Yeni Kooperatifimiz CEMRE KONUT

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatifinin imzaları atıldı

CEMRE KONUT / LALE KULE

1+1 Küçük Konut, Büyük Rahatlık

CEMRE KONUT / LALE KULE

S.S. CEMRE Konut Yapı Kooperatif toplantısından görüntüler

CEMRE KONUT / LALE KULE

Hedef Kilitlendi

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

SİMGE KONUT

1+1 Küçük Konut, Çeyrek Altın, Akıllı Yatırım

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Mekanda yolculuk sağlayan bir kültür ve turizm projesidir

S.S. OBASYA TURİZM GELİŞTİRME KOOPERATİFİ

Üye Kayıtlarımız Başlamıştır

OBASYA Projesi Yuntdağlarında kurulacaktır.

25 Ekim 2018 Perşembe

KOOPERATİF KARDEŞLİĞİ


“Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim Sevilelim / Dünya kimseye kalmaz” demiş Yunus Emre. Bizde, buluştuk tanış olduk.
Görüştük bilgilerimizi birikimlerimizi paylaşarak, işi kolay kıldık. Sevdik sevildik, kooperatiflerimizi kardeş kooperatif yaptık. 

Ulusal Kırsal Ağ (UKA) projesi kapsamında “GÜLANTA (Gül-Lavanta) Farkındalık Atölyesi” çalışmasında bir araya gelen, Isparta Güney Kent Beldesindeki Gülderen ve Manisa Yunusemre İlçesindeki Obasya Kooperatifleri başkanları, Güneykent Belediye ve Gülderen Kooperatifi Başkanı Fahrettin Gözgün ve Obasya Kooperatif Başkanı Mustafa Pala bir araya gelerek, kooperatiflerinin kardeşliğini duyurdular. Ulusal Kırsal Ağ içinde olmaktan ve kendi aralarında kardeş kooperatif uygulaması başlatmaktan duydukları mutluluğu belirterek “Bizi birleştiren sadece kooperatifçi olmamız değildir. Güney Kent Beldesi ve Manisa Yunusemre İlçesi'nde büyük ozan, halk bilgesi Yunus Emre ile olan ortak tarihi ve kültürel bağlarımızdır dediler. 

UKA; Kırsal kalkınma programlarında belirlenen hedefleri desteklemek amacıyla, uygulamada yer alan tüm paydaşlar arasında bilgi ve tecrübe paylaşımını sağlayan ve birlikte öğrenmeyi kolaylaştıran bir yapıdır. İlgili tüm kamu kurumları, odalar, üniversiteler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, çiftçiler ve kırsal girişimciler UKA’nın paydaşlarıdır. Tüm Paydaşlar Ulusal Kırsal çalışmaları kapsamında bir araya sevgiyi ve bilgiyi paylaşarak büyütüyorlar.

UKA projesi faaliyetlerinden birisi de kısa tedarik zincirine yönelik tematik grupların kurulmasıdır. Bu kapsamda Isparta ili taşıdığı potansiyel nedeniyle Gül ve Lavanta ürünlerine yönelik kısa tedarik zinciri için pilot alan olarak belirlenmiştir. Kırsal Turizmin farklı ve öncü bir örneği olan Obasya’da da kırsal tedarik zincirinin içinde olmak için, üretimleri olan kooperatiflerle ortak çalışmalar yapma konusundaki girişimler sürdürülmektedir. Örneğin, Gülderen kadın kooperatifinin ürünleri Obasya’da  pazarlanarak, kısa tedarik zincirinin güçlenmesine katkı sağlanacaktır.

İlgili kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyon eksikliğinin giderilmesi için, UKA paydaşları öncelikle kendi aralarındaki koordinasyon ve işbirliğini güçlendirip, ortaklaşa çalışmalar başlatıp sürdüreceklerdir. 

Ülkemizde birçok ilde lavanta tarımı ve uçucu yağ üretimi üzerine çalışmalar başlatılmıştır. Lavanta yetiştiriciliği yapılan illerden gelen katılımcılar arasında UKA ile farkındalık yaratılacak ve kendi aralarında bir ağ kurulması teşvik edilerek tematik bir grup kurulmasına yönelik ilk adımlar atılacaktır. Bu nedenle, Gülderen Kadın Kooperatifi ve Obasya Turizm Geliştirme kooperatifi arasında başlatılan kooperatif kardeşliği başlatılması önemsenmelidir.

UKA ile IPARD Programı kapsamında desteklenen tıbbi aromatik bitkiler için Gül ve lavanta ürünleri üreten işletmelerin iyi uygulama örneği olarak tanıtılması, Kısa tedarik zincirine yönelik gül ve lavantadan katma değerli ürünler üretilmesi ve doğrudan tüketiciye satabilmeleri için gerçek ihtiyaçlarının ortaya çıkarılması, paydaşlar arasında dayanışma ve işbirliğinin artırılması yönündeki çalışmalar sürdürülecektir.

Obasya Kırsal Tedarik Zinciri içinde yer alarak, üretici ve tüketicileri Obasya’da buluşturacaktır.

Atatürk “Kooperatif yapmak maddi ve manevi güçleri zekâ ve maharetleri birleşmektir” diyor. Bizde kooperatiflerde bir araya gelerek, tarım ve kırsal kalkınmayı geliştirmek Ulusal Kırsal Ağı güçlendirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.



22 Ekim 2018 Pazartesi

EŞGÜDÜM

Sözcük anlamıyla eşgüdüm demek olan koordinasyon,

bir organizasyondaki madde ve insan kaynaklarının, bilgi ve becerilerin birleştirilmesi ve bu yolla amaçlarının gerçekleştirilmesi için yapılan faaliyetleri içine alır. Faaliyetler ve faaliyet grupları ile amaçlar ve araçlar arasında uyum sağlama çabasıdır.

Neden eşgüdüm üzerine yazma ihtiyacı duydum onu belirteyim önce: Birçok kurumda kuruluşta koordinasyon yok. Bakanlıklar arasında koordinasyon yok. Olmadığına ilişkin yüzlerce örnek yazabilirim. Hatta aynı bakanlık içindeki birimlerle koordinasyon yok. Belediyeler arasında koordinasyon yok.

Yaşadığım bir örneği paylaşayım burada: AB Ülkemize İPARD aracılığı ile dağıtılmak üzere hibe veriyor. Bu hibeleri proje hazırlayarak TKDK üzerinden kullanıyoruz. Yapılan çağrılarda hobi bahçeleri içinde hibe verileceği belirtiliyor. Ancak ülkemizde hobi bahçelerinin mevzuatı olmadığı için uygulama yapılamıyor. Aynı bakanlık içinde çözüm üretilebilecekten üretilmiyor çünkü koordinasyon yok. Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığı ile kooperatiflere hibe veriliyor, ancak Turizm işleriyle ilgili bakanlık kooperatiflere turizm belgesi vermiyorum diyor. Çünkü koordinasyon yok…

Kooperatiflerle ilgili üç bakanlık var: Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu bakanlıklar arasında da koordinasyon yok. Bence hemen bir koordinasyon bakanlığına ya da koordinasyondan sorumlu bir cumhurbaşkanı yardımcılığı oluşturulmalı.

Ticaret Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Üretim Kooperatiflerinin kurulması çoğalması, elektrik üretiminde etkin olması için yoğun bir çabanın içinde, peki bundan diğer bakanlıkların, valiliklerin, kaymakamlıkların ve belediyelerin bilgisi var mı, ne yapacaklarını biliyorlar mı, kesinlikle bilgileri yok.

Tarım Bakanlığı Kooperatiflerle ilgili çalışmalar yapıyor. Kooperatiflere destek veriyor. Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi Tarım Bakanlığına bağlı olan TKDK aracılığı ile hibe kullanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Ulusal Kırsal Ağ oluşturarak, kırsalın çözümüne katkıda bulunmaya çalışıyor. Ancak bu çalışmalardan belediyelerin bilgisi olmadığı için, Ulusal Kırsal Ağın oluşumuna katkıda bulunmuyor. Koordinasyon yapması gereken kurum ve kuruluşlar dayanışma yapması gerekirken birbirleriyle yarışma yapıyor.

Koordinasyon olduğunda, yapılan çalışmalardan hızla sonuç alınabiliyor. Örneğin “UNESCO Dünya Kültür Miras Listesinde yer alan Divriği Ulu Cami’nin uzun yıllar sürüncemede kalan restorasyonu konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sivas Valiliği ve Cumhuriyet Üniversitesi arasında 3’lü koordinasyon oluşturuldu.” Haberinden, üç kuruluşun ortak bir faaliyet yürütmek, bu faaliyet sürecinde sürekli birbirleriyle iletişim halinde olmak ve görev paylaşımında bulunmak üzere bir araya geldiklerini anlıyoruz. Bu tür koordinasyonlar işi kolaylaştırıyor.

“Gelin tanış olalım. İşi kolay kılalım.” Diyor Koca Yunus.
Gelin tanış olalım. İşi kolay kılmak için koordinasyon yapalım. Zaman ve kaynak israfını önleyelim. Hızla sonuç alalım. Koordinasyon yoksa başarı yok.  Organize olalım, koordinasyon yapalım beyler…



MARDİN


Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi olarak, TKDK’dan (Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu) aldığımızı hibe desteği ile Kırsal Konaklama tesisi Yuntdağı’nda ülkemizde benzeri olmayan,
Zaman Geçidi Müzesi olarak da değerlendirdiğimiz Kırsal Konaklama Tesisinin yapımını gerçekleştirdik. Proje yapımı ve inşaat aşamasında TKDK ve Tarım ve Ormancılık Bakanlığı birimleri ile geliştirilen ilişki nedeniyle yeni projeler yapma yeni kavramları tanıma ve yeni kurumları öğrenme fırsatı bulduk. 
Öğrendiğimiz yeni kavramlardan birisi “Ulusal Kırsal Ağ” oldu. Kırsal kalkınma için yeni yaklaşımları daha çok tartışır olduk. Çalışmalar sırasında, örnek uygulamaları yerinde görüp öğrenirken, Obasya projemizi de tanıtma olanağı bulmuş olduk. Isparta’da hem gül üretimini hem de lavanta üretimini yerinde gördük. Uzun bir yol ve değerli bir süreç olan kırsal kalkınmanın, ulusal kırsal ağın  bir halkası olduk. 

Türkiye, Avrupa Birliği (AB)’ne uyum sürecinde kırsal kalkınma politikaları ve uygulamalarında merkezi yaklaşım yerine yerel ölçekte katılımın üst düzeyde tutulduğu bir anlayışı benimsemeye başlamıştır. Kırsalda değişim yerel topluluklardan başlayacaktır. Kırsal alandaki paydaşlar kaynaklarını, sorunlarını ve ihtiyaçlarını çok daha iyi analiz edebilmekte ve çözümleri de yine kendileri belirleyebilmektedirler. Bu kapsamda, katılımcı bir anlayış geliştirilmesi gereken kırsal kalkınma için yerel paydaşların becerileri, bilgileri ve enerjileri önemli bir kaynaktır. Kırsal kalkınma politika ve uygulamalarında iyi yönetişim kalkınmayı hızlandıran ve kolaylaştıran önemli bir faktördür. Bu yaklaşıma uygun olarak ulusal kırsal ağın amacı yerel, bölgesel ve ulusal kırsal kalkınma bağlarını yeniden daha güçlü kurmaktır. Bu sürecin içinde olmanın kırsal kalkınmaya büyük yararlar sağlayacağını düşünüyorum.
Son Ulusal Kırsal Ağ buluşmamızı da Mardin’de yaptık. Mardin’de Masalcılar buluşması da olunca iki etkinlik birlikte yürüdü. Kentimizi, kendimizi ve projelerimizi Masal formunda sunduk. Benim için çok farklı bir deneyim oldu. Masalı hem yaptım hem de anlattım Mardin’de hem de  üç ayrı mekanda üç kere. 
Mardin’i çok sevdim yeniden gitmek isterim. Bir tur düzenlenirse mutlaka katılırım. Mardin, Urfa, Diyarbakır gezisi ilginç olur. 
Mardin Masalcılar Buluşması’nı güzel bir etkinlik. Kentin birçok yerinde, birçok salonda masallar anlatılıyor.  Etkinliğe Mardin Müzesi’nin büyük bir emek verdiğini gördüm. Ülkenin dört bir yanından gelen masalcılar, akademisyenler, yazarlarla, hem çocuklar hem de büyükler eğleniyor.
Aslında en çok biz büyüklere iyi geldi masallarla yeniden buluşmak. Masallarla büyüyen bir neslin, masalları bilmeyen çocuklara masallarımızı öğretmeliyiz. Şimdiki nesli maalesef tablet oyunlara kaptırdık, kaptırıyoruz. Keşke çocuklarımıza onları besleyecek şeyler verebilseydik dememek için kendi kültürümüzün muhteşem mirası bizim onlara verebileceğimiz en güzel hediye olduğunu hatırlatıyor bu buluşma.
Masalcılar Buluşmasının açılışında, sahnede bir Süryani, bir Kürt, bir Arap, bir Ermeni ve bir Türk masalcı vardı. Kendi dillerinden masallarını anlattılar. Hepsi de alkışlandı. Mardin’de hoşgörü ve sevgi vardı. Misafirperverliğin en güzeline tanık olduk. Yeni tanıştığımız insanlar bizi evlerine çay içmeye davet ediyorlardı. 
Biz Mardin’de Masalcılar Buluşması için yapılan dayanışmaya tanık olurken, Manisa’da Kitap Fuarında çekişme yaşandığını öğrendik. Kitapla buluşma desteklenmeli. Kitapla buluşma kolaylaştırılmalı. Sevgiyi ve bilgiyi paylaşarak büyütmek için önce hoşgörü gerek…
Gülümseme ve hoşgörü yeni dostlukların yolunu açar. Gerginlikleri değil, sevgiyi büyütelim. Kentimizde buna çok ihtiyacımız var…


 

KENT İÇİ ULAŞIMDA SKYWAY


Manisa’da Organize Sanayi Bölgesi ve kent arasında, kent içi ulaşımda yaşadığımız sorunlar artarak devam ediyor. Bu nedenle kent içi ulaşım sorununa köklü bir çözüm bulmak gerekiyor.
Köklü çözüm, toplu taşımadır. Ankara, İstanbul, İzmir ulaşım sorununu toplu taşımayla, metro ile çözmeye çalışıyor. Manisa için çözüm SKYWAY olacaktır.

MANİSA’ya baktığımızda, metronun uygun olmadığı görülüyor. Tarihi kentimizin altındaki kalıntılar, kazma işini zorlaştırabilir. Ayrıca metro yatırımı pahalı bir yatırım. Yolların bir bölümüne ray döşenmesi de, yolların darlığı nedeniyle mümkün görülmüyor. Geriye kalan tek seçenek de “Skyway” Çift yönlü yolların ortasına konulacak direkler üzenine döşenecek raylar üzerinde çalışacak araçlarla toplu taşıma işlemi yapılabilir. “Skyway”le  yapılacak toplu  ulaşım mevcut yolların yükünü çoğaltmayacağından, ulaşım konusuna köklü ve kalıcı bir çözüm getirilmiş olur.

Yeni çevre yolu, alt ve üst geçişlerle düzenlenen İzmir- İstanbul yonun da yükünü büyük ölçüde azaltmış bulunuyor. 

Skyway sistemi sanayicilere büyük rahatlama getireceğinden, finansmanına sanayicilerin katkısı sağlanabilir. Hatta Skyway tümüyle yap-işlet-devret modeliyle yaptırılabilir.

Manisa “Skyway”i tartışma gündemine almalı. Bu konuda bilgi edinilmeli. “Skyway” Manisa Büyükşehir Belediyesinin gündeminde de olmalı. “Skyway”i öncelikle sanayiciler tartışmaya başlamalı. Bu konuda OSB’de bir birim oluşturulabilir ya da birkaç mühendis görevlendirilebilir.  Konuya ilgi duyanlar olursa, Skyway’i anlatmak üzere firmadan yetkililer Manisa’ya gelebilir.

Bence Manisa ile OSB arasında işçi taşımada tek çözüm SKYWAY.
Manisa’da “Skyway” olur mu? Bal gibi olur. Manisa’da kent içi ulaşım sorununu “Skyway” çözer mi? Bal gibi çözer.  “Skyway”in Manisa için uygulanabilir bir proje olabileceğini ilgililere anlatmamız gerekiyor.

“Skyway” kurulduğunda mevcut yollarda trafik rahatlayacağından yayalara ve bisikletlilere da büyük rahatlık getirecektir. Manisa’da bisiklet kullanımı da artacaktır…

Manisa'da SKYWAY Projesi Manisa Büyükşehir Belediyesi ile Organize Sanayi Bölgesi işbirliğiyle yapılabilir. Yapım için başka formüllerde üretilebilir.

Manisa Organize Sanayi bölgesinde fabrikalarda yaklaşık 50 bin kişi çalışıyor. Bunların fabrikalara gitmesi ve dönüşleri çeşitli sorunlar yaratıyor. Sorunların aşılabilmesi için SKYWAY şart.  

SKYWAY uzmanlarınca Manisa için bir ön çalışma yapılarak, Manisa OSB ve Manisa Büyükşehir Belediyesi yöneticilerine bir sunum yapılabilir.

Manisa’da SKYWAY tarafından bir teknopark kurulduğunda, SKYWAY’in bölgemizde ve ülkemizde tanıtımı daha da kolaylaşacaktır.




27 Eylül 2018 Perşembe

ÜRETİM VE PAYLAŞIM


Son günlerde daha çok kooperatifçilikten konuşur olduk.
Sosyal Kooperatifler gündeme geldi. Bu kooperatifleri duyurabilmek, ne olduklarını anlatabilmek için, Ticaret Bakanlığı Kooperatifler Genel Müdürlüğü Ankara’dan bir teren kaldırıyor. Trenin uğrayacağı illerde etkinlikler düzenlenecek. 5 Ekim’de Kooperatif Treni Manisa’da olacak. Etkinliklere katılabilmek için, Mardin programımı bir gün kısaltacağım. Mardin’de de Ulusal Kırsal Ağ ve tarımsal kooperatifçilik konuşulacak. Mardin için bir masal hazırladım. Manisa için kaleme aldığım Bir Kent Masalını değerli dost Naime Simsaroğlu’nun isteği üzerine Fuar etkinlikleri kapsamında 6 Ekim’de Manisalılarla da paylaşmak benim için çok keyifli olacak. Göz göze söz söze söyleşeceğiz. Teknolojiyi ortadan kaldırıp, çocukluğumuzda anlatılan masalların güzelliğini yaşayacağız birlikte. Masalın içinde kooperatifler de olacak elbet.
Daha çok üretim ve hakça paylaşım için, her kişi kurum ve kuruluş farklı yöntemler geliştirmeye çalışıyor. Sadece özel sektörde değil, belediyelerde ve devlet kurumlarında da aynı amaçlı çalışmalar var. Örneğin belediyelerde, üretkenlik, katılım, eşitlik gibi temel ilkelerle amaçlanan, üretimde ve paylaşımda eşitliğin sağlanmasıdır. Birlikte üretim hakça bölüşümün sağlanmasında kooperatifler en etkili araçlardır. Üretimde ve paylaşımda eşitliğin sağlanabilmesi için, katılım temel ilke kabul edilmelidir. Biliyorsunuz katılım olmadan atılım olmuyor.
Eğer, katılım varsa, tartışmalar, kapalı kapılar ardında ve dar bir çerçeve içinde yapılmıyorsa,  korular kamuoyu önünde açıkça tartışılabiliyorsa sorunların aşılması daha kolay olmaktadır. Ancak, kararlar sen ben bizim oğlan boyutunu aşmadan dar bir çerçeve içinde yapılıyorsa, belki karar üretmek kolay olur ama, üretilen kararı uygulamak ve sonuç almak zorlaşacaktır.
 Az gelişmiş toplumlarda, kararlar tartışmasız üretilir ancak, tartışma kararların uygulanmasında ortaya çıkar. Oysa doğru olanı, kararların tartışılarak alınması tartışmasız uygulanmasıdır. Kararlara tartışarak üretip tartışmasız uygulamayı öğrendiğimizde, demokrasi yolunda önemli bir aşamaya ulaşmış olacağız.
 Açıklık, üretkenlik, katılımcılık, eşitlik,  kooperatiflerde vazgeçilmez ilkeler olarak uygulamaya konulduğunda, karar üretmenin ve sorunları aşmanın kolaylaştığı, söylentilerin azalmasının yanında, başarılı sonuçların alındığı görülecektir.
 Tüm kurum ve kuruluşlarda açıklık ve katılımcılığın kapısını aralarken, kent halkında da katılım isteği olmalıdır. Kent halkının da katılım isteği yoksa, katılım kapısının aralanmasının hiçbir anlamı olmayacaktır.
 Açıklık, üretkenlik, katılımcılık, eşitlik gibi temel ilkeler ödünsüz uygulamaya konulduğunda, güven bunalımı yok olacak, sisler dağılacak ve yöneticiler olan halk desteği artacaktır.
 Açıklık ve katılımla, acıların paylaşılarak küçültülmesi, sevginin paylaşılarak büyütülmesi kolaylaşacaktır.
 Açıklık ve katılımla, daha çok üretim ve hakça paylaşımın sağlanması hem ekonomimizi hem yerel hem de genel demokrasimizi güçlendirecektir.
Tarım Bakanlığının ve Ticaret Bakanlığının, kooperatifçiliğin gelişmesi için yeni çalışmalarda bulunmasını bir kooperatifçi olarak, memnunlukla karşıladığımı, kooperatifçiliğin gelişmesi için çaba göstermemiz gerektiğini, bunun için devlet ve yurttaş işbirliği başlatılmasını zorunlu gördüğümü belirtir, kooperatifçilik yolunda başarılar dilerim. Birlikte iş görme alışkanlığı kazanmalıyız. Ortak sorunlarımızı ortaklaşa çözmek için çaba göstermeliyiz.
 Katılım olmadan atılım olmuyor. Etkinliklere katılın lütfen, salonlar boş kalmasın…




 
back to top