırımlarla öne çıkalım.
Öfke, hamura konulmuş maya gibidir. Ayarı kaçarsa çok kabartır ve hamuru ekşitir.  Herşey maya gibi tadında ve kararında olmalı.

Kin, nefret ve öfke, yüreğimize yüktür.
Kin, nefret ve öfkeyi atalım yüreklerimizden, göreceksiniz sevgiye daha çok yer açılacaktır.

Susmak en güzel yanıttır bazen. Kazanan olur çoğunlukla susmayı bilen. 

                                                

  

Hiç yorum yok:

 
back to top